Derdimiz sadece tek adamdan değil bu ucube rejimden de kurtulmak, güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönmek ve yeni bir toplumsal sözleşme, yeni bir Anayasa hazırlamaksa, LGBT’lerin bu sürecin doğal özneleri olduğu not düşülmeli.Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’a bile, “Nefret söylemi kimden gelirse gelsin kime yönelirse yönelsin çok tehlikelidir” dedirten anti-LGBT siyaseti toplumsal barışı tehdit ediyor. Anti-LGBT siyaseti şişede durduğu gibi durmaz, buradan kadın düşmanlığı çıkar, kürtaj karşıtlığı çıkar, alkol yasağı çıkar, mülteci düşmanlığı çıkar. Yıllardır bıkmadan usanmadan “Kuirlerin kurtuluşu heteroseksüelleri de özgürleştirecek” diye boşuna söylemiyoruz. Aşırı sağcı blok dışında kalan her toplumsal kesim, LGBT’lere yönelen nefretten payına düşeni alacak. İktidarın salvolarına yekvücut olarak karşı koymak bu yüzden elzem. Derdimiz sadece tek adamdan değil bu ucube rejimden de kurtulmak, güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönmek ve yeni bir toplumsal sözleşme, yeni bir Anayasa hazırlamaksa, LGBT’lerin bu sürecin doğal özneleri olduğu not düşülmeli. Anayasa yeniden yazılacaksa LGBT düşmanlığı üzerinden değil eşit yurttaşlık ekseninde yazılacak. Parlamenter sisteme yeniden dönülecekse, temsilde adalet gereği LGBT toplumunun temsilcileri de Meclis’teki yerini alacak. Aile yeniden tanımlanacaksa heteroseksist kalıplara sıkıştırılarak değil, tıpkı Küba’da olduğu gibi sevgi ve dayanışma temelinde tanımlanacak. Ya birlikte özgürleşeceğiz, ya beraber çürüyeceğiz.
LGBT’ler Anayasa’ya girecek!
Tüm dünyada ve Türkiye’de yükselen aşırı sağ, din istismarı ve kutsal aile değerleri gibi altı boş gerekçelere dayanarak LGBT bireylerin haklarını tanımamakta ısrarcı. Tunca Özlen, heteroseksüellerin özgürlüğünün kuirlerin özgürlüğüne nasıl bağlı olduğunu yazdı.
Yıl 2002, yer Türkiye. Genç Bakış programına katılan yasaklı siyasetçi Recep Tayyip Erdoğan, evlilik eşitliği hakkındaki görüşlerinin sorulması üzerine, “Eşcinsellerin de kendi hak ve özgürlükleri çerçevesinde yasal güvence altına alınması şart. Zaman zaman bazı televizyon ekranlarında onların da muhatap oldukları muameleleri insani bulmuyoruz” dedi.
Yıl 2007, yer Türkiye. Ülkedeki LGBT örgütleri, “Anayasa’ya cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ifadeleri eklensin” başlığıyla bir imza kampanyası başlattılar. Kampanya kapsamında basılan on bin kartpostal Türkiye’nin her yerine dağıtılarak TBMM Anayasa Komisyonu Başkanlığı’na postalanması hedeflendi.
Yıl 2012, yer Türkiye. Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi Mehmet Ali Şahin, “Anayasa yapıcı kişiler olarak bu cinsel yönelimleri filan bizim normal karşılamamız ve onların haklarını da koruyacak düzenleme yapmamız isteniyor” diyerek sitemde bulundu.
Yıl 2017, yer Türkiye. Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milletimizin değerleriyle bağları öylesine kopmuş durumda ki bir büyük şehrimizde CHP'li ilçe belediyesi, mahalle komiteleri için yapılacak seçimde beşte bir oranında eşcinsel kotası koyabiliyor” dedi.
Ve yıl 2022, yer Türkiye. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, “Son zamanlarda topluma LGBT'yi soktular. LGBT'yle birlikte de bizim aile yapımızı bunlar dejenere etmenin gayreti içerisine girdiler. Öyleyse biz olması gereken ne ise onu yapacağız” diyerek anti-LGBT söylemini zirveye taşıdı.
