Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri sahiplerini buldu
Bu yıl 20’ncisi düzenlenen Metin Göktepe Gazetecilik Ödülleri’nde kazananlara ödülleri Barış Manço Kültür Merkezi’nde düzenlenen törenle verildi.
Kazananları, Bülent Özdoğan, Ceren Sözeri, Celal Başlangıç, Esra Arsan, Fatih Polat, Fikret İlkiz, Işıl Özgentürk, Kamil Tekin Sürek, Mehveş Evin, Nazım Alpman, Pınar Öğünç, Pınar Türenç, Ragıp Zarakolu, Yasemin İnceoğlu, Zehra Kafkaslı'dan oluşan jürinin belirlediği ödüller, 8 Ocak 1996’da polislerce işkencede öldürülen Evrensel gazetesi muhabiri Metin Göktepe’nin doğum gününde verildi. Sunuculuğunu Gazeteci Nazım Alpman’ın üstlendiği bu yılki törene katılamayan Metin Göktepe’nin annesi Fadime Göktepe törene görüntülü bir mesaj gönderdi. Fadime Göktepe mesajında, “Ben de sizin yanınızdayım. Metin’in yanındayım. Demeyin uzaktadır, yakındayım ben. Metin benim canımın içindedir. Metin'in arkadaşlarına teşekkür ederim bizi hiç yalnız bırakmadılar. Fatih Polat, Ahmet Şık... Onlara teşekkür ederim” dedi.
AHMET ŞIK: GERÇEKLERİN ÜZERİ ÖRTÜLEMEZ
102 gündür cezaevinde bulunan tutuklu gazeteci Ahmet Şık’ın “15 Temmuz’un şifreleri” başlıklı yazı dizisiyle değer görüldüğü Jüri Özel Ödülü’nü gazeteci Elif Ilgaz, Kadıköy Belediye Başkanı Aykut Nuhoğlu’nun elinden aldı. Ilgaz, tutuklu tüm gazetecilere özgürlük dilediğini belirterek Ahmet Şık’ın törene gönderdiği mesajı okudu. Şık, mesajında şu ifadeleri kullandı: “Diktatör özentilerine ve onun tapınıcılarına, baskı ve istibdat ile her şeyi kontrol edebileceklerine ve hakikati istedikleri gibi eğip bükebileceklerini düşünenlerle kaçınılmaz olanı söylemek çocuklarımızın geleceği adına boynumuzun borcudur. Gerçekleri gizleyemezsiniz. Gazetecileri işten atmakla, hapsetmekle ya da sevgili Metin Göktepe gibi gazetecilik yaparken katletmekle gerçeklerin üzeri örtülemez. Er veya geç içimizden biri onu açığa çıkaracaktır. İyi gazetecilik yapmanın ön koşulunun hakikatin izinde ısrarla yürümek olduğunu biz biliyoruz. Ama iyi gazetecilik yapabilmemiz hakikati bilme, anlama, anlatma duygusuna olan bağlılığımızdan kaynaklanmıyor sadece; dostluğu ve dayanışmayı da iyi bilmemizden kaynaklanıyor. Sadece iyi gazetecilik yapmaya çalıştığım için tutuklandım ve bu zor zamanlarda bana yalnız olmadığımı hissettirmek için çabalayan dostlarımın varlığından güç alıyorum. Tüm gazeteci dostlara selamlar ve iyi ki doğdun Metin.”
Kadıköy Belediye Başkanı Aykut Nuhoğlu da yaptığı kısa konuşmada, “ Çocuklarımızın ölmediği bir dünya yaratabilme umuduyla” dedi.
