Mecliste çoğunluk yarışı

Abone Ol
 Cumhurbaşkanı ile meclisin aynı siyasi bloğun elinde olmadığı bir durumun siyasi istikrarsızlığı derinleştireceği, bu durumun da en çok ülkeye yeni bir siyasal rejim önerisi yapan muhalefetin planlarını zora sokacağını söylemek yanlış olmayacaktır.  Cumhurbaşkanlığı aday süreci Millet İttifakında bakımından karara bağlandı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismi ilan edildi. HDP’nin aday çıkarmama kararıyla Millet İttifakı adayının ilk turda seçilme ihtimali iyice ağrılık kazandı. Keza Muharrem İnce 3. aday olarak siyaset sahnesinde. Pek çok anket firması İnce’nin oyunun % 3-5 aralığında olduğunu, son iki aylık süreç bakımından Memleket Partisinin ciddi bir ivme kazandığını söylemekte. İnce’nin gerçek oyunu seçime katılma kararlılığını sürdürürse 14 Mayıs günü göreceğiz. Muharrem İnce ayrıntısı bir kenara bırakıldığında ise Cumhurbaşkanlığı seçim süreci oldukça belli, hatta bir ölçüde heyecansız bir içerikle yoluna devam ediyor. Muhalefet kazanmaya daha yakın. Bu olası sonucun 1. turda mı, yoksa 2. turda mı gerçekleşeceğini ise seçmen çoğunluğu belirleyecek. Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle aynı gün yapılacak Meclis seçimleri ise ciddi belirsizliklere gebe. 2018-2023 arası dönemde hem yürütme hem de yasama organında Cumhur İttifakı ağırlığı vardı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmış Erdoğan, mecliste MHP’den de aldığı destekle ülkeyi istediği gibi yönetiyordu. Bu süreç geniş kitlelerde bir yanılgıya yol açmış olabilir. Cumhurbaşkanlığı çok daha önemli, meclisi alsak da olur olmasak da. Oysaki Anayasanın şu hâlinde bile TBMM ciddi yetkilerle donatılmış durumda. Seçimi Erdoğan kazanır, TBMM çoğunluğu muhalefette kalırsa veya tersine Kılıçdaroğlu ipi göğüsler ama Millet İttifakı meclis çoğunluğunu alamazsa siyaset tıkanır. Türkiye siyasetinin böyle bir sonuca ilerlemesi sistem tartışmalarını rafa kaldırır. Ayrıca cumhurbaşkanı ile meclisin aynı siyasi bloğun elinde olmadığı bir durumun siyasi istikrarsızlığı derinleştireceği, bu durumun da en çok ülkeye yeni bir siyasal rejim önerisi yapan muhalefetin planlarını zora sokacağını söylemek yanlış olmayacaktır. Seçenekleri tek tek incelediğimizde karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor: Cumhur, Millet ile Emek ve Özgürlük İttifakının her üçü de ortak liste seçeneğini kullanacak. Ortak listelerinin ne ölçüde tüm adayları ve tüm partileri kapsayacağı ise şu aralar yapılmakta olan pazarlık ve müzakere seçeneklerinin sonunda belirlenecek. Bu genel planın altında ise pek çok seçenek karara bağlanmayı bekliyor. 2022’de yapılan seçim yasası değişikliği küçük partileri zora soktu. İttifak artık o kadar da kârlı bir seçenek değil.
Seçimi Erdoğan kazanır, TBMM çoğunluğu muhalefette kalırsa veya tersine Kılıçdaroğlu ipi göğüsler ama Millet İttifakı meclis çoğunluğunu alamazsa siyaset tıkanır
Bu durumda ya küçük partiler meclis seçimleri için ayrıca bir ittifak kuracak. Saadet, DEVA ve Gelecek böyle bir adım atabilir ya da büyük partiler küçük partileri meclise taşıyacak. Millet İttifakı bakımından baraj sorunu olmayan iki parti var: CHP ve İYİ Parti. Küçük partilerinin yükünü bu iki yapının üstlenmesi gerek. Ancak İYİ Parti’nin Kılıçdaroğlu’nun adaylık sürecindeki tavrı belli. İYİ Parti artık içerideki öteki. Akşener’in Kılıçdaroğlu’nu adaylığa götüren süreçte İYİ Parti karşıtı bir pozisyonda birleşen 4 küçük Millet İttifakı partisine meclis seçimleri için yardım etme olasılığı çok zayıf. Yine benzeri şekilde CHP ile İYİ Parti arasında ortak seçim listesi hazırlama ihtimali de güçlü bir şekilde beklenmiyor. Bu durumda ittifakın ana yükünü CHP’nin çekeceğini veya küçük partilerin ittifak içerisinde ittifak kurarak kendilerini meclis seçimlerinde garantiye almak isteyeceklerini düşünebiliriz. . Bir diğer belirsizlik alanı Emek ve Özgürlük İttifakı bakımından söz konusu. HDP ve TKP meclis seçimleri bakımından anlaştı. Ancak HDP seçimlere kadar kapatılabilir. HDP bu olasılığa karşı Yeşil Sol Parti çatısı altında seçime girecek. Bu tedbir önemli ama yeterli değil, çünkü HDP kapatılırsa milletvekili adayı olan pek çok isme siyasi yasak gelebilir. Bu nedenle HDP’nin bugünkü A takımıyla seçime girmesi siyaseten hâlâ çok riskli. Cumhur İttifakında ise işler daha az sorunlu bir şekilde yoluna devam ediyor. Ortak liste formülü kullanılacak. Yeniden Refah, HÜDA-PAR ve BBP AKP listeleri içinde kendilerine yer bulacak. Ama tabii MHP’nin de baraj sorunu olabilir. Burada merak edilen husus ortak listenin kaç ilde MHP’li adayları da içerecek şekilde genişleyeceği. Tabii bir de Memleket Partisi meselesi var. Kılıçdaroğlu liderliğindeki ana muhalefet bloğu İnce’nin çekilmesini istiyorsa masaya oturmak ve Memleket Partisini meclise taşıyacak bir formülü kabul etmek zorunda. Dolayısıyla İnce’nin aday olmaması karşılığında Memleket Partisinin CHP ile işbirliği yapma ihtimali var. Bu durum da CHP listeleri yine değişebilir. Bu baş döndürücü olasılıklar dizisinin bize verdiği mesaj açık: Meclis seçimleri tansiyonu yüksek bir içerikle ve çok bilinmeyenli bir denklem kıvamında gerçekleşecek. Masa başında kurulan ittifakların halkta ne ölçüde karşılık bulduğu sorusunun nihai yanıtını ise 15 Mayıs sabahı öğrenmiş olacağız.