Kriz zengini Lübnan petrol zengini körfez ülkelerine karşı
Suudi Arabistan Beyrut Büyükelçisi’ni geri çağırdı, Lübnan ürünlerine de ambargo uygulamaya başladı. Suudilerin başlattığı bu suni diplomatik kriz, zaten iflas etmiş, dış borçlarını ödeyemeyen Lübnan’ın ekonomisini daha da zor durumda bırakacak.
Orta Doğu’yla ilgili haberlerde Lübnan'da yaşananlar yine ilk sıralarda yer almaya devam ediyor. Hem yüzölçümü hem de nüfusuyla olduğu kadar bölge siyasetindeki etkisizliğiyle de Orta Doğu'nun en küçük ülkelerinden biri Lübnan. Ama buna rağmen içinde bulunduğu sürekli kriz hali onu en çok konuşulan ülkelerden biri yapıyor.
Lübnan'daki ekonomik kriz ile ilgili gelişmeleri iki yıldır kesintisiz duyuyoruz. Şimdi buna bir de diplomatik kriz eklendi. Bu minik Akdeniz ülkesi bu sefer de Suudi Arabistan başta olmak üzere Körfez ülkeleri ile diplomatik bir kriz yaşıyor. Ancak Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Farhan el-Suud, Lübnan ile Suudi Arabistan arasında yaşananları bir kriz olarak tanımlamıyor. Bakan, bir Amerikan televizyon kanalına verdiği demecinde sorunun başka bir boyutuna dikkat çekti; Suudi Arabistan tarafından terörist örgüt olarak tanınan Hizbullah’ın Lübnan'daki etkisinden ve ülkede “gerçek bir değişim” için gerekli olan reformların gerçekleştirilememesinden rahatsız olduklarını söyledi.
Ancak iki ülke arasında zaten var olan krizi alevlendiren kıvılcım Lübnan Enformasyon Bakanı George Kordahi'nin henüz bakan olmadan önce yani 5 Ağustos tarihinde Suudi Arabistan’ı Yemen’de “işgalci” gösteren bir demeç vermesi oldu. Demecin üzerinden aylar geçmesine rağmen, Suudi Arabistan geçen hafta Beyrut Büyükelçisi’ni geri çağırdı, Lübnan ürünlerine de ambargo uygulamaya başladı. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Farhan el-Suud, Kordahi'nin açıklamalarının bir eğilimi gösterdiğinin ve Hizbullah’ın Yemen'de Suudi Arabistan ile çatışan Husiler'e askeri yardım yaptığının altını çizdi. Ancak daha da ileri giderek son derece kibirli bir dille “Lübnanlı siyasileri kimsenin ciddiye almadığını ve bu yüzden de Lübnan'da bir büyükelçi bulundurmanın gereksiz olduğunu” söyledi.
Mevcut krizi, 2017 yılında Lübnan Başbakanı olan Saad Hariri'nin Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad'a yaptığı ziyarette Suudi Krallığı tarafından rehin tutulmasından sonraki en büyük diplomatik krizi olarak değerlendirmek mümkün.
NEDEN ŞİMDİ?
Peki bu diplomatik kriz neden şimdi baş gösterdi? Bunun birkaç nedeni var. Yemen’de devam etmekte olan savaşta Husilerin Marib adlı önemli bir cephede galibiyete yaklaşmış olmaları nedenlerden biri. Marib, enerji kaynakları bakımından zengin bir bölge ve bu cephedeki galibiyet savaşın gidişatını değiştirecek derecede önemli. Hizbullah, Suudilerin savaştığı Husiler’e askeri destekte bulunuyor.
Bir diğer neden de, gecen hafta, ABD'de gündem belirleyen ve en çok izlenen siyaset programlardan biri olan "60 Minutes” isimli yayında uzun yıllardır Kanada’da sürgünde yaşayan Suudi Arabistan eski istihbarat görevlilerinden Saad El Cebri’nin Veliaht Prens Muhammed bin Salman (MbS) ile ilgili yaptığı açıklamalardan Suudiler’in rahatsız olması. El Cebri, MbS’nın 2014 yılında Kral Abdullah’a yönelik suikast planlarından söz etti. Yıllar önce duyduğunu ileri sürdüğü bu iddianın gündeme getirilmesi Suudiler'in hoşuna gitmedi.
