Kore Mucizesi 2.0

Abone Ol
Dizi sektörüyle başlayan, K-pop’la devam eden Güney Kore’nin popüler kültürü dünya geneline yayılmış durumda. Kore, uzun bir süre boyunca yatırım yaptığı yumuşak güç diplomasisinin meyvelerini topluyor. 90’larda çevre ülkelerde popülerliğini arttıran Kore dizilerini takiben giderek yaygınlaşan K-pop kültürü, Hallyu (Kore dalgası) kavramının dünyaya yayılmasını sağladı. Ekonomik kalkınmayla paralel seyreden demokratikleşme hareketi Kore’nin imajını olumlu yönde etkiledi. Önce Gangnam Style, sonrasında bol ödüllü ‘Parazit’ filmi ve şimdi dünyada izlenme rekorları kıran ‘Squid Game’ (Ahtapot Oyunu) dizisi, son zamanlarda Güney Kore popüler kültürünün ne kadar geliştiğini gözler önüne seriyor. İlk önce dizi sektörüyle başlayan, sonrasında K-pop’la devam eden Güney Kore’nin popüler kültürü, artık dünya geneline yayılmış durumda. Ayrıca popüler kültürle paralel olarak gelişme gösteren ve yine dünya genelinde yaygınlaşan güzellik ve sağlık sektörleri, Güney Kore’nin bir başka yönünü de ortaya koyuyor.  Aslında Güney Kore, yaklaşık 60 milyonluk nüfusuna rağmen, uzun bir süre boyunca yatırım yaptığı yumuşak güç diplomasisinin meyvelerini topluyor. YUMUŞAK GÜÇ KAVRAMI Yumuşak güç kavramı uluslararası ilişkilerde Joseph Nye tarafından geliştirilen ve sert güç (askeri ve ekonomik güç) kavramını destekleyici bir kavram. Yumuşak güç, sert güçten farklı olarak (bir ülkenin diğer ülkelere istediğini yaptırma kabiliyeti) bir ülkenin diğer ülke veya ülkelerin tavrını etkilemeye dayanıyor. Yumuşak gücün belirleyici unsurlarsqı ise mevcut ülkenin kültürüne, tanınırlığına ve yumuşak güce yapılan yatırımın seviyesine dayanıyor. GÜNEY KORE’NİN YUMUŞAK GÜÇ BAŞARISI VE HALLYU Hallyu, yani ‘Kore Dalgası’ ortaya çıkışından günümüze gelinen noktada geniş bir süreci kapsıyor. İlk 1990’ların ortalarında çevre ülkelerde popülerliğini arttıran Kore dizilerini takiben giderek yaygınlaşan K-pop kültürü Hallyu kavramının dünya geneline yayılmasını sağladı. Ekonomik açıdan zayıf olan Güney Kore, 1960-1980 arası gerçekleştirdiği ekonomik sıçrama sonucunda hem refah anlamında hem de savunma anlamında bölgede önemli bir güç olma yolunda önemli mesafe kat etmeyi başarmıştı. Ekonomik kalkınmayla paralel seyreden demokratikleşme hareketi hem yerel hem de uluslararası açıdan Güney Kore’nin imajını olumlu yönde etkilemiştir. Tüm bu gelişmelere ek olarak Güney Kore hükümetleri 1990’lardan itibaren işin kültür ve medya boyutlarına el atarak söz konusu çalışmaları Kültür, Spor ve Turizm Bakanlığı aracılığıyla destekleme stratejisi izlemeye başladı. 1990’lar Kore medyası ve TV kanalları incelendiğinde yabancı dizi ve filmlerin daha ağır bastığı söylenebilir. Fakat kısa bir süre içinde Kore yapımlarının yerel düzeyde popülerleşmesi ve medyadaki görünürlüğünün ağır basması, Kore yapımları için bir milat olarak kabul edilebilir. 1990’ların ortalarından itibaren gerçekleşmeye başlayan süreç, Koreli yapımcıları dışa açılma konusunda iştahlandırmıştır. İlk olarak çevre ülkelerde popülerleşmeye başlayan Kore dizileri ve K-pop, özellikle son dönemde Orta Doğu’dan Latin Amerika’ya uzanan çok geniş bir coğrafyaya yayılmayı başardı. Yayılma gerçekleşirken ortaya çıkan bazı çalışmalarda da çeşitli arayışlara gidildiği görülüyor. Koreli yapımcıların çeşitli dizi ve filmler için Amerikalı yapımcılarla birlikte çalışarak ortaya çıkarttıkları yapımlar veya Koreli güzellik ürünü firmalarının ülke dışına açılması gibi. Bununla birlikte yapımcıların son dönemde Z kuşağının tüketim alışkanlıklarına uygun stratejiler geliştirdiğini söylemek pek şaşırtıcı olmaz. İşin talep boyutu incelendiğinde ise ilk etapta küreselleşme, sonrasında sosyal medyanın yaygınlaşması, genç nesiller arasında popüler olması ve buna bağlı olarak fan kültürünün oluşması Hallyu’nun başarısının ardında yatan temel unsurlar olarak göze çarpıyor. Güney Kore’nin Hallyu kavramını geliştirmesi, aslında işin bir başka boyutunu da gözler önüne seriyor. Başarılı K-pop gruplarının Kore’de meşhur olmak için çabalayan yüzlerce grup arasından çıktığını unutmamak gerekiyor. Güney Kore’de yaşamın değişmez bir parçası haline gelen rekabet unsuru Hallyu’yla alakalı bütün sektörleri de kaplamış durumda. Kapitalizmin de önemli bir unsuru olan rekabet, yaşamın her alanında varlığını hissettiriyor. TÜRKİYE’DE DURUM NASIL? Aslında hükümetin son yıllarda yumuşak gücünü arttırmaya yönelik önemli girişimleri bulunuyor. Yurtdışında açılan Yunus Emre Enstitüleri veya yurtdışında yayına başlayan TRT kanalları bunlara birkaç örnek olarak gösterilebilir. Ayrıca son yıllarda yayınlanan (ve yayınlanmakta olan) dizi, film ve müziklerin ülke sınırlarını aşarak farklı ülke veya bölgelerde (Uzakdoğu Asya veya Latin Amerika gibi) zaman zaman popülerliğini arttırdığı görülüyor. Burada hükümet bazı yapımlarda kısmen etkili olsa da başarının aslan payını oyuncular, yönetmenler veya yapımcılar oluşturuyor. Fakat Güney Kore’yle kıyaslandığında işin organizasyon boyutunun zayıf kaldığı ve eğer Türkiye’nin benzer bir niyeti varsa, daha yolun başında olduğu görülüyor.