Altı partinin altına imza attığı Ortak Politikalar Mutabakat Metni toplumun siyasete karşı umudunu arttıran bir yol haritasıdır diyor Denge Denetleme Ağı’ndan Hayriye Ataş. 28 Şubat’ta "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" ile ilgili 24 sayfalık ilkesel mutabakat metninin parti liderleri tarafından kamuoyuna duyurulmasının üzerinden hemen hemen bir yıl geçti. Bir yıl boyunca kamuoyunun merak konusu ortak aday tartışmaları bir yana, partilerin somut yol haritasını ortaya koyup mutabakatı seçim ittifakına dönüştürüp dönüştüremeyecekleriydi. Endişeli bir bekleyişti, çünkü son zamanlarda parti liderlerinin birbirinden bağımsız açıklamaları, basına sızan aday konusunda anlaşmazlık haberleri acaba masa çatırdıyor mu söylentilerini de beraberinde getirdi. Son dönemde yapılan seçim anketleri de mutabakat metni ile estirilen rüzgarın yavaş yavaş sönümlendiğini de bizlere gösterdi. Aslında endişeler yerindeydi, zira birbirine benzemeyen bu kadar partinin, seçimden önce bir araya gelmesi ve üstelik ortak politikalarda mutabakat sağlayarak seçime birlikte yürümesi ülke siyasetinde deneyimlenmiş bir şey değil. Bir diğer yandan, bu süreç içinde uluslararası mecrada benzetilen örnekler de pek iç açıcı değildi.  Bildiğimiz gibi Macaristan’da Orban iktidarına karşı altı partinin bir araya geldiği muhalefet ittifakının seçimlerdeki yenilgisi, Altılı Masa’nın akıbetinin de aynı olacağı yorumlarına neden oldu. Altı partinin bir arada oluşturduğu Ortak Politikalar Mutabakat Metni böylesi uzun, tartışmalı ve meşakkatli bir sürecin somut çıktısı oldu. Toplantı seçim startını verecek ölçüde coşkuluydu diyebiliriz. Çoğunu parti teşkilatlarının oluşturduğu üç bin kişilik salon doluydu. Tam kadro CHP belediye başkanlarının orada olmalarının yanı sıra adaylık tartışmalarında öne çıkan Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın birlikte salonda bulunması aday kim olursa olsun parti içinde desteğin devam edeceğini düşündürdü. Ülke siyaseti için çok önemli olan bu günde her zamanki gibi ana akım medyanın yer almaması seçim sürecinde muhalefetin kitlelere ulaşmakta işinin ne kadar zor olduğunu bizlere tekrar gösterdi. Parti temsilcilerinin yaptığı kısa sunumlarda özellikle Cumhurbaşkanlığı’nın Çankaya Köşkü’ne taşınması, Cumhurbaşkanlığı uçaklarının satılarak yangın söndürme uçaklarının alınması, kamuda liyakatin sağlanması, rant ve patronaj ilişkilerinin sonlandırılması, kayyum uygulamasının sonlandırılması, hayvan hakları yasasının çıkarılması gibi vaatler salondan bolca alkış aldı. Bir yıla yakın süredir üzerinde çalışılan Ortak Politikalar Mutabakat Metninde, uzlaşılamayan, tek bir partinin bile şerh koyduğu hiç bir konun yer almadığını ve bütün maddelerin oy birliği ile metinde yer bulduğunu biliyoruz. Partilerin, tabanlarını da düşünerek uzlaşamadığı meseleler her zaman olduğu gibi temel hak ve özgürlükler alanında; İstanbul Sözleşmesi, toplumsal cinsiyet eşitliği, LGBTİ, Azınlıklar, Kürt sorunu gibi önemli konular metinde yer almadı. Mevcut sistemde alanları oldukça daralmış sivil toplum örgütleri de hem kendi çalıştıkları alanlar, hem de genel olarak sivil toplumu içeren maddeleri yetersiz buldular, aynı gün eksiklikleri tespit eden GoFor, Kaos-GL gibi sivil toplum örgütleri eleştiri ve önerilerinin yer aldığı açıklamalar yayınladılar.