- Önleyici sağlık hizmetlerine ağırlık verilmesi,
- Önleyici ve tedavi edici hizmetlerin bütünleştirilmesi,
- Sevk zinciri ile birbirine bağlı sağlık kurumlarında hizmet verilmesi,
- Hizmetin ücretsiz ve finansmanın genel bütçeden sağlanması,
- Hekimler devlet görevlisi, sağlık kurumları devlet kurumu, hizmet devlet hizmeti,
- Tıbbi araştırma ve uygulama arasında yakın ilişki kurulması,
- Sağlık sisteminin gelişimine halkın katılımının sağlanması,
- Hijyen bilgisinin toplum içinde yaygınlaştırılması,
- Sanayi ve tarım işçileri ile ailelerine sağlık hizmetinde öncelik verilmesi. (http://www.emekarastirma.org/makale-2991/salginla-birlikte-yeni-dunya-duzeni-tartismalarinda-emegin-ve-sanatin-yeri.php#.YIh_ud5uLRN)
Dün geliştirilen bu önlemler karşısın da, şimdiki önlemler virüse karşı tedbirlerde dahi patronların karı birinci sıraya yazılıyor. Tam kapanma, kısmi kapanma süreçlerinde üretim süreçlerinin büyük bir kısmı devam ederken zenginler için aşı turları düzenleniyor. Virüse karşı geliştirilen birçok aşı, şirketler tarafından patenti alınıp satışa sunuldu. Birçok ülkenin aşılama oranı yüzde yirmi civarında seyrediyor. Herkesin aşılaması sağlanmadan getirilen önlemlerin yetersizliğini bilim insanları söylüyorken kapanma kararları gelmeye devam ediyor.
Erdoğan’ın son kabine toplantısı sonrası tam kapanma kararını açıklarken işçilerin, işsizlerin, esnafın bu kapanmada devletten bir şey beklememesini hiç bir şey söylemeyerek anlattı. İçişler bakanlığı genelgesinde istisnai iş yerlerine girmeyen tekel bayileri de kapalı olacakmış.
Alkol yasağının tedbirlerle alakası olmadığını herkes biliyor. 19 yıllık AKP iktidarının gericilik başlığında önemli adımlar atarken bakalım bir sonraki adımı ne olacak beklentisi bu yasağın getirilmesinin nedenidir. Bu yasağın hukuki olmadığı üzerinden geliştirilen karşı çıkışında bir anlamı bulunmuyor. AKP iktidarı ve Erdoğan içinden geçilen sürecin olağan bir süreç olmadığını bilerek uygulamalarını da olağanüstü koşulları temel alarak yapıyor.
Kapitalistlerin ve siyasetçilerinin içinden geçilen süreçte güç aldıkları tek durum işçi sınıfının örgütsüz oluşudur. Bakıldığında güçlü, otoriter iktidarların göze çarpması kapitalist düzenin güçlü olduğundan değil korktukları emekçilerin örgütlenip yeni bir düzen arayışına girmelerini engellemek için.
İşçi sınıfı güçlüdür, saraylar yıkar, diktatörler devirir.