Konsensus Araştırma Şirketi’nin müdürü Murat Sarı, "Eğer ekonomik düzelme/iyileşme olmazsa, yerel yönetim seçimlerinde AK Parti’nin yüzde 40’ların altına düşme olasılığı var" dedi. Diken'den Minez Bayülgen'e konuşan Sarı'nın açıklamaları şöyle: Ocak ayındaki araştırmanıza göre halkın yüzde 47’si Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülkeyi iyi yönettiğini düşünüyor, yüzde 16’sının yanıtıysa ‘idare eder’ şeklinde. 15 Temmuz’daki darbe girişiminden sonra yapılan anketlerde ‘idare eder’ ve bir ‘fikrim yok’ diyenlerin sayısında bir artış var mı? Hayır, yok. ‘İdare eder’ ve ‘fikrim yok’ yanıtlarını veren kitle, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülkeyi iyi yönetip yönetmemesiyle ilgilenmiyor. Zaten Cumhurbaşkanını çok da iyi tanımıyorlar. Nasıl yani? Halk 16 yıldır iktidarda olan, başbakanlık da yapmış cumhurbaşkanını iyi tanımıyor mu? Bu ülkenin köylerinde ve kasabalarında yaşayanların çoğu hiçbir şeyin farkında değil. Türkiye’de 80 milyon kişi yaşıyor, 60 milyonuysa seçmen. Bu 60 milyon kişinin de Recep Tayyip Erdoğan’ı tanıdığını söylememiz zor. Bu anket sorusunun daha ilginç bir yanı var. 'ERDOĞAN'IN TÜRKİYE'Yİ İYİ YÖNETTİĞİNİ SÖYLEYENLERDE DÜŞÜŞ VAR' Nedir? 2009 beri bu soruyu farklı kişilere soruyoruz. Bundan sadece bir yıl öncesine kıyasla, Recep Tayyip Erdoğan’ın, Türkiye’yi ‘iyi yönetttiğini’ söyleyenlerde 16 puan düşüş var. Bundan üç ay öncesindeki Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi performansının beğenilme oranında da 13 puanlık eksilme vardı. Bu,16 Nisan referandumunu çok iyi açıklayan bir sonuç. Ülkenin ikiye bölünmüşlüğünü net gösteren bir rakam. ‘İdare eder’ yanıtını verenlerin sandık başındaki eğilimleri nasıl oluyor? Büyük bir bölümü AK Parti’ye oy veriyor. Yani genel Türkiye eğiliminden bir fark göstermiyorlar. Yüzde 50’si AKPye, yüzde 25’i CHP’ye veriyor. TUSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan kısa bir süre önce, Türkiye’de bütçe dengesinde bozulma eğilimi başladığını, doğrudan yatırımların 10 sene önceki seviyenin yarısına düştüğünü, ülkenin net borç stoğunun GSYH’nin üçte birine dayandığını belirterek, ‘Hane halkları bile artık daha borçlu’ dedi. Halk hükümetin ekonomi politikalarına nasıl reaksiyon veriyor? Bu ülkede yoksulluk yönetiliyor. Halk kaderci bir yaklaşım içinde, “Ne yapalım, bu parayla geçineceğiz” diyor. Şikayet etmiyor. Bakın, siyaset iki şekilde yürüyor… İşin içine dini sokup inandırırsanız, kazanmamanız imkansız. İkincisi de kadercilik… Bu ikisi de bizde var. Vatandaş, “Allah’a şükür bir şekilde geçiniyoruz” diyerek yaşıyor. Ekonomik verilerin bu kadar kötü, işsizlik ve enflasyon rakamlarının bir türlü düşmediği ülkelerde halk hükümete destek verir mi? Ekonomi çok önemli bir etken. Eğer ekonomik düzelme/iyileşme olmazsa, yerel yönetim seçimlerinde AK Parti’nin yüzde 40’ların altına düşme olasılığı var. 