Loading...
Domatesten başladık, onunla devam edelim hatta. Geçen yıl bu zaman, kilosu 2.5 TL olan konserveliğin bugün kilosu 6 TL. O da Türkiye’nin en taze sebze ve meyve deposu olan Mersin’de.Normalde, soğuk belirler yaşamları bizim ülkemizde. Her derdin soğuk mevsimde çekileceğinden emin olarak, yazın haliyle bir kısmını da heba ederiz onun için. Dedik ya başlangıçta, en kötüsünden son on beş gününü salamuraya yatırırız ki az da olsa nefes alabilelim. En basitinden, çoluğun çocuğun boğazına kötüden de olsa vitaminli bir şeyler girebilsin diye mutfak mücadelesine girişiriz. Konserve şişeleriz. Sebze kuruturuz. Turşu kurar, melemen yaparız. Çabalarız da çabalarız. Bu arada bir hususu belirtmekte fayda var. Bütün bu eylemlerin romantizmine falan gerek yok. Seven buyursun yapsın. Kim tutar? Fakat zorunluktan olduğunu bildiğimiz bu uğraşları alıp başımıza koyacak değiliz. Ancak içinden geçtiğimiz yaz mevsimine rağmen hala deli dizgin devam eden pahalılıkta, değil başımıza arşa bile koyabiliriz her birini. Velinimetin ötesine geçtiler çünkü. Her birini de çoğunca kadınlar yapar. Elleri yarıla yarıla. Kadın emeği başka bir bahse kalsın. Ancak bu kadınların bayılarak konserve yaptıklarını söylemek, yoksul ülke olmadığımızı söylemek kadar deli saçması olur. Yaparken keyif almak başka bir konu elbette. Bunu belirttik. Ancak, insan bunları damak zevkinden değil, yoksulluktan yapar. Zaten mevsimindeki tadı vermez hiçbiri. Niye versin? Buzdolabı dediğimiz, gıdanın lezzetini değil elinde geldiğince besin değerini korur. Lakin konu, damak tadı değil. Konu artık damak. İş ki bir şey değsin ona bu enflasyonda. Kışın alamadığın ya da uygun koşullarda yetiştirilemediği için erişmek pahasına bir sürü para sarfettiğin öteberiden biz, malum kesime hiçbir zaman hayır gelmezdi. Ve normalde, kurusunu, taze olmayanını yer oturursun aşağı, el mahkûm. Ancak el, mahkûm bile değil artık. Elimiz kalmamıştır. Domatesten başladık, onunla devam edelim hatta. Geçen yıl bu zaman, kilosu 2.5 TL olan konserveliğin bugün kilosu 6 TL. O da Türkiye’nin en taze sebze ve meyve deposu olan Mersin’de. Yani biz yoksulun, yoksulluğunun da bir hükmü kalmamıştır. Kursağımızdan geçenleri lokma lokma bize düşündürten bu düzenin değişmesi gerekmez mi?