Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, pazar klasiği haline gelen paylaşımlarında bu hafta, yeni anayasa tartışmalarının gölgesinde bu kez anadilde eğitim hakkını ele aldı.
Anadilinde eğitim hakkına dair anayasa değişikliği taleplerine yanıt veren ve görüşlerini açıklayan Uçum, "Egemenlik Türkiye halkının oluşturduğu Türk Milletine aittir. Bu nedenle Milletin dili Türkçe de egemen tek dildir" dedi ancak anayasal güvenceden de bahsetti. Uçum, "Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir" şeklindeki anayasanın üçüncü maddesine sahip çıktı.
Uçum, Kürtçeye dair bazı icraatları saymasının ardından, "Buradan devamla yeni anayasada gerekli düzenlemeler de yapılarak Türkiye’de bütün dil ve lehçelerin kavuştuğu bu özgürlüklere anayasal güvenceler de sağlanır" sözlerini sarf etti.
Yeni anayasaya işaret eden Uçum, “Türkçenin egemen ve birleştirici tek dil olmasının zorunlu sonucu ve değişmez, değiştirilemez kuralı olarak Devletin dili, yani resmi dil Türkçedir. Eğitimde zorunlu tek dil de Türkçedir. Dolayısıyla yeni anayasada bu ilkelerin gerektirdiği kurallara aykırı hiç bir normun olamayacağı aşikardır. Diğer yandan bütün anadiller, bu dillerin öğrenilmesi ve kullanılması, bir insan hakkıdır. Demokratik devletlerin görevi bu konuda özgürlük sağlamak ve isteğe bağlı talepler için gerekli imkanları oluşturmaktır” diye kaydetti.
✔️ PAZAR YAZISI
— Mehmet Uçum (@mehmetucum) December 15, 2024
EGEMENLİĞİN VE BİRLİĞİN DİLİ TÜRKÇE
Türkler, Kürtler, Araplar, Zazalar, Lazlar, Çerkesler, Gürcüler kısaca Türkiye’nin her kesimi Türkiye halkının zorunlu ve ayrılmaz unsurlarıdır. Objektif bir realite olarak Türkçe de Türkiye halkının parçası ve bu nedenle…
Uçum, Kürtçeye olan yasakların 12 Eylül dönemi zirveye çıktığını, bu yasakların 'Erdoğan devrimi' ile aşıldığını iddia etti.
'Eğitimde zorunlu tek dil de Türkçedir'
Uçum'un paylaşımında şu ifadeler yer aldı:
* Türkler, Kürtler, Araplar, Zazalar, Lazlar, Çerkesler, Gürcüler kısaca Türkiye’nin her kesimi Türkiye halkının zorunlu ve ayrılmaz unsurlarıdır. Objektif bir realite olarak Türkçe de Türkiye halkının parçası ve bu nedenle Türk Milletinin asli unsuru olan herkes bakımından birleştirici tek dil yani birliğin dilidir. Türkiye’nin birlik dilinin Türkçe olduğuna hiç bir itiraz olmadığı gibi böyle bir itirazın nesnel temeli de yoktur.
* Egemenlik ise Türkiye halkının oluşturduğu Türk Milletine aittir. Bu nedenle Milletin dili Türkçe de egemen tek dildir. Türkçenin egemen ve birleştirici tek dil olmasının zorunlu sonucu ve değişmez, değiştirilemez kuralı olarak Devletin dili, yani resmi dil Türkçedir. Eğitimde zorunlu tek dil de Türkçedir. Dolayısıyla yeni anayasada bu ilkelerin gerektirdiği kurallara aykırı hiç bir normun olamayacağı aşikardır. Diğer yandan bütün anadiller, bu dillerin öğrenilmesi ve kullanılması, bir insan hakkıdır.
