Mandacı olmayan, vatansever bir ekonomist aranıyor
Madem hedeflenen kuru serbest bırakmak ve “rekabetçi kur” hayaliyle cari fazla üstünden döviz açığını kapatmak, dolayısıyla da enflasyonu düşürmekti, biz bu 128 milyar doları neden sattık?
Bir ay kadar oldu, dinlediğimden beri aklımdan hiç çıkmayan bir fıkra öğrendim. Tam yazacakken, bakayım dedim, meğer bir ben bilmiyormuşum.
Fıkrayı anlatma işini Türkçenin en önemli yazarlarından biri olan Oya Baydar’a bırakayım. 8 Ocak 2014’te, T24’teki köşesinde yazmış.
“Maraba ile ağa, ağanın arabasında tıngır mıngır kasabaya gidiyorlar. Yolun yarısında, arabayı çeken hayvan patır kütür yola pisliyor. Ağa marabasının arabada gözü olduğunu biliyor. Hem marabayı küçük düşürmek hem de eğlenmek için, ‘Üle Memo! Şu boku yersen, arabayı sana verecem’ diyor. Bizimki bir an düşünüyor, kararını veriyor, koşumları ağaya uzatıp arabadan iniyor ve taze at pisliğini yiyor. ‘Tamam’, diyor ağa, ‘araba senin.’
Bizimkinin midesi dönmüş, gururu çiğnenmiş, kendinden iğreniyor. Ağa ise bir dakikalık bir eğlence uğruna arabasından olduğuna pişman, kendi budalalığına yanıyor. Dönüş yolunda ikisinin de ağzını bıçak açmıyor, ikisi de kurdukça kuruyorlar. Tam marabanın pislik yediği noktaya geldiklerinde ağa dayanamıyor; ‘Üle Memo! Bir halt ettim, şaka uğruna araba elden gitti, b.k yemenin ederini vereyim, arabayı geri alayım.’ Memo’nun genzinde, ağzında, yüreğinde, öfkesinde hâlâ pislik tadı var. ‘Olur Ağam’ diyor, ‘olur ama bir şartla: sen de aha şu kalan kurumuş b.kları yiyeceksin ki ödeşelim.’ Ağanın gözü kararmış, iniyor bir miktar pislik de o yiyor. Çiftliğe yaklaşırlarken, Memo düşünceli, kederli soruyor: ‘Ağam, araba giderken de senindi dönerken de senin, peki biz bu kadar b.ku neden yedik?’”
O ZAMAN NİYE SATTIK? BUGÜN NİYE SATMIYORUZ?
Şimdi dolar özgürlüğe kavuşmuş atlar gibi alıp başını doludizgin gidiyor ve biz de onun gidişini öylece seyrediyoruz ya, aklıma geçen seneki tartışmalarımız geliyor. Sanırım, Kerim Rota’ydı ilk söyleyen, sonra CHP bu sloganın bayraktarlığını yaptı: “128 milyar dolar nerede?” Uzunca bir süre 6.85’te çakılı kalan kur, o günlerin psikolojik eşiği kabul edilen 7.00 olamamıştı bir türlü.
Malum, Biden’ın kazandığı gece Damat Bey, Instagram’daydı. At izi, it izine karışmıştı. Ama Damat Bey’in gitmeden 128 milyar dolar sattırdığı ortaya çıkmıştı.
İyi de bugün kur 12’den 13’e koşup, 11 küsurlarda soluklanıyor. Psikolojik eşik olan 7 lira, artık sadece hayalleri süslüyor. Geçmekten korktuğumuz eşik, dönülmesi imkânsız bir yeri işaret ediyor. Benzin 10 lirayı geçti, kimse bir şey fiyatlayamaz hale geldi, ev ilanları kaldırıldı, ikinci elde otomobil bulunmuyor, hammadde yok, döviz borçluları hayata küstü, şirketler sürünüyor, batık krediler yüzdürülüyor, yayıncılar kâğıt yok diye isyan ediyor, elektriğin maliyeti uçtu gitti, ekmeğe yapılacak zammın yüzde ellinin kaç üstünde olacağı tartışılıyor… Vaziyet “şimdilik” böyle.
Peki, Cumhurbaşkanı’nın o günlerdeki fikri bundan farklı mıydı? Değildi. Aynı terane devam ediyordu, faiz sebepti enflasyon netice, faizi düşürdün mü enflasyon da düşerdi. Ahmet Hakan’ın kırılarak, flörtüyle konuşmaya hazırlanan bir delikanlı gibi heyecanlı sesiyle gülümseyerek bu teorinin ne kadar doğru sonuç verdiğini açıkladığı an gözümün önünden gitmiyor. Bir de şu “dolarla mı maaş alıyorsunuz?” sorusuna cevap veremeyişini -ve yine “kırılarak, flörtüyle konuşmaya hazırlanan bir delikanlı gibi heyecanlı sesiyle gülümseyerek” bakışını- unutamıyorum.
HANGİSİ DOĞRU?
Madem hedeflenen kuru serbest bırakmak ve “rekabetçi kur” hayaliyle cari fazla üstünden döviz açığını kapatmak, dolayısıyla da enflasyonu düşürmekti, biz bu 128 milyar doları neden sattık? Eski Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti, satılan tutarın 140 milyar olduğunu iddia ediyor.
Allah aşkına, bu tutarsızlığı açıklayacak mandacı olmayan bir tek iktisat hocası görmek istiyorum. Biz bu parayı niye sattık? Satmak doğruyduysa, “Kara Salı”da niye dokunmadık? Çarşamba ve Perşembe yaşananlar neyin göstergesiydi? Niye kurun düşmesine izin verildi? Bizim rekabetçiliğimize halel gelmiş olmadı mı? Şimdi, ihracatçımız perişan değil mi? Değildiyse, neden “Kara Salı”yı yaşadık? İki günde taban tabana zıt kararlar vererek ekonomi yönetilebilir mi?
Soruları yanıtlayacak ekonomistlerin mandacı olup olmadıklarını anlamak için bir test hazırladım. Bunlar dış güçlerin ajanı, mihrak falan oldukları için kripto da olabilirler. Testi geçmenin yegâne şartı, iktisatçımızın “faiz sebep, enflasyon neticedir” sözünü teorize etmiş, bilimsel makalelerde kullanmış ya da bu konuda bir kitap yazmış olmasıdır.
Mandacı olmayan, vatan sevdalısı ekonomistler, eminim ki bu testi rahatlıkla geçeceklerdir. Çünkü geçemezlerse, ya bu teoriye inanmıyorlar demektir ya da…