Merkez Bankası Para Politikası Kurulu ekim ayı olağan toplantısında beklentilere paralel olarak politika faizini yüzde 50'de sabit tuttu. Merkez Bankası böylece art arda yedi toplantıda da faizi değiştirmedi.
Piyasalar da politika faizinin sabit tutulmasını bekliyordu.
Piyasaların beklentisi faiz indiriminin 2024'ün sonunda ya da en geç 2025'in ilk çeyreğinde başlaması yönünde.
Bankanın kararında enflasyonla ilgili şu ifadeler yer aldı: "Eylül ayında enflasyonun ana eğilimi bir miktar yükselmiştir. Üçüncü çeyreğe ilişkin göstergeler yurt içi talebin yavaşlamaya devam ederek enflasyondaki düşüşü destekleyici seviyelere yaklaştığını ima etmektedir. Temel mal enflasyonu düşük seyretmeye devam ederken, hizmet enflasyonundaki iyileşmenin son çeyrekte gerçekleşmesi beklenmektedir. Enflasyondaki iyileşmenin hızına dair belirsizlik ise son dönemdeki veri akışı ile artmıştır. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiğini kaydetmiştir."
Ne olmuştu?
İktidarın “Faiz sebep, enflasyon sonuç” diyerek genel kabul görmüş ekonomi politikalarının tersine bir politika izlemesi sonrası son üç yılda enflasyon rekor seviyelere ulaşmış, buna rağmen faiz tek haneye indirilmişti.
Mayıs 2023’te bir kez daha seçim kazanan Erdoğan hükümeti, ‘Türkiye ekonomi modeli’nden vazgeçip pusulayı tersine çevirmiş ve ‘piyasaların sevdiği’ Mehmet Şimşek’i Hazine ve Maliye bakanı olarak atamıştı.
Şimşek’in ‘rasyonel politikalara geçildiğini’ açıklaması ardından Merkez Bankası yüzde 8,5 olan faizi kademeli artışlarla yüzde 50'ye yükseltti.
Bu sürede ekonominin döviz ihtiyacının giderilmesi için Şimşek yüzünü Batı ile Körfez’e çevirmiş, birçok kuruluş ve yatırımcılarla görüşmüştü.
Faiz nisandan beri yüzde 50'de sabit tutuluyor.
