İstanbul’un Kadıköy ilçesinde 24 Eylül 2016’da laiklik bildirisi dağıttıkları için vahşi polis saldırısına maruz kalarak yaka paça gözaltına alınan, aralarında HAZİRAN Yürütme Kurulu Üyesi ve Türkiye Komünist Partisi (TKP) lideri Erkan Baş, Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) İstanbul İl Başkanı Deniz Demirdöğen, TKP Merkez Komite Üyesi Deniz Gülşen, Melis Akyürek, Serdal Bal, İbrahim Yıldızkan, Mehmet Aydoğan, Mehmet Adıgüzel, Hasan Toprak, Kutsal Hasan Çoğal, Sancak Yıldız, Nur Ali Yılmaz, Hasan Karayiğit ve Naime Aydın 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet ettikleri iddiasıyla bugün hakim karşısına çıktı. Anadolu Cumhuriyet Başsavcısı Ersin Akdere tarafından hazırlanan iddianamede, “Gün dinciliğin saltanatına karşı laikliği kazanma günüdür, gün diktaya karşı omuz omuza yan yana durma günüdür. Gün emeğin, barışın kardeşliğin ve özgürlüğün Türkiye’sini birlikte kurma günüdür” ifadelerinin yer aldığı bildiriyi dağıtan HAZİRAN üyelerinin, megafon ile “Hırsız Tayyip, Fetö’yü başa getiren sendin, hırsız katil AKP, Türkiye’yi 14yıldır din tüccarları din vezirganları yönetiyor, memleketin fabrikalarını, limanlarını, madenlerini, ormanlarını, derelerini sattılar, bu hırsızlığa dur deyin, birbirleriyle girdikleri güç savaşı nedeniyle 15 Temmuz günü ateşe attılar, diktatörlüğe karşı omuz omuza yaratmak istedikleri bu karanlık düzeni başlarına yıkacağız” anonsu yaptıkları gerekçesiyle 14 HAZİRAN’cının Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na aykırı davrandıkları savunulmuştu. İstanbul Kartal’daki Anadolu Adalet Sarayı’nda bulunan 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın bugün yapılan ilk duruşmasında, HAZİRAN üyeleri ve avukatları Özgür Urfa, Zeynep Parmaksızoğlu, Damla Atalay ve Tolgay Güvercin duruşmada hazır bulundu. ‘İKTİDAR KARŞITI OLDUĞUMUZ İÇİN SALDIRIYA UĞRADIK’ HAZİRAN’cılar savunmalarında laikliği savunmanın suç olmadığını belirterek, gözaltı ve davaya gerekçe gösterilen bildiride yer alan ifadelerin arkasında olduklarını belirttiler. Bildiri dağıtımının polis zoruyla engellendiğini belirten HAZİRAN’cılar, polis tutanaklarına 'suç delili' olarak geçirilen “Faşizme karşı omuz omuza” sloganının suç olmadığını, faşizme karşı mücadeleyi sürdüreceklerinin altını çizdiler. Laiklik için mücadele etmeye devam edeceklerinin belirten HAZİRAN’cılar, bugün tek adam rejimine ‘Hayır’ demenin aynı mücadelenin bir parçası olduğunu ifade ettiler. Birleşik Haziran Hareketi Yürütme Kurulu (YK) üyesi Erkan Baş mahkemede verdiği ifade de, HAZİRAN olarak Türkiye’nin içinde bulunduğu duruma ilişkin görüşlerini her platformda dile getirdiklerini belirterek, Kadıköy’de dağıttıkları laiklik bildirisindeki ifadelerin arkasında olduklarını söyledi. Herhangi olağanüstü bir durum bulunmazken sırf iktidar karşıtı oldukları için polisin kendilerine olay günü şiddetle müdahale ettiklerini ifade eden Baş, söz konusu polislerden de şikayetçi olacağını söyledi. Baş, suç işlediklerini düşünmediklerinin kaydetti. POLİSTEN AVUKATA: “BİZ DE POLİSİZ O…ÇOCUĞU!” HAZİRAN YK üyelerinden avukat Deniz Demirdöğen ise ifadesinde olay günü bildiri dağıtımının sonlanmasından sonra dağılma aşamasındayken polisin sert şekilde saldırdığını belirterek, avukat olmasını söylemesine rağmen polisin kendisine “Biz de polisiz o…çocuğu” şeklinde hakaret ettiğini ve ters kelepçeyle gözaltına alındığını bildirdi. 14 KİŞİ YETKİSİZ SAVCININ VERDİĞİ KARARLA GÖZALTINA ALINMIŞ! Avukat Özgür Urfa savunmasında, olayın Kadıköy’de yaşanmasına rağmen, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı yerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından işlem yapıldığını, müvekkillerinin yetkisiz başsavcılığın talimatı ile gözaltına alındığına dikkat çekti. AVUKAT ÖZGÜR URFA: HAZİRAN’CILAR DEĞİL HAKİM VE SAVCILAR SUÇ İŞLİYOR Yetkisizlik bildiriminin yapılmasına rağmen HAZİRAN’cıların yetkisiz Sulh Ceza Hakimliği’nce sorgulanıp adli kontrol uygulandığını belirten Avukat Urfa, şunları söyledi: “Biz İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ve İstanbul Sulh Ceza Hakimliği’nin yetkisiz olduğunu belirterek karara itiraz ettik, bu kez dosya yetkisizlikle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi ve İstanbul Sulh Ceza Hakimliği’nce ‘karar verilmesine yer olmadığına’ dair karar verildi. İstanbul Sulh Ceza Hakimliği’ne itiraz ettik. Fakat itirazımız değerlendirilmedi ve 7 Aralık 2016’da iddianame mahkemenize açıldı. Adli kontrol kararının devamına karar verildi. Bizce dosyada sanıklar değil, hakim ve savcılar suç işlemiştir. Öncelikle sanıklar hakkında verilen adli kontrol kararının kaldırılmasını talep ederiz.” YASAK KALDIRILDI Mahkeme, HAZİRAN'cılar ve avukatların talepleri üzerine, Serdal Bal, Hasan Toprak, Deniz Demirdöğen, Hasan Karayiğit, Deniz Güşlen, Erkan Baş ve İbrahim Yıldızkan hakkında yurt dışına çıkış yasağının kaldırılmasına karar verdi. Dava, 22 Haziran saat 14.00’e ertelendi.