MEHMET BARAN KILIÇ

@MehmetBaranKl

[email protected]

Boğaziçi Üniversitesi’nde okuyan bir öğrenci hakkında 2023 yılının başında disiplin soruşturması açıldı.

Soruşturma için atanan komisyonu üyeleri, oy birliğiyle aldığı kararla öğrenci hakkında yazılı uyarı verilmesinin yeterli olacağını ve başka herhangi bir işleme gerek olmadığını belirtti. Komisyonun başkanlığını ‘kayyım rektör’ Naci İnci döneminde işe alınan ve makam verilen bir akademisyen yürütürken komisyondaki çoğunluğu İnci döneminde işe alınanlar oluşturuyor.

Yükseköğretim Kurulu Disiplin yönetmeliğine göre bazı durumlarda rektör, bizzat öğrenciler hakkında soruşturma açma yetkisine sahip: “Yükseköğretim kurumları içinde veya dışında, müşterek alan ya da mekânlarda işlenen disiplin suçları, öğrencilerin toplu olarak işledikleri disiplin suçları ile birden çok fakülte, enstitü, konservatuvar, yüksekokul veya meslek yüksekokulu öğrencilerinin birlikte işledikleri disiplin suçlarında, soruşturma açmaya rektör yetkilidir.”

Soruşturma komisyonunun aldığı karardan bağımsız, son karar rektör ve ilgili kurullara ait.

Komisyonun görüşüne rağmen uzaklaştırma cezası

Komisyonun ‘Uyarı cezası yeterli’ görüşüne rağmen öğrenci, bir yarıyıl boyunca üniversiteden uzaklaştırma cezası aldı. Öğrencinin cezası 2023-2024 eğitim-öğretim yılının ilk döneminde uygulandı.

Öğrenci, uzaklaştırma cezasının verilmesi üzerine olayı yargıya taşıdı.

Mahkeme cezayı iptal etti

Mahkeme, iki ay önce yani ceza uygulandıktan sonra aldığı kararla söz konusu işlemin ve cezasının iptaline karar verdi. Kararın gerekçesinde şunlar yazıldı:

*Mevzuat hükümleri uyarınca soruşturulanın disiplin soruşturması sürecinde verdiği yazılı ve sözlü ifadelerin adı savunma olarak konulmuş olsa da, bunların ifade/beyan niteliğinde bulunduğu, savunmanın disiplin soruşturması sırasında, soruşturulan kişinin lehine ve aleyhine olan tüm deliller toplanarak, hangi fiili, nerede, ne zaman, nasıl, ne şekilde işlediğinin somut ve hukuken kabul edilebilir delillerle şüpheye yer vermeyecek açıklıkta ortaya konulması üzerine, soruşturmanın son aşamasında soruşturmacı tarafından veya soruşturmanın tamamlanmasından sonra disiplin amiri tarafından savunması alındıktan sonra yetkili disiplin amiri veya disiplin kurulu tarafından bir disiplin cezası verilmesi gerekmektedir. Aksi durumda soruşturulan kişinin Anayasa ile güvence altına alınan savunma hakkı kısıtlanmış olacaktır.

*Olayda, davacı hakkında açılan disiplin soruşturması sırasında, soruşturmacılar tarafından hakkındaki iddialar nedeniyle davacının yazılı beyanı alınmış ise de, savunma hakkının bir gereği olarak, davacıya isnad edilen disiplin suçunu oluşturan eylem ve/veya eylemlerin açık bir şekilde belirlenerek ve disiplin suçunu oluşturan eylemin/eylemlerin hangi disiplin kuralını/kurallarını ihlal ettiği ortaya konularak, davacının lehine veya aleyhine olabilecek tüm delillerin toplanmasının ardından soruşturmacı tarafından veya soruşturmanın tamamlanmasından sonra davacıya savunma hakkının kullandırılması gerekirken, soruşturmanın henüz başlangıç aşamasında alınan (yukarıda belirtilen açıklamalar kapsamında) davacıya ait yazılı ifade/ beyanıyla yetinilmek suretiyle tesis edilen dava işlemde hukuka ve mevzuata uygunluk bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Yeniden soruşturma açıldı

Bunun üzerine rektörlük, öğrenciye yeniden soruşturma açtı.

Geçtiğimiz günlerde öğrenciye gönderilen Naci İnci imzalı metinde YÖK Kanunun 54’üncü maddesinin 4’üncü fıkrasının ‘b’ bendinin ‘ç’ alt bendine referans gösterildi.

Söz konusu bentte, öğrenciye yeniden ceza verilebileceği yazıyor: “Disiplin cezasının yargı kararıyla iptal edilmesi hâlinde, kararın idareye ulaştığı tarihten itibaren kalan disiplin ceza zamanaşımı süresi içerisinde, zamanaşımı süresinin dolması veya dolmasına üç aydan daha az süre kalması hâlinde en geç üç ay içerisinde kararın gereklerine göre yeniden disiplin cezası tesis edilebilir.”

Ancak öğrenciye verilen ceza mahkeme kararıyla iptal edilse de söz konusu uzaklaştırma cezası uygulandı ve öğrenci, bir dönem boyunca okuluna giremedi.

Öğrenci, cezası uygulanan soruşturmadan dolayı yeniden ceza yeme ve okuldan uzaklaştırma ihtimaliyle karşı karşıya.

Soruşturma gerekçesi

Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, bildirmek ve sonrasında teslim etmek kaydıyla kütüphaneden kitap ödünç alabiliyor.

Bunun haricinde öğrenciler bir okul geleneği olarak, okulun belli bölgelerine eski kitaplarını ihtiyacı olan öğrencilerin alması için bırakıyor.

Söz konusu öğrenci, eski kitapların bırakıldığı yerden bir kitap aldı. Bu kitapla da günlerce kütüphaneye girip çıktı ve herhangi bir sorun yaşanmadı.

61 yıl cezaevi olarak kullanılan taş bina kütüphane oldu 61 yıl cezaevi olarak kullanılan taş bina kütüphane oldu

Öğrencinin kütüphaneden çıktığı bir gün kütüphanenin kapısında bulunan detektörler öttü. Kütüphaneye ait kitapların barkodu bulunuyor. Eğer bu barkod okutulmadan kitap dışarı çıkartılırsa detektör ötüyor.

Bunun üzerine kütüphane görevlileri öğrencinin çantasındaki kitabı fark ederek bu kitabın kütüphaneye ait olduğunu dile getirdi. Öğrenciyse, kitabı diğer öğrencilerin eski eşya ve kitaplarını bıraktığı yerden aldığını belirtti. Ayrıca, kitabın üzerindeki okul logosu ve barkod belirgin değildi.

Öğrenci yine de görevlilerin isteği üzere kitabı teslim etti.

Bunun üzerine öğrenciye kitabı kütüphaneden izinsiz aldığı gerekçesiyle soruşturma açıldı.

Öğrenci, normal zamanda da kütüphaneden çok sayıda kitap ödünç alıp vaktinde iade etti.

PolitikYol'un ulaştığı öğrenci "Direnişte aktif rol alıyorum. Okul idaresi ve güvenliği tarafından mimliyim. Okuldan uzaklaştırılmam için bu olay bir bahane olarak kullanıldı" dedi.

Editör: Mehmet Baran Kılıç