Mahmut Üstün yazdı | Sana söz Gökçek, o "vandallık müzesi" kurulacak...
Sevgili Gökçek,
25 yıl boyunca Ankara'ya Kurtuluş Parkı, Gençlik Parkı, Botanik Parkı, Seymenler Parkı vb. ayarında bir park bile yapmadın... Altınpark dersen; biliyorsun o senden önce ihalesi yapılıp üçte biri tamamlanmıştı... Göksu dersen; orası zaten kullanılan bir piknik alanıydı. Sen betonlaştırıp ticarileştirdin... Harikalar diyarı dersen; orası yeşil alan değil panayır merkezi...
Dile kolay tam 25 yıl Sayın Gökçek,...
Demir kafes diye bir şey yaptın ve sökmek zorunda kaldın... Gökkuşağı diye, Samanyolu diye bir yer yaptın Ankaralının dünya kadar parasını çarçur ettin...
25 yılda 1 m2 bile metro yapamadın (iktidarı yardıma çağırdın); Ankara'yı 25yıldır Ulaşım Planı olmaksızın yönetmeye çalıştın, başkentin gelecek 50 yılını mahvettin...
Bu konuda hazırlanmış bir plan ve proje olmasına karşın kanalizasyon ve su tasfiye altyapısını yenilemediğin için Ankara'nın altyapısı her taraftan patlamaya başladı ve 10 dakikalık yağmurda Ankara'yı denize dönüşür hale getirdin...
Ankara'nın yol ağaçlandırması ve yeşil planı askıya aldığın için, 25 yıl önce başlatılması gereken kent ağaçları fidancılığı başlatılamadı. Sonra "ülke de 10-15 yaşında fidan bulunamıyor" gerekçesiyle İtalya'dan vb. dünya kadar paraya yol ağaçları ithal ettin.Bunların da çoğu uyumsuzluk nedeniyle kurudu... Ankara halkının parasını yine çarçur ettin...
Ankara'ya kent ormanı kazandırmak için 25 yıldır tek bir adım atmadın. Dahası ve üstelik biri Atatürk'ün diğeri ODTÜ'nün eseri olan Ankara'nın akciğeri iki kent ormanını talana başladın. Ankara'nın akciğerini söktün...
Engelsiz bir kent ortamı yaratmak için engelsiz yol ve sokak kaldırım düzenlemeleri yapmadın. Yasal zorunluluk nedeniyle son anda Ankara'nın her yerine plastik engelli iz yolu yapıştırdın ve bunların çoğu ilk yağmur ve güneş etkisiyle kavlayıp kalktı. Bırakın engelliye yardımcı olmayı, sağlam insanı engelli haline dönüştürecek bir riske dönüştü. Ve yine Ankaralının milyonlarca lirası çarçur edildi.
Muhterem azil Başkan,
Bir bilişim ve elektronik sanayi merkezi potansiyeli olan, tarımsal arazileri bol olan ve özellikle kültür ve kongre turizmi için eşsiz olanağa sahip olan Ankara'da bu alanlarda tek bir adım bile atmadığın gibi finans merkezlerinin Ankara'dan taşınması karşısında Ankara'nın çıkarlarını savunmadın. Ankara'nın ekonomisinin gerilemesi ve işsizliğin artması konusunda tam bir kayıtsızlık sergiledin.
Kızılay Kent Merkezini 25yıldır bile isteye çöküşe terk ettin.Ankara'ya yeni bir kent meydanı kazandırmak bir yana var olanları işlevsizleştirdin, yok ettin.
Kuzey Ankara Kentsel Dönüşüm Projesini bile başaramadın. Ancak merkezi hükümetin desteği sayesinde ve ancak 10 yıl içinde tamamlayabildin. Üstelik bölgedeki 10 bin hak sahibinden ancak 198'i bölgede ev sahibi olabildi. Ki onlarda ne derece borçlarını ödeyebilirler ayrı konu... 9802 hak sahibinin eline ise biraz para tutuşturulup on yıllarca yaşadıkları mahallelerinden sürgün ettin.
Senden önce planlanmış Gerede su projesini yıllarca uygulamadın. Bu tavrın yüzünden Ankara susuzluk tehdidiyle yüzyüze kaldı. Bu kez de nedendir bilinmez(!) Kızılırmak suyu için ihale açtın... Hem hakkında sayısız kullanıma uygunsuzluk raporu bulunan şaibeli bir suyu Ankaralılara içirdin. Hem de alternatifi Gerede'ye göre çok daha pahalıya mal olan bu projeyle Ankara'yı yine zarara uğrattın.
Ankara'nın tarihi, kültürel, mimari, doğal mirasını yok ettin. AOÇ, ODTÜ Ormanı, Eymir Gölü,Namık Kemal (namı diğer Saraçoğlu)Mahallesi'ni tasfiyeye yöneldin. İller Bankası binasını yıktın... Tarihi Ankara Garı'nı önüne yaptığın katlı kavşak ile görünmez kıldın...
Uyguladığın insan karşıtı ulaşım politikasıyla kent bulvarlarını otoban gibi kullandırdın. Yaya ve bisiklet öncelikli yol uygulamalarına hep engel oldun.Ankara'yı yayalar , yaşlılar, engelliler,kadınlar, çocuklar için en zor yaşanılır kentlerden biri haline getirdin.
Mustafi olmayı bile başaramayan sayın eski Başkan,
Bunlar ilk akla gelenler, daha onlarcası var.
Ha bir de hayata geçiremediğin şu meşhur "Vandallık Müzesi" projen var.
Sana sözümüz olsun, senin ve emir verici(ler)inin bu ülkeye verdiği zararların sergileneceği böylesi bir müzeyi kurmak da artık bizim boynumuzun borcu olsun.