Bu meclise 14 yaşındaki kız çocuklarının evlendirilmesini savunan Fatih Erbakan girdi ama yoksul çocukların karınları doysun diye çırpınan Hacer Foggo giremedi! Kılıçdaroğlu’na en çok bunun için kızıyorum, 7 dönemdir aynı kişileri milletvekili yaptığı; kadınlara, gençlere yer açmadığı için!
Adamın meclise girince ilk işi kız çocuklarının 14-15 yaşında evlendirilmesini savunmak oldu! Rızası varsa evlensinmiş! 18 yaşından küçüklerin çocuk kabul edildiğini ve rızalarının söz konusu olmadığını tıp ve yasalar belirlemiş. Ama bu kişi evlensin diye tutturuyor. Ve kendisine sorulan “
sizin kızınız 14 yaşında evlenmek isterse ne dersiniz” sorusuna “
Benim kızımın üniversite bitirmesini, hatta doktora yapmasını isterim, bizim ailede hep böyledir!” diye yanıtlıyor.
İşte bu nokta çok önemli. Milliyetçi muhafazakar geçinen bütün bu zerzevatın önerdiği her şey yoksulun çocukları içindir, kendi çocukları için değil. Kendi çocukları en iyi okullarda okur, mahallenin çocukları, fen liselerini kapatıp açtıkları imam hatip liselerinde. Kendi çocukları yurt dışında üniversiteye yollanır, yoksulların çocukları kasabalarda açtıkları çer çöp üniversitelerde esnafa para yetiştirmeye çalışır. Okutamıyorsan evlendir? Sofradan bir kaşık eksilsin! Böyle bir talep var, onun sözcüsü oluyor.
CHP’NİN AKLI YOK
Bu meclise Fatih Erbakan girdi 14 yaşındaki kız çocuklarının evlendirilmesini ve tecavüze uğramasını savunmak için ama yoksul çocukların bırakın okumayı, karınları doysun diye çırpınan Hacer Foggo giremedi! CHP’ye, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na en çok da bunun için kızıyorum, 7, 6, 5, 4 dönemdir aynı kişileri milletvekili yaptıkları ve kadınlara, gençlere yer açmadıkları için! Ne saçmalıyorsun ikisi aynı parti mi demeyin, o taraf kendisine işe yarayacak kişiyi seçiyor ama bu taraf ne işe yaradığı belli olmayanları dayatıyor bize! Neyse bugün girmeyelim bunlara.
Kurbanlık hayvanlara eziyet edilmesi, kesmenin çocukların gözü önünde yapılması, beni en çok rahatsız eden konulardan...
BAYRAM MI?
Bugün birçok kişi bir hayvanın kanını akıtarak bayram kutlayacak. İslam aleminde din adına uygulanan ritüellerin bir kısmı Hz Muhammed’den çok önce yapılan uygulamalarsa bunun en birincisi kurban kesmektir. Tanrılara adanan kurbanlar için hazırlanan sunaklar MÖ. yapılan tapınaklarda da vardır. Bakire genç kızlardan tutun da her çeşit canlıya kadar pek çok kurban edilen canlı var. Uzun etmeyeceğim, oğlunu kesmemiş de koyunu kesmiş filan, herkesin bildiği şeyler. Köfte yemiyor musun diye bağırmayın hemen. Galiba artık yiyemeyeceğiz, et fiyatları malum! Kurbanlık hayvanlara eziyet edilmesi, kesmenin çocukların gözü önünde yapılması, günümüz şehirleşme düzeninde bunun birçok sıkıntıyı beraberinde getirmesi beni en çok rahatsız eden konulardan. Gerçekten hayır yapmak istiyorsanız inandığınız bir kuruma bağışlayın, onlar sizin adınıza yapsın. Ama bulduğunuz her ağacın altında tosun kesip de derin dondurucuya istif edip bütün kış yediğiniz zaman o hayır filan olmuyor! Onun için kutlama filan yapamayacağım. Benim bayramım değil bu.
Bülent Ersoy’u iftar sofralarında baş köşeye oturtan iktidar LGBT’li bireyleri şeytanlaştırıyor.
LGBT ŞEYTANI
Herkesin gündemi