Merkez Bankası (MB), faizi yüzde 45’ten yüzde 50'ye çıkardı.

Para Politikası Kurulu (PPK) ayrıca, operasyonel çerçevede değişikliğe gitti. Merkez Bankası, gecelik vadede borçlanma ve borç verme oranlarının bir hafta vadeli repo ihale faiz oranına kıyasla eksi/artı 300 baz puanlık bir marjla belirlenmesine karar verdi.

Bu sıkılaştırma adımı, para piyasasındaki faizlerin yüzde 50 politika faizinin 3 puan altına veya üstüne çıkmasına izin verecek.

'Şahin' metin

Para Politikası Kurulu geçen ayki karar metninde enflasyonda ‘belirgin ve kalıcı bir bozulma’ öngörülmesi durumunda para politikası duruşunu ‘sıkılaştırılacağını’ belirtmişti. Şubatta tutmayan enflasyon hedefi sonrası gelen PPK'nın 'şahin' karar metninde, 'hizmet enflasyonundaki katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatlarının enflasyon baskılarını canlı tuttuğu' yazıldı. 'Enflasyon görünümündeki bozulmanın dikkate alınarak faizin artırıldığı' belirtilirken aylık enflasyonun ana eğiliminde 'belirgin ve kalıcı bir düşüş' sağlanana ve enflasyon beklentileri 'öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar' sıkı para politikasının sürdürüleceği kaydedildi.

Metnin devamından öne çıkanlar şöyle:

  • Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon 2024 yılının ikinci yarısında tesis edilecektir.
  • Kurul, makroihtiyati politikaları piyasa mekanizmasının işlevselliğini ve makro finansal istikrarı koruyacak nitelikte uygulamayı sürdürmektedir. Bu çerçevede, ay içinde yapılan düzenlemelerle finansal koşullar sıkılaştırılmış, para politikası aktarımı desteklenmiştir. Kredi büyümesi ve mevduat faizinde öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması desteklenmeye devam edilecektir. Likidite gelişmeleri yakından takip edilerek, gerektiğinde sterilizasyon araçlarının etkin şekilde kullanılması sürdürülecektir.
  • Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir.
  • Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır.

Tutmayan enflasyon hedefi

Verileri tartışmalı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) şubatta yıllık enflasyonu yüzde 67,7 olarak açıklamıştı. Aylık artışsa yüzde 4,53 olmuştu. Yani resmi enflasyon, yüzde 66’lık beklentiyi aşmıştı. Aylık enflasyon için beklenti ise yüzde 3,8’di.

Bağımsız akademisyenlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu’ysa (ENAG), şubatta 12 aylık enflasyonu yüzde 121,98 olarak açıklamıştı. ENAG’a göre aylık artışsa yüzde 4,32.

Ne olmuştu?

İktidarın “Faiz sebep, enflasyon sonuç” diyerek genel kabul görmüş ekonomi politikalarının tersine bir politika izlemesi sonrası son üç yılda enflasyon rekor seviyelere ulaşmıştı. 28 Mayıs 2023’te bir kez daha seçim kazanan Erdoğan hükümeti, ‘Türkiye ekonomi modeli’nden vazgeçip pusulayı tersine çevirmiş ve ‘piyasaların sevdiği’ Mehmet Şimşek’i Hazine ve Maliye’nin, Hafize Gaye Erkan’ı da Merkez Bankası’nın başına getirmişti. Şimşek’in ‘rasyonel politikalara geçildiğini’ açıklaması ardından Merkez Bankası yüzde 8,5 olan faizi yedi ayda yüzde yüzde 45’e çıkardı.

Bu sürede ekonominin döviz ihtiyacının giderilmesi için Şimşek ve Erkan yüzünü Batı ile Körfez’e çevirmiş, birçok kuruluş ve yatırımcılarla görüşmüşlerdi.

Dünya Bankası 7 Eylül’de , ‘istikrar için’ Türkiye’ye 35 milyar dolarlık (937 milyar 598 milyon 550 bin TL) yatırım paketini duyurmuştu. Erkan’ın ‘yolculuğu’ 2 Şubat’ta sona ermiş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yerine yardımcısı Fatih Karahan’ı atamıştı. “Parasal sıkılığa devam” mesajı veren Karahan’ın yönetimindeki Merkez Bankası, mayısta enflasyonun yüzde 73’te zirveye varacağını, yıl sonunda yüzde 36’ya ineceğini öngörüyor. MB, 22 Şubat'ta faizi sabit bıraktığı kararında faiz seviyesinin aylık enflasyonun ana eğiliminde ‘belirgin ve kalıcı bir düşüş’ sağlanana ve enflasyon beklentileri ‘öngörülen tahmin aralığı’na yakınsayana kadar sürdürüleceğini kaydetmişti. Para Politikası Kurulu metninde enflasyonda ‘belirgin ve kalıcı bir bozulma’ öngörülmesi durumundaysa para politikası duruşunun ‘sıkılaştırılacağı’ belirtilmişti. MB, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Faiz sonuç enflasyon sebep” politikasından vazgeçilmesinin ardından geçen aya kadar sekiz aydır faizi artırıyordu.