'Kürtçe sözlük, Kürtçe dergi gibi kazanımlar güvenceye kavuşturulamadığı için kalıcı olamadı'
* Demokratik devletlerin görevi bu konuda özgürlük sağlamak ve isteğe bağlı talepler için gerekli imkanları oluşturmaktır. Maalesef ülkemizde vesayet rejimi onyıllar boyu -İnkar ve ret politikalarının bir sonucu- insanlar bırakın anadillerini öğrenme, anadillerini kullanma ve anadillerinde yaşama haklarından mahrum edildiler. 12 Eylül öncesi demokratik mücadeleyle elde edilen Kürtçe sözlük, Kürtçe dergi gibi kazanımlar ise hukuki güvenceye kavuşturulamadığı için kalıcı olamadı.
* Yasaklar, inkar ve ret politikaları 12 Eylül Faşizmi döneminde tavan yaptı. Araya yıllar girdi ve en nihayet Erdoğan Devrimi gerçekleşti. Ülkemizde farklı dil ve lehçelerin öğrenilmesi için 2923 sayılı Kanun’la düzenlemeler yapıldı. Bu Kanun’a dayanan idari kararlara göre yapılan uygulamalar on yılı aşkın süredir devam ediyor.
'Anadillerde siyasi propoganda yapmak serbesttir'
* Ülkemizde yaşayan diller ve lehçeleri gelecek kuşaklara aktarılabilmek ve bu alanda toplumun da ihtiyaçlarını karşılayabilmek amacıyla ‘Yaşayan Diller ve Lehçeler’ dersi kapsamında Adiğece (Kiril alfabesine göre), Adiğece (Latin Alfabesine göre), Abazaca, Kurmancca, Zazaca, Lazca, Gürcüce, Arnavutça ve Boşnakça dersleri okutuluyor. Kürtçe (Kurmancca ve Zazaca) Dersi Öğretim Programı 2012-2013 eğitim öğretim yılından itibaren uygulanmaya başlandı. Öğretim programına uygun öğretim materyalleri de hazırlanıyor ve öğrencilere ücretsiz olarak dağıtılıyor. Bu bağlamda: Kürtçe dil dersi devlet okullarında seçmeli olarak alınabilmektedir.
* Kürtçe dil dersi özel okullarda seçmeli olarak alınabilmektedir. Üniversitelerde Kürt dili ve edebiyatı/kültürü (lisans) bölümleri ve akademik (lisans üstü) çalışmalar için enstitüler var. Kürtçe dil kursları açmak mümkün. Kürtçe’nin eğitim dili olduğu özel okul açmak serbesttir. Kürtçede yaygın olarak kullanılan ve Türkçe dışında görülen `Q,X,W` gibi harflerin kullanım imkanları sağlanmıştır. TDK tarafından TÜRKÇE-KÜRTÇE, KÜRTÇE-TÜRKÇE sözlükler hazırlanmıştır. Anadillerde siyasi propoganda yapmak serbesttir.
'Devletin dili, yani resmi dil Türkçe’dir'
* Kamuda Kürtçe tercüman hizmeti vardır. Kürtçe çağrı merkezleri açılmıştır. Kürtçe yayınlarla ilgili bütün sınırlamalar kaldırılmıştır. Yirmi dört saat Kürtçe yayın yapan devlet kanalı bu dönemin eseridir. Kürtçe oyunlar sahnelenmesinin önündeki engeller kaldırılmıştır. Kürt edebiyatının önde gelen eserleri Kültür ve Turizm Bakanlığınca yayınlanmaya başlanmıştır. Devlet Tiyatroları tarafından Kürtçe tiyatro oyunları sahnelenmektedir. Sürdürsek sayfalara sığmaz...
* Buradan devamla yeni anayasada gerekli düzenlemeler de yapılarak Türkiye’de bütün dil ve lehçelerin kavuştuğu bu özgürlüklere anayasal güvenceler de sağlanır. Sonuç olarak; Türkçenin egemen ve birleştirici tek dil olmasının zorunlu sonucu ve değişmez, değiştirilemez kuralı olarak Devletin dili, yani resmi dil Türkçe’dir. Eğitimde zorunlu tek dil de Türkçe’dir. Bunun dışında bu topraklarda kullanılan bütün anadil ile lehçeler, bu dillerin öğrenilmesi ve kullanılması devletin sağladığı özgürlüklerle güvence altına alınmıştır.