Beşer yıllık kesitlerle incelendiğinde siyasal İslamcı AKP’nin LGBT’lere yönelik söylem değişikliği hayal kırıklığı ile karşılanmamalı, aslına rücu olarak değerlendirilmeli. Dün takiyye yapıyorlardı, bugün gerçek yüzlerini ortaya koyuyorlar.
SEVİM KOŞ! MEVCUT ANAYASA EŞCİNSELLERİN EVLENEBİLMESİNE OLANAK TANIYOR!
Erdoğan’ın son açıklamasıyla neyi kast ettiği, LGBT’lere yönelik nasıl bir kısıtlayıcı düzenlemenin yapılmak istendiği açık değil. Şahsi düşüncem şapkadan tavşan çıkmayacak ama dağ fare doğuracak.
Anayasa’nın 41. Maddesinde geçen, “Aile Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır” ifadesinde cinsiyete gönderme yapılmaması, kül yutmaz İslamcıların dikkatinden kaçmamış. Önerilecek Anayasa değişikliği, ailenin “bir erkekle bir kadın arasındaki bağ” olarak yeniden tanımlanmasını gündeme getirecek muhtemelen.
Böylece uyanık geylerin ve lezbiyenlerin bu yasal boşluktan faydalanarak evlenmelerinin önüne geçilecek. Evlilik eşitliğinin önü Anayasa değişikliği ile bugünden kapatılmış olacak. İslamcılar da bunu “aile kurumunun güçlendirilmesi” olarak pazarlayacak.
Erdoğan’ın açıklamaları sonrası tartışmaya açılan “Macaristan modeli” muhtemel Anayasa değişikliğinin çerçevesine ışık tutabilir. Macaristan’da aşırı sağcı Orban hükümeti, 2020’de yapılan Anayasa değişikliği ile aile tanımını değiştirerek aynı cinsiyetten çiftlerin evlat edinmesini yasaklamıştı.
Yapılan Anayasa değişikliğinde, “Macaristan, bir erkek ve bir kadın arasında gönüllü karar temelinde oluşturulan evlilik kurumunu ve ulusun hayatta kalmasının temeli olan aileyi korur. Anne kadın, baba ise erkektir” ifadeleri eklenmişti. Böylece hemcinslerin evlenebilmelerinin ve evlat edinebilmelerinin önü tamamen kapatıldı.
Hızını alamayan Orban, 18 yaşından küçüklerin eşcinselliğe ve cinsiyet değişikliğine "teşvik edilmesini" yasaklayan halka sundu ancak oy verenlerin büyük bölümü düzenlemeye hayır dediği için referandum geçersiz sayıldı.
ANAYASA’YA GİRERSEK HAKLARIMIZI ALARAK GİRERİZ
Aşırı sağcı AKP-MHP ittifakının, gündeme gelmesi muhtemel Anayasa değişikliği için yeterli oyu bulunmuyor. Anayasa değişikliği için en az 360 vekil lazım iken aşırı sağcı blokun vekil sayısı 334. Ne Altılı Masa’daki partilerin, ne de Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenlerinin bu tezgâha düşmesini beklemiyorum.
Anayasa değişikliği çıkışı, Cumhur ittifakının seçimlere kadar izleyeceği stratejinin bir parçasını oluşturuyor. Kutuplaştırıcı kimlik siyasetinin köşe başlarını din istismarı, başörtüsü sömürüsü, kutsal aile söylemi ve LGBT düşmanlığı oluşturacak. Ekonomik yıkımın her geçen gün şiddetlendiği bir ülkede topluma sürekli nefret pompalamak çok tehlikeli bir tercih.
Yorumlar
Popüler Haberler
Turabi Çamkıran, yangında tüm mal varlığını kaybetti
Menzil'de miras kavgası: Taş ve sopalarla birbirlerine girdiler
MHP'li İlyas Topsakal'ın torpil istediği belge ortaya çıktı
İddia: Ayşe Barım’ın şirketine bağlı çalışan Mert Demir ve Serenay Sarıkaya ifade verecek
Serbest bırakılmıştı: Dersine girdiği 12 yaşındaki öğrenciyi istismar eden müftü tutuklandı
Yeni kabine kulisi: 5 bakan gidici