‘BU ÖDÜLÜ BU MÜCADELEYİ DİRİ TUTANLARA ADIYORUM’
Cumhuriyet Gazetesi Muhabiri Canan Coşkun ve Bianet’ten Elif Akgül de, birlikte hazırladıkları Hrant Dink cinayeti davasının 10 yılını anlatan dosya haberleriyle Jüri Özel Ödülü’nü kazandı. Ödülleri veren Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu, “Hrant Dink cinayeti nefret cinayetidir. 10 yıldır çözülemeyen bir cinayettir. Dosya haberiniz çok güzeldi. Başarılı işler yapmaya devam edin” diye konuştu. Ödülü hakikati dile getirdiği için cezaevine konulan meslektaşları adına aldığını belirterek Coşkun, “Bu ödül için hislerimizi kelimelere dökmek oldukça zor. Metin Göktepe, gazetecilik yaptığı için öldürülmeseydi eminiz ki Ahmet Şık’la hücre arkadaşıydı. Bu ülkede hakikatin peşindeki gazetecilere görülen reva, ya mezarlık ya cezaevi. Gazetecilik böylesi faşist bir baskının altındayken gerçekleri birlikte, daha yüksek sesle unutturmamamız gerek” dedi. Akgül ise şunları söyledi: “Hrant’ın arkadaşının selamını getirdim sizlere. Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki gazeteciler, gazetecilik faaliyetleri yaptıkları için yargılanıyor. Hrant da bu şekilde öldürüldü. Metin Göktepe mücadelesi gazeteci dayanışmasının ne anlama geldiğini gösteren bir dayanışmaydı. Bu ödülü, bu mücadeleyi diri tutanlara ve Hrant’ın arkadaşlarına adıyorum.”
CEZAEVİNDEKİ GAZETECİLERİN GÖZÜ ARKADA KALMASIN
21 Mart 2017 günü, Diyarbakır’da düzenlenen Newroz kutlamaları başlamadan önce, üniversite öğrencisi Kemal Kurkut’un polis tarafından öldürülmesini çektiği fotoğraflarla belgeleyen Dihaber muhabiri Abdurrahman Gök, Jüri Özel Ödülü’nü gazeteci Mehveş Evin’in elinden aldı. İlk konuşan Mehveş Evin, “Abdurrahman’ın çektiği fotoğraf bizim için çok özel. Eğer orada olmasaydı, objektifini kaldırmasaydı, biz Kemal’in nasıl öldürüldüğünü asla öğrenemeyecektik. Özgür basın bunun için lazım” dedi. Abdurrahman Gök ise “Ben bu ödülü Kemal Kurkut'a adamak istiyorum. Metin Göktepe’ye, Ape Musa’ya, Gurbetelli Ersöz’e, en son Şengal’de şehit düşen Nujin arkadaşımıza sözümüz olsun. Cezaevindeki tutsak gazeteci arkadaşlarımın gözü arkada kalmasın. Biz onlar için de hakikatin izinde olmaya devam edeceğiz. Sonuna kadar bedeli ne olursa olsun gerçekleri yazacağız. Cezaevinde direnen siyasi tutsaklara da selam olsun” diye konuştu.
BÜTÜN ÖDÜLLER HAYIRLI OLSUN
Evrensel Muhabiri Tamer Arda Erşin “Hayır gitmiyoruz” isimli fotoğrafıyla değer görüldüğü Fotoğraf Ödülünü DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren’den aldı. Eren, “Bütün ödüller hayırlı olsun. Daha çok metin olalım daha çok mücadele edelim” dedi. Erşin ise şunları söyledi: “Metin ölmedi, Evrensel çalışanlarıyla yaşıyor. Aslında benim ismim yazıyor ama bu ödül sadece benim değil değil, Evrensel çalışanlarının ödülü. Evrensel’i Evrensel yapan, diğer medya kurumlardan bizi ayıran bizde bireyler yoktur. Sadece Evrensel vardır. Ben bu ödülü Evrensel çalışanları adına alıyorum.”
Yerel gazetecilik ödülünü ise “Mülteci Olmak: Bu kez onlar anlatıyor” başlıklı haberiyle İzmir Life Dergisi’nin Yazı İşleri Müdürü Deniz Çaba, TGS Başkanı Gökhan Durmuş’tan aldı. Durmuş, “Metin Göktepe ödüllerini diğer ödüllerden ayıran birkaç özellik var. Bunlardan en belirgin olanı Metin’in gazeteciliği mücadeleci gazeteciliktir. Bu yüzden bu ödül gazeteciler için anlamlı ve önemlidir” dedi.