[1] Bu seçimlerde ciddi bir seçmen kitlesini oluşturan gençlere yönelik metinde yer alan  vaatler de yeterli görülmedi. Uzun yıllardır gençlik alanında çalışan ve bir çok örgütü içinde barındıran GoFor, mevcut siyasetin eleştirilen yaklaşımın hiç bozulmadan metinde korunduğu eleştirilerini yöneltti. Ortak Politikalar Mutabakat Metni bu anlamda mevcut yönetim sistemi sorunlarını çözen ancak, uluslararası sözleşmelere atıflar dışında temel hak ve özgürlükler alanını eksik bırakan bir yol haritası diyebiliriz. Bu alanda bütün mağduriyetleri sonlandıracak, ülke demokrasisini güçlendirecek, eşit vatandaşlığı ve toplumsal barışı sağlayacak çok cesur adımlara ihtiyacımız var. En azından iktidara gelirlerse partiler birlikte bu iradeyi gösterebilecekler mi bilmiyoruz ancak sivil toplum örgütleri bu kritik eşiği kaçırmadan sürece biran önce dahil olmalılar. Bir diğer yandan, metinde partiler arasında tam mutabakat sağlanan ve somutlaştıran en önemli ortak politikalar, Hukuk, Adalet ve Yargı, Kamu Yönetimi ana başlıkları altında yer alan denge ve denetleme sisteminin tesis edilmesi ve kurumsallaştırılmasına yönelik olan maddeler.
Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nin mevcut yönetim sistemi sorunlarını çözen ancak, uluslararası sözleşmelere atıflar dışında temel hak ve özgürlükler alanını eksik bırakan bir yol haritası diyebiliriz.
Şüphesiz ülkede yaşanan demokratik geriye gidişin ve otoriterleşmenin nedeni denge ve denetleme sistemindeki bozulma. Gücün tek elde yani yürütmede toplandığı bu sistem, yasamanın temsil, denetim, kanun yapma yetkilerinin zayıflamasına  ve yargının siyasallaşmasına neden oldu. Bir diğer yandan da zaten tam olarak olgunlaşmamış merkezi yönetim  ve yerel yönetim arasındaki yetki karmaşasını arttırdı. Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nde, “Etkin ve katılımcı bir yasama, istikrarlı, şeffaf ve hesap verebilir bir yürütme, bağımsız ve tarafsız bir yargı ile kuvvetler ayrılığının tesis edildiği güçlü, özgürlükçü, demokratik, adil bir sistem için Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçeceğiz” maddesi ilk sırada yer alıyor. Yasama alanında en dikkat çeken maddeler, uzun yıllardır tartışılan meclis içtüzüğünün değiştirilmesi, komisyonların güçlendirilmesi, meclis içindeki müzakereyi etkisiz hâle getiren ve birbirine benzemez birçok yasa teklifini tek potada eriterek bir gecede geçmesine salık veren torba kanun uygulamasına son verilmesi, meclisin denetim mekanizmaları ile şeffaflığının sağlanması, seçim barajının %3’e düşürülmesi, yasa yapım süreçlerine mevcut sistemde kendilerine hiç yer bulamayan sivil toplumun katılımının sağlanması, Cumhurbaşkanlığı sistemi ile ortadan kaldırılan güvenoyu, gensoru ve sözlü soru gibi denetim araçlarının tekrar getirilmesi var. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yürütmeyi kuvvetlendirip yetkinin tek elde yani Cumhurbaşkanında toplanmasına neden oldu. Yürütme alanındaki maddeler bu gücün orantısız kullanımını, OHAL’in yetkilerini ortadan kaldırmaya ve bakanlar kurulu ile yetki paylaşımına yönelik. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçileceği bir önceki anayasa öneri metninde yer almıştı. Cumhurbaşkanının yetkileri oldukça sınırlı hale getirilse de önerilen sistem, yürütme erki bileşenlerinin oluşumu açısından değerlendirildiğinde yarı-başkanlık sistemine benzemektedir. Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilecekse halkın iradesini temsil eden bir Cumhurbaşkanının yetkilerini nasıl devredeceği ya da sınırlandıracağı net bir şekilde ortaya koyulmalı. Yargı alanında reformun önemine bir önceki yazımda yer vermiştim. Metinde yargı alanında tarafsızlığı ve bağımsızlığı, liyakat, etkinlik ve çoğulculuğu sağlamaya yönelik maddeler geniş yer buluyor.  Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun, Anayasa Mahkemesinin yapısal olarak yeniden düzenlenmesi, hâkim, savcı ve avukatlara yönelik mesleki düzenlemeler, uzun zamandır terk edilen Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarının diğer mahkemelerce dikkate alınması ve bu mahkemeler tarafından verilen kararların ivedilikle uygulanması gibi düzenlemeler yargı alanında öne çıkıyor. Denge ve denetleme sisteminin diğer aktörleri olan medya ve yerel yönetimlere yönelik düzenlemeler de çok geniş yer bulmasa da metinde kritik başlıklar ele alınmış. Ortak Politikalar Mutabakat Metni, çok kapsamlı ve titiz hazırlanmış olması ile birlikte seçim kazanılırsa sivil toplumun da katılımı ile yasama, yürütme, yargı, medya, yerel yönetimler ve sivil toplum alanında derinleştirilmesi gereken bir zemin sunuyor.
Ortak Politikalar Mutabakat Metni, çok kapsamlı ve titiz hazırlanmış olması ile birlikte seçim kazanılırsa sivil toplumun da katılımı ile yasama, yürütme, yargı, medya, yerel yönetimler ve sivil toplum alanında derinleştirilmesi gereken bir zemin sunuyor.
Denge ve Denetleme Ağı olarak, Şubat 2022’de, alanlarında uzman kişilerin katılımı ile düzenlediğimiz Denge ve Denetlemeli Bir Parlamenter Sistem Çalıştayı sonuç önerilerimizi kamuoyuna ve siyasi partilere sunmuştuk.[2] Yakın zamanda Ortak Politikalar Mutabakat Metnini, bu çalıştayın somut önerileri ile birlikte denge ve denetleme perspektifinden değerlendireceğimiz bir rapor yayınlayacağız. Önümüzdeki iki yıl seçimlerin Türkiye’si olacak. Hem seçimlere, hem de ülke siyasetine dair atılan her adım, her söylem çok kritik bir öneme sahip. Altı partinin altına imza attığı Ortak Politikalar Mutabakat Metni toplumun siyasete karşı umudunu arttıran bir yol haritası, ancak sadece takdir edilen bir metin olarak kalmamalı, ortak aday ile birlikte seçim döneminde toplumsallaşması ve halka iyi anlatılması gerekiyor. Bu dönem sadece partilerin değil, sivil toplumun da kendi savunuculuk alanlarında ülke demokrasisi için hareketli olmasını gerektiren bir dönem. Millet İttifakı ya da Cumhur İttifakı içindeki partilerin kendi seçmen tabanlarını da mutlu etmek için birbirinden ayrıştıkları söylemleri olacak. Sivil toplum ise, ülkenin vicdanını ve ortak aklı olarak bu dönemde, toplumun adil ve onurlu yaşam isteğini, demokrasi talebini, temel hak ve özgürlükleri daha güçlü dile getirmeli. Seçim dönemi, siyasi iradenin dönüşmesi, toplumun beklentilerini karşılar niteliğe kavuşması ve demokratik adımların atılması için biz sivil topluma da bir fırsat alanı sunuyor. --- [1] https://go-for.org/wp-content/uploads/2023/01/Millet-Ittifaki-Ortak-Politikalar-Metnine-Iliskin-Aciklama.docx.pdf https://kaosgl.org/haber/altili-masanin-ortak-politikalar-mutabakat-metninden-lgbti-lara-hic-cikti [2] https://www.dengedenetleme.org/publication/173/Denge-ve-Denetlemeli-Bir-Parlamenter-Sistem-icin-Temel-olcutler-calistayi-Sonuc-Raporu