21. yüzyılda üniversite öğrencileri bu Maslow’un ihtiyaçlar piramidindeki en temel insani ihtiyaçlarını karşılayamamaktan şikâyetçiler.
Malumunuz, artık bu ülkede “ bir şey” olmak çok zor. Sanırım bunların içinden en zor olanı da öğrenci olmak. İnsanlar, çocukları kaderlerini paylaşmasın diye onları bin bir hayalle okutuyorlar. Bu okutma eylemi zaten zorken şimdilerde daha da zor bir hale geldi.
Maslow’u bilirsiniz; Amerikalı ünlü akademisyen ve psikolog. Onun ihtiyaçlar hiyerarşisi diye bir piramidi var ve bu piramidin en alt basamağında barınma ve beslenme geliyor. İşte 21. yüzyılda üniversite öğrencileri bu en temel insani ihtiyaçlarını karşılayamamaktan şikâyetçiler.
Bugün sizlere Zonguldak Karaelmas KYK Yurdundan bahsedeceğim. Devlet bu öğrenciler için kahvaltıya 6 lira, akşam yemeğine de 13 lira ödüyor. Düzen şu şekilde işliyor; bir tabak ana yemek etsiz 6 lira, tavuklu veya kıymalı bir yemek ise 8,5 lira oluyor. Yanına küçük yuvarlak bir parça ekmek alırsanız 50 kuruş, “yok ben bir parça ekmekle doyamam genç insanım acıktım” der ve ikinci parça ekmeği alırsanız 50 kuruş daha vereceksiniz. Kana kana su içmek de yok. İçersen para hakkın dolar. Milli içeceğimiz ayranı da ekleyeyim, dersen 1 lira daha ödemen gerekir.
PİSA raporuna göre “öğrenci memnuniyeti” raporunda OECD ülkeleri arasında son sırada yer aldık. Nasıl olmasın ki?
Ana yemeğin önüne çorba ya da yanına pilav alayım dersen her biri için 4’er lira daha ödemen gerekir. Farkındaysanız tatlı ve salatayı aklımızdan bile geçirmedik. Ana yemeğin porsiyonunun da kepçe ucuyla olduğunu düşünürsek 13 liraya öyle ya da böyle doymak mecburiyetindesin. Öğrencisin; her öğünde vereceğin ekstra 5-10 lira ücret sana ayda olur 600 lira. O yüzden verilenle idare etmek zorundasın. İşin tuhaf kısmına daha yeni geliyorum. O gün belki memlekettesin, belki dışarıda yedin, belki de yemeği sevmedin. Neyse ne…
O gün yemedin işte yurtta. O yemediğin yemeğin ücreti yanıyor. Ertesi gün 26 liralık ziyafet çekemiyorsun! E ama devlet günlük ödeme yapıyor bu öğrenciler için. Peki, öğrencinin kursağından geçen her lokma sayılırken yemediği gün neden saklı hak olarak durmuyor? Peki, bu yenmeyen günlerin ücretleri ne oluyor? Devlete geri ödenmediğine göre kimlere veriliyor?
Öğrencisin; ders çalışırken çay, kahve içme gereksinimi duyuyorsun. Çay içeceksen 75 kuruş, yok sadece sıcak su alacaksan 50 kuruş vereceksin. Bunun sebebi de dışarıdan çay, kahve getirmelerini önlemekmiş!
Tam bir cendere. Ranza usulü, hijyen olmayan, özel alanı bulunmayan odalarda kalmayı bile kabul eden bu çocukları bir de doyuramadığımızı öğrenince kendi adıma utandım. Bu insanlar geleceğin bilim insanları olacakken onlar bir dilim ekmeğin hesabını yapıyorlar. Uzmanlar su içmenin önemini vurgularken vücuda girecek suyu, benzin misali hesaplamak zorunda kalıyorlar.
Umarız çocuklarımız geçim sıkıntısı yerine kitap okumayı, tiyatroyu, sosyal aktiviteleri düşünürler. Pozitif bilimle donatılmış, ülkesine faydalı nesiller yetişmesi dileğiyle…
PİSA raporuna göre “öğrenci memnuniyeti” raporunda OECD ülkeleri arasında son sırada yer aldık. Nasıl olmasın ki? Doğduklarından beri sınavlara soktuğumuz, hayaller sattığımız çocuklar tünelin ucunda da ışık göremeyince mutsuz oluyorlar. Sanatı, bilimi, sosyal aktiviteleri, derslerini düşünmeleri gereken öğrencileri bir dilim ekmeği düşünmeye mahkûm ediyoruz.
Şimdi nasıl mutlu olsunlar?
Bana bu bilgiyi veren öğrenci, yurtta kalmaya başladığından beri 6 kg vermiş.
Duyumlarıma göre bu sistem sadece Karaelmas KYK Yurdundan da ibaret değil. Tüm KYK Yurtlarından aynı düzen var.
Umarız çocuklarımız geçim sıkıntısı yerine kitap okumayı, tiyatroyu, sosyal aktiviteleri düşünürler. Pozitif bilimle donatılmış, ülkesine faydalı nesiller yetişmesi dileğiyle…