Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 22 Ekim'de PKK lideri Abdullah Öcalan’a, örgütü lağvetmesi koşuluyla, "Umut hakkı için başvurması ve TBMM’de DEM Parti Grup Toplantısı'nda konuşması" için çağrı yapması ve yine Meclis çatısı altında çağrısını yineleyerek "Terör örgütünün başı terörün bittiğini, örgütün lağvedildiğini söyleyecekse sözümün arkasındayım. Teklifimde de ısrarlıyım" sözlerini sarf etmesi siyaset gündeminin en üst sıralarında yer almaya devam ediyor.

Çağrı sonrası, Bahçeli'nin “Öcalan ile yapılan görüşmelerde belli bir noktaya gelindikten sonra mı bu açıklamaları yaptığı” sorusuna yanıt ararken eski AK Parti Milletvekili Şamil Tayyar da, Erdoğan'ın Bahçeli'nin açıklamalarından habersiz olduğunu söylemişti.

Tayyar'ın iddiasına göre, Erdoğan, Bahçeli'nin siyasetin seyrini değiştirecek açıklamalarını televizyondan öğrendi. Erdoğan'ın, Bahçeli'nin çağrısından 'bihaber' olduğu için Öcalan sessizliğine büründüğü ve bu sessizliğin de AK Parti içerisinde 'kafaları karıştırdığı' kulüslerde konuşulanlar arasında. 

Bahçeli’nin hızı AK Parti'yi korkuttu, kafalar karışık

Bahçeli’nin Öcalan çağrısının arkasında olduğunu yinelemesinin AK Parti’yi korkuttuğu belirtiliyor. Kulislere göre Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın halen Öcalan konusunda tek bir kelime etmemesi dikkat çekerken, bu sessizliğin 

duvaR’ın kulisine göre, Erdoğan'ın net pozisyon almaması nedeniyle nasıl tutum alacaklarını bilmeyen birçok AK Partiliye göre sorun Bahçeli’nin söyleminde değil, söylemindeki hızda.

AK Partili birçok isim siyasi partilerin büyük kısmının olumlu mesajlar vermesine karşın kamuoyunun bir ‘sürecin’ çok uzağında olduğunu söylüyor.

Saadet-Gelecek grubu Meclis'te düşebilir Saadet-Gelecek grubu Meclis'te düşebilir

'Devlet kurumlarının adaptasyonu ve toplumun hazırlanması için ne yapılması gerektiği düşünülmeli'

Haberde, kulislerde konuşulanlar şöyle yer aldı:

* Siyasetçilerle kamuoyu arasında fark var. Partilerin büyük kısmı yapılan çağrıya kategorik olarak karşı çıkmadı ama seçmen rahatsız oldu. Bu hız doğru değil. Adım adım ilerleyen, tüm tarafların yavaş yavaş içine dahil edileceği, toplumun kaygı ve endişelerinin giderileceği bir süreç işletilmeliydi. Bahçeli’nin bu önemli adımı bir kenara bırakılamaz ama hem devlet kurumlarının adaptasyonu hem de toplumun hazırlanması için ne yapılması gerektiği düşünülmeli.

'Erdoğan, toplumun sürece mesafeli olduğunu gösteren nabzı ölçtüğü için açıklama yapmaktan kaçınıyor'

* 'Bu noktada adımlar atılmalı' deniliyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da toplumun sürece mesafeli olduğunu gösteren bu nabzı ölçtüğü için açıklama yapmaktan kaçındığı kaydediliyor. Meseleleri sadece siyasilerin gözünden görmenin doğru olmayacağını kaydeden AK Partililer, ‘Vatandaşa kulak vermek, durumunu, tutumunu ölçüp ona göre davranmak zorundayız’ diyor.