Deniz Çaba da şunları söyledi: “Üniversitede okurken çok etkilenmiştim, benim için Metinin ayrı bir önemi var. Gazeteciliğe başlamamda çok etkili oldu.”
ÖDÜLÜ TUTUKLU GAZETECİLERE ADIYORUZ
“Gözaltında işkence iddiaları: Tanıklar anlatıyor” başlıklı haberleriyle görüntülü haber ödülüne layık görülen BBC Türkçe Muhabiri Selin Girit ve kameraman Göktay Koraltan da ödülünü Evrensel yazarı ve akademisyen Ceren Sözeri’nin elinden aldı. Sözeri, “Metin Göktepe gazeteciliği aynı zamanda hak haberciliğinin ile simgeleşmiştir. Metin Göktepe cinayetinin ortaya çıkarılması da gazetecilerin dayanışmasının ayrı bir örneğidir. Haberde belirtildiği gibi işkence bir insanlık suçudur. İyi ki sizler varsınız” dedi. Girit ise ödülünü alırken yaptığı konuşmada “En saygı duyduğumuz meslektaşlarımızdan birisi Metin Göktepe’dir. Böyle bir haberi yayınlamak cesaret işiydi. BBC Türkçe’ye teşekkür ederiz. Bizim başımıza bir şey gelmedi. Biz başına bir şey gelenlerin haberini yaptık. Bu yüzden gururluyuz. Korku gibi cesaret de bulaşıcıdır. Cesaretleri bize bulaşan dostlarımıza bu ödülü adıyoruz. Ahmet Şık’a, Deniz Yücel’e, Murat Sabuncu’ya, tutuklu 150 gazeteciye adıyoruz. Dik durdular, korkmadan yazdılar. Mutlaka kazanacağız. Kalem kılıçtan keskindir” dedi.
YILMAK YOK, MÜCADELEYE DEVAM
“Raydoaktif skandal!” başlığı ile yayımlanan haberiyle yazılı haber ödülüne değer görülen Evrensel muhabiri Cansu Pişkin’e ödülünü Meryem Göktepe ve Basın konseyi başkanı Pınar Terenç verdi. Meryem Göktepe, “Metin hepimizin özel gününde en önde olan, hepimizin yüreğinde büyük bir yeri olan güzel gülüşlü esmer çocuktu. Metin barikatın arkasından haberi alan bir gazeteciydi. Bu ülkede Metin Göktepe gazeteciliği oluştu. Metin öldürüldüğünde de gazetecilik yaptı” dedi. Türenç ise şunları aktardı: “İktidarlar değişse bile kaleme, kalem sahibi gazetecilere saldırılar devam etmekte. Yılmak yok diyoruz. Mücadeleye devam edeceğiz.”
DEVLETİN GERÇEĞİ ARAYAN GAZETECİLERE MUAMELESİ DEĞİŞMEDİ
“Görünmez olanı görünür kılmaya, görünenin ardını eşelemeleri, kararlılığı aydınlatma çalışan gazetecilerin ölümle ya da demir parmaklıklar cezalandırıldı bir ülkede yaşıyoruz” diye söze başlayan Cansu Pişkin, “İktidarlar değişti, yıllar geçti ama devletin gerçeği eşeleyen gazetecilere ‘Özel Muamelesi’ hiç değişmedi. KHK’ler ile kapatılan gazeteler, ajanslar, televizyon kanalları ve hapishanelerde mesleki faaliyetlerinden dolayı tutulan gazeteci arkadaşlarımız bu muamelenin sadece şeklen değiştiğini, esasen farklı olmadığını gösteriyor. Bizim esasımız ise hakikat işçiliği. Borçlu olduğumuz tek şeyin hakikat olduğu özgür yarınlara ve tutuklu meslektaşlarıma...” diye konuştu.
Törene Ahmet Şık'ın karısı Yonca Şık, Emek Partisi Genel Başkanı Selma Gürkan, HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ve Cumartesi Anneleri katıldı. Törenin sonunda Metin Göktepe’nin doğum günü pastası kesildi ve Hüsnü Arkan mini bir konser verdi.
Bunlar da ilginizi çekebilir