'TÜRKİYE'NİN YARISININ 2018'DEN BEKLENTİSİ VAR' Biraz daha açar mısınız? Yeni bir araştırmamızın sonuçlarıyla anlatayım… ‘2017 yılı sizin için nasıl geçti’ diye sorduk. ‘İyi geçti’ diyenler, Türkiye’nin yüzde 36’sını oluşturuyor. ‘Kötü geçti’ diyenler yüzde 29. Yüzde 35’i de ‘İdare eder’ diyor ki, bu oranı kötünün içine koyun. Ve sorduk, ‘2018 yılına daha mı iyimser, daha mı kötümser bakıyorsunuz’ diye. Cevap, yüzde 51 ‘Daha iyimser bakıyoruz’ çıkıyor. Bu yanıt her şeyi anlatıyor. Türkiye’nin yarısının 2018’den beklentisi var. Bu beklentiler karşılanmazsa ilk yerel seçimlerde iktidar, sükut-u hayale uğrayabilir. 'YÜZDE 80 GEÇİM SIKINTISI ÇEKİYOR AMA YÜZDE 55, 2018'E İYİMSER BAKIYOR'
2018 yılı için iyimser olan bu yüzde 51’in, en büyük beklentisi ekonomik mi?  
Şöyle anlatayım… ‘Geçim sıkıntısı çekiyor musunuz’ diye sorduk. ‘Evet, çekiyoruz’ diyenlerin oranı yüzde 50. ‘Ne çekiyorum, ne de çekmiyorum’ diyenlerinkiyse 29. ‘Hayır, geçim sıkıntısı çekmiyorum’ diyenlerin oranıysa, yüzde 21. Yani Türkiye’nin yüzde 80’i geçim sıkıntısı yaşıyor.
Bu durumda toplum, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir değişim bekliyor mu? 
Evet, Türkiye’nin yarısı ülkede değişim bekliyor. ‘2019 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra Türkiye’de bir değişim bekliyor musunuz, beklemiyor musunuz’ sorusuna yüzde 57’si ‘Bekliyorum’, yüzde 43’ü ‘Beklemiyorum’ diyor.
Erdoğanlı mı yoksa Erdoğansız mı bir değişim bekliyor? 
Bugünkü koşullar altında soruyoruz… Erdoğan’ın politikalarının değişmesini bekliyorlar.
'AFRİN HAREKATI MHP'NİN OYUNU YÜKSELTTİ'
Yeniçağ yazarı Ahmet Takan’ın yazısına göre, Erdoğan’ın, Afrin harekatı sürerken yaptırdığı anketlerdeki desteğin sadece yüzde 0,5 arttığı ortaya çıkmış. Erdoğan neden üç ay boyunca anket yok dedi?Bu anket bende var. Afrin harekatı süresince artan oy, AKP’nin değil MHP’nin. MHP’nin oyu yüzde 8’den yüzde 11’e çıktı. Cumhurbaşkanı böyle bir karar almıştır, muhtemelen de bir iki güvendiği ismi tutup, diğer anket şirketlerini değiştirecektir. MHP’nin kazanımı AKP’nin kazanımıysa, iktidarı memnun etmeyen anket sonuçları mı var? Biri size bir anket getirip ‘İyi Parti yüzde 13’e çıktı’ diye koyarsa, sıkıntı var demektir. Recep Tayyip Erdoğan da, AK Parti’yi kurduğundan beri yanında olan isimlere, ‘Üç ay boyunca anket falan yapmayın, moralim bozuluyor’ demiştir. 'RAPORU KAFASINA YİYENLERİ ÇOK DUYDUM' Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın aldığı oyların arzu ettiği gibi olmaması moralini mi bozuyor? Muhtemelen… Bir araştırmacı için en zor şey nedir bilir misiniz? Müşterisine gidip, ’Kaybediyorsun’ demek. Dedikodu olabilir ancak “Yüzde 56 alıyorsunuz Sayın Cumhurbaşkanım” diyerek, o raporu kafasına yiyenleri de çok duydum. 'OHAL BU YIL BİTECEK' ‘Üç ay kadar anket yok’ açıklaması, erken seçim olmayacağının göstergesi mi? Erken seçim olmayacak zaten. 15 Temmuz 2018 olası bir erken seçim tarihi olarak öne çıkıyor… Yapılmayacak. Eğer muhalefet yaptırırsa, bu onların suçudur. Ve erken seçim olursa, Recep Tayyip Erdoğan birinci turda kazanır. 2019’da bir seçim olacak mı peki? Olacak. İşte o tarih 15 Temmuz 2019 olabilir. Ayrıca OHAL ile seçime gidilemeyecek. OHAL’in son kez uzatıldığını ve bu sene biteceğine eminim. 'OHAL KALKMAZSA ERDOĞAN KAYBEDER' OHAL’in bir daha uzatılmayacağına nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz? OHAL mecburen kalkacak. Kalkmazsa Recep Tayyip Erdoğan kaybedecek. Ve Erdoğan kaybedeceği hiçbir şey yapmaz. Muhalefet kanadı, hükümete, Afrin harekatının iç siyaset malzemesi yapılmaması eleştirisini getiriyor. Savaşlar, hükümetlere her zaman oy kazandırır mı? Türkiye herhangi bir savaşa girse, bu millet önce o savaşın sonucunu bekler, sonrada onu o savaşa sokanı cezalandırır. Ancak Afrin harekatı başka. Şu an bu harekata destek yüzde 85. Yüzde 10’luk HDP’li bir kitle olduğunu düşünürsek, çekimserler sadece yüzde 5. 'HDP'NİN BARAJ SIKINTISI FİLAN YOK' HDP’li kitle yüzde 10 diyorsunuz. HDP’nin önümüzdeki seçimlerde baraj sıkıntısı yok mu? Hayır, HDP’nin baraj sıkıntısı falan yok. 2002’den beri bağımsız adaylarıyla HDP, yüzde 2 ile yola çıktı, yüzde 13’e kadar geldi. Şimdi de yüzde 10’da sabitledi. Bir zamanlar Recep Tayyip Erdoğan nasıl bir tane şiir okudu diye mağduriyet yaşadıysa, bugün HDP’nin seçmenleri aynı mağduriyeti Demirtaş için hissediyor. Demirtaş’ın tutuklu olması, HDP’li seçmenin oylarını kenetledi. Bu yüzden oyları düşmüyor. AKP’nin, Kürt seçmenler üzerindeki oy etkisi nasıl? Kürtler, Afrin harekatı için ne düşünüyor? AK Parti, Kürtlerin oyunu MHP ittifakı ile kaybediyor. Afrin harekatı gibi olaylara Kürtler zaten senelerdir alışkın. Ama MHP ile ilişkiye girerseniz, HDP’nin oyunu alamazsınız. HDP’ye oy verme eğilimi olanların ve seçmenlerin oylarını geçmişte almış olabilirsiniz ama bu kez mümkün değil. Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgesinde yaşayan yurttaşlarımız referandumda olduğu gibi muhtemelen çok yüksek oranda Ak Parti politikalarını desteklemeyecek. 'AK PARTİ'YE 2-3 PUAN LAZIM' Peki AKP için milliyetçi seçmen Kürt açığını kapatabiliyor mu? Kapatamaz ama Ak Parti’ye iki, üç puan lazım. MHP bugün yüzde 11’e çıkmış vaziyette. Şöyle de bir durum var, MHP’lilerin sadece yüzde 15’i Recep Tayyip Erdoğan’ın başkan olmasını istiyor. Yani Ak Parti, farkı ucu ucuna kapatıyor. Son anketinize göre, toplumun yüzde 51’i Demirtaş’ın tutuklu yargılanmasını doğru buluyor. Siz, ‘Hayır, yanlış buluyorum’ diyen yüzde 28’in önemine vurgu yapıyorsunuz, neden? Çünkü HDP’nin oyu yüzde 10. Yüzde 28 önemli, bu dilim demokratik insanlardan oluşuyor ve seçilmiş kişileri koruma eğilimindeler. Bu yüzde 28’in içinde Demirtaş’ı ve HDP’yi hiç beğenmeyenler ancak “Tutuklayamazsınız sonuçta milletvekili” diyenler var. İYİ Parti kurulduğundan beri iktidar bir kere bile ne ‘Akşener’ ne de ‘İYİ Parti’ dedi. Neden? Bilemiyorum. Yalnız Meral Akşener çok beğenilen bir isim. Halka dokunuyor. Beğenilme oranı yüzde 16-17. Ancak İYİ Parti’nin oyu o kadar değil. İkisini ayırt etmek lazım. ‘Bahçeli ve MHP desteği’, partiden ayrılıp İyi Parti’ye geçenlerle kan kaybediyor. MHP’nin yaşadığı oy kaybı Bahçeli’ye mi yoksa AKP’ye mi daha çok zarar veriyor? MHP oy filan kaybetmiyor. MHP, CHP’den, ulusalcı kesimden bile oy alıyor. 'İYİ PARTİ'NİN OYLARI KÜRT, ARAP VE ZAZALARDAN' Meral Akşener referandum kampanyası sırasında ‘Hayır bloku’nun yüzlerindendi. Anadolu’ya gitti, halkın kapısını çaldı. Halktan nasıl karşılık buluyor? Bir kere Akşener halka dokunan bir isim. Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da Türkiye genelindeki oyunun beş mislini alıyor. Zira partisinin çalışmalarına oradan başladı. Akşener sahaya indiği zaman çok etkili oluyor. Akşener, ülkeyi karış karış geziyor ve çok çalışıyor. Hemen hemen tüm anketörler, CHP’nin, İYİ Parti’ye hatırı sayılır oranda oy kaptırdığını söylüyor. Sizin çalışmalarınızdan da aynı sonuç çıkıyor mu? CHP’nin İYİ Parti’ye oy kaybettiğini görmedim. CHP için daha büyük bir tehlike varsa, o da İYİ Parti’nin, Ak Parti’den oy alıp ana muhalefet partisi olma potansiyelidir. Ancak bu da çok zor gözüküyor. Zaten İYİ Parti şu sıra Ak Parti’den oy alamıyor. O halde İYİ Parti nereden oy alıyor? İYİ Parti, Güneydoğu’da AKP ve MHP ittifakından tedirgin olan Kürt, Arap ve Zaza gibi seçmen kitlesinden oy alıyor. Bir de değişim isteyen genç seçmen kitlesini İYİ Parti cezbediyor. 'GÜL, ERDOĞAN'A KARŞI ADAY OLMAZ'
CHP’nin 36’ncı olağan kurultayında genel başkan yeniden Kılıçdaroğlu seçildi. Muharrem İnce’nin konuşmasıysa salondan büyük alkış aldı. Bu kurultay CHP üzerinde bir değişim ve yenilik yaratır mı? 
Hayır. Bu kurultayın bana verdiği sonuç, yüzde 25 oy demek. Başka da bir şey yok.
Ankara kulislerinde, Abdullah Gül ve Ali Babacan gibi isimlerin 2019 seçimleri için yarışın içine dahil olacakları öne sürülüyor. AKP’li seçmen, oyunu Erdoğan-Bahçeli ittifakından mı yoksa Gül-Babacan ittifakından mı yana kullanır? 
Bu olmaz. Ona bakarsanız ben de daha beş altı ay öncesine dek, Ali Babacan’ı Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı adaylığı için duyuyordum. Bu isimler aynı siyaseti gütmüşler, birbirlerinden ayrılmazlar. Abdullah Gül’ün hiçbir koşulda Recep Tayyip Erdoğan’la karşı karşıya geleceğini düşünmüyorum.