Meclis’te görüşülen Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) bütçesinde, çocuk işçiliğini meşrulaştırdığı Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) çokça konuşuldu.

CHP İstanbul Milletvekili ve Adalet Komisyonu üyesi Turan Taşkın Özer, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e kendi imzasını taşıyan bazı belgelerdeki çelişkileri sordu. MESEM kapsamında staj gören öğrencilerle ilgili Bakanlığı aradığını ve ilgili hiçbir bürokrattan yanıt alamadığını söyleyen CHP’li Özer, şunları söyledi:

Çayırhan direnişi 9'uncu gününde: Madenciler Bakanlığa yürüyor Çayırhan direnişi 9'uncu gününde: Madenciler Bakanlığa yürüyor

* Bakanlığınızın MESEM ile ilgilenen hangi birimiyle konuştuysak bilgisizler. Kendi görev alanlarıyla ilgili mevzuata hakim değiller. Bakanlığınızın hukuk birimini aradık. Ölen çocukların isimlerini söyledik. Ne dosya var ne de bilgi. İl milli eğitim müdürlüklerine yönlendirdiler. İlleri tek tek aradık. Çocukların isimlerini verdik. Sistem üzerinden arama yaptılar. ‘Dosya yok. Müdahillik yok. Bilgi yok. Sistemde adı yok.’ Aldığımız cevaplar bunlar.

* Yani Bakanlık kendisine bağlı MESEM programı kapsamında iş yerlerine gönderdiği ve o iş yerlerinde hayatını kaybeden çocukların davalarında taraf değil. Bırakın taraf olmayı gözlemci avukat bile yollamıyorsunuz. Aile ile irtibata dahi geçmiyorsunuz. Milli Eğitim Bakanlığı kendisini öyle bir mutlak sorumsuzluk içinde hissediyor ki, ne zaman bir çocuk ölse ya da yaralansa Bakanlık bir anda yok oluyor. Oysa ki, Milli Eğitim Bakanlığı’nın bırakın davaya taraf olmasını, kamu sorumluluğu kapsamında sorumluların yargılanması gerekir. 

CHP’li Özer, Milli Eğitim Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının aynı soru önergelerine farklı yanıt verdiğini şu sözlerle ifade etti:

* MESEM programı kapsamında sözde mesleki eğitim almaları sağlanan öğrencilerin kaçı eğitim aldıkları alanda, kendi meslekleriyle ilgili SGK’lı bir işe girmiştir diye sordum. Sizin imzanızla “İstihdam durumunun tespitlerine yönelik çalışmalar devam ediyor” şeklinde bir yanıt geldi. Aynı soruya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’na sordum.

* “Bu konu bakanlığın yetki ve sorumluluk alanına girmiyor. Konu hakkında bilgimiz yok” diye yanıt verdi. Ya Milli Eğitim Bakanlığı böyle bir çalışma olmadığını itiraf edemediği için yalan söylüyor ya da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın SGK’dan haberi yok. Bu tam anlamıyla kepazeliktir. Bununla ilgili derhal doğru bir açıklama yapmalısınız. Kim denetim yetkisini olan Meclis’i, Milletvekillerini dolayısıyla halkı yanıltıyorsa ortaya çıkmalı.”

'Ortada ciddi bir bilgi kirliliği var'

MESEM programı kapsamında staj gördüğü iş yerinde hayatını kaybeden çocuklarla ilgili de belirsizlik olduğunu söyleyen Özer, “Basına yansıyan haberlerden derlediğimi kadarıyla 11 çocuk hayatını kaybetti. Ama size göre göre 5 çocuk hayatını kaybetti. Israrlar çocukların tek tek hangi tarihte ve hangi iş kolunda staj yaptıklarını sorsak da yanıt alamıyoruz. Ortada ciddi bir bilgi kirliliği var. Bakanlığın hayatını kaybeden çocukları tek tek açıklaması gerekmektedir” dedi.

'Sistemin doğru kurulamadığını kaç çocuk daha öldüğünde anlayacak?'

MESEM programının çöktüğünü ve sonlandırılması gerektiğini belirten Özer, “Bakanlık, MESM programın bir hata olduğunu, sistemin doğru kurulamadığını kaç çocuk daha öldüğünde anlayacak? Kaç çocuk daha güvencesiz çalışma koşulları nedeniyle okul hayatına dahi devam edemeyecek sakatlıklar geçirmek zorunda kalacak?  Bizim kaybedecek bir çocuğumuz daha yok. Eğer bir staj sistemine ihtiyaç var ise önce gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, Milli Eğitim Bakanlığının sorumluluğu belirlenmesi ondan sonra öğrencilerin staj sistemine dahil edilmesi gerekiyor” dedi.