Suudi Arabistan aslında Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan’ın da ifade ettiği gibi Lübnan’a kızgın değil. Asıl kızgın oldukları ülke Amerika Birleşik Devletleri. Suudiler, İran’ın Lübnan'daki nüfuzunun kuvvetlenmesine göz yuman ABD'ye, Hizbullah’ın içinde bulunduğu bir hükümete izin verdiği için tepki göstererek, kendilerinin “para kasası” olmaktan ibaret olmadıklarını göstermeye çalışıyor.
Suudi Arabistan’ın Lübnan’a yönelik tepkisine Bahreyn, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden destek geldi. Adı geçen ülkeler de Beyrut büyükelçilerini geri çağırdı. Körfez ilişkilerinde genellikle temkinli tutumuyla bilinen Kuveyt’in de bu adımı atması dikkat çekici. Yeni Kuveyt Emiri’nin babasından farklı olarak fazlaca Suudi Arabistan yanlısı olmasının bunda etkili olduğu düşünülebilir.
LÜBNAN BU KRİZDEN NASIL ETKİLENİR?
Suudilerin başlattığı bu suni diplomatik kriz, zaten iflas etmiş, dış borçlarını ödeyemeyen Lübnan’ın ekonomisini daha da zor durumda bırakacak. Lübnan’ın en çok ihracat yaptığı 4. ülke olan Suudi Arabistan, geçen sene 255 milyon dolar değerinde ürünü Lübnan’dan satın aldı. Bu da Lübnan’ın yaptığı toplam ihracatın yüzde 6'sına denk geliyor.
Lübnan’daki tarım ürünlerinin yüzde 55’i Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerine gönderiliyor. Tarım, Lübnan’da en fazla Bekaa Vadisi’nde yaşayan Şii çiftçiler tarafından yapılıyor. Dolayısıyla Hizbullah’ın kemikleşmiş destekçileri Şiiler, bu krizden doğrudan etkilenecekler.
Ülke dışında yaşayan Lübnanlılardan gelen yaklaşık 9 milyar dolar tutarındaki dövizin yarısı Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinden geliyor. Bu miktarın da yarısı tek başına Suudi Arabistan’da yaşayan Lübnanlıların ülkelerine gönderdikleri miktar. Bu sıcak para girişi olmadan Lübnan ekonomisinin kendini toparlaması imkânsız.
Yaklaşık 350 bin Lübnanlının sınır dışı edilme kaygısını yaşadığı Suudi Arabistan’da Lübnanlılara ait 600’den fazla şirket var ve bunların toplam değeri 125 milyar dolar civarında.
Körfez ülkelerinin de desteğiyle Suudi Arabistan’ın Lübnan ile yarattığı bu krizin bir başka amacı da çiçeği burnundaki Necip Mikati hükümetinin 27 Mart 2022'de yapılması planlanan seçimlere kadar dayanmasını zorlaştırmak. Lübnan’ın en zengin ikinci iş adamı olan Necip Mikati'nin kişisel bağlantıları sayesinde Lübnan’ın ihtiyacı olan ekonomik yardımı temin edebileceği öngörüldüğü için hükümeti kurma görevi ona verilmişti. Suudilerin yardım şöyle dursun, Lübnan'a ambargo uygulamaları Mikati hükümetini zor durumda bırakacak ve olumlu gelişmeleri gölgeleyecek bir sonuca yol açabilir.
Jeopolitik konumu itibariyle fillerin etkileşiminden kaçamayan Lübnan’ın “çim” olarak ezileceği bir olayla mı karşı karşıyayız? Bu hamleye nasıl bir cevap geleceğini ve krizin nasıl bir hale evrileceğini önümüzdeki günlerde göreceğiz.
Yorumlar
Popüler Haberler

Beyaz ette ölümcül bakteri: Gıda Mühendisleri Odası'ndan uyarı

Terör örgütü PKK, Devlet Bahçeli'nin önerisine uydu: Kongre için tarih ve yer belli oldu

Esenler’de kadın cinayeti: Evli olduğu erkek tarafından bıçaklanarak katledildi!

Özel harekat polisi, AK Parti Genel Merkezi'nin bahçesinde intihar etti

Esenyurt'ta bir erkek çocuk, kız arkadaşını yaralayıp, annesini katletti!

Ankara Valiliği'nden polislerin izinlerinin kaldırılmasına ilişkin açıklama