Kişilik bozukluklarının sınıflandırılması: Kısa bir açıklama
Kişilik bozuklukları kaç kümeye ayrılır, aralarındaki farklar nelerdir? Şizoid, narsist ve obsesif arasındaki farklar, benzerlikler…
Kişilik bozukları kişilerin yaşamlarını büyük ölçüde güçleştiren kişilik örgütlenmeleridir. DSM-5'e göre kişilik bozuklukları kendi içlerinde kümelere ayrılırlar:
- A kümesi
- B kümesi
- C kümesi
1) A kümesi:
Paranoid kişilik bozukluğu, şizoid kişilik bozukluğu ve şizotipal kişilik bozukluğu bu kümede yer almaktadır. Bildiğimiz üzere paranoid kişilik bozukluğu aşırı güvensizlik ile karakterize iken, şizoid kişilik bozukluğu kişiler arası ilişkilerden kopuşla karakterizedir. Şizotipalde ise eksantrik davranışlar, fanteziler ve uçuk inançlar söz konusudur. Aile geçmişinde şizofreni gibi psikotik bozukluklar olanlar bu kümeden bir kişilik bozukluğunu geliştirme hususunda risk grubundadırlar.
2) B kümesi:
Burada A kümesi kişilik bozukluklarından farklı olarak daha duygusal, daha dramatik davranış örüntüleri gözlemlenir. Histriyonik kişilik bozukluğu, antisosyal kişilik bozukluğu, narsistik kişilik bozukluğu ve borderline kişilik bozukluğu bu kümededir.
Borderline'ın stabil bir benlik imajı yoktur. Normal koşullarda kişiler arası ilişkileri sürdüremez ve dürtüsel kararlar alıp kendisine zarar verebilir. Narsist ise hayranlık ihtiyacından ve empati eksikliğinden mustariptir. Narsistler ve borderlinelar birbirilerinin duygusal ihtiyaçlarını tatmin ettiklerinden mıknatıs gibi birbirilerini çekerler ve toksik ilişki döngülerine girebilirler.
İnsanların sığ ve abartılı olarak algılayabileceği teatral duygu ve davranışla karakterize olan kişilik bozukluğu ise histriyonik kişilik bozukluğudur. Bu hastaların aşırı duygusallıkları, cinsellikte uygunsuz olarak etiketlenebilecek tavırları ve dikkat çeken abartılı davranışları vardır.
Teşhis yokken "Antisosyal kişilik bozukluğu bir tanıdığımda da var." diyenler ise büyük olasılıkla teşhis için gereken kriterleri bilmemektedir. Antisosyal kişilik bozukluğundaki empati eksikliği ve manipülatif karakter her insanda olabilecek türde bir karakter yapılanması değildir. Burada sadece manipülatif bir karaktere sahip olmak değil; aynı zamanda yasa dışı eylemler, saldırganlık geçmişi, pişmanlık duymama, sorumluluklarını yerine getirememe gibi kriterler de söz konusudur.
Bu kümedeki rahatsızlıklarda aile geçmişinde uyuşturucu kullanımı veya duygu durum bozukluğu olması gibi durumlar risk faktörüdür.
3) C kümesi:
Kaçınan, endişeli yapıdaki kişilik örgütlenmeleri bu kümededir. Yani çekingen kişilik bozukluğu, bağımlı kişilik bozukluğu ve obsesif kompulsif kişilik bozukluğu bu grubun elemanlarıdır.
Çekingen kişilik bozukluğunda yetersizlik duygusu ve reddedilme korkusu abartılı boyutlarda görülürken, bağımlı kişilik bozukluğunda bireysel karar alamama ve itaatkarlık görülür. Obsesif kompulsifler ise aşırı mükemmeliyetçilik, inatçılık, verimliliği kurban edecek düzeyde bir düzen ve kontrolcülük tutkusu ile öne çıkarlar.
Aile geçmişinde anksiyete bozukluklarının olması c kümesinden bir kişilik bozukluğu geliştirmede risk faktörüdür.
* * *
Bu yazıyı okuyan okuyucu, "bunlar herkeste var" düşüncesine kapılabilir fakat işin aslı pek öyle değildir. Bu bozukluklar teşhis edilirken, kişinin bilişinin, duygulanımın, kişiler arası ilişkilerinin ve dürtü kontrolünün en az ikisinin sıra dışı olarak nitelendirilebilmesi ve kişinin işlevselliğini bozması icap eder. Bu durum da kişinin normal bir yaşam sürdürmesini güçleştirecektir. Yani burada sözü edilen, kişinin işlevselliğini tehdit eden nitelikler ortalama bir insanda görülen boyutta değildir.
Genellikle diyagnozlar erken yetişkinlik döneminde edilse de antisosyal kişilik bozukluğu hariç 18 yaşından küçük bireylerde de teşhis edilebilir. Ancak bunun için durum 1 yıldan daha uzun bir süre boyunca görülüyor olmalıdır. Buna ek olarak, bu durumların başka tıbbi durumlardan veya madde kullanımı gibi faktörlerden ötürü gelişmemiş olması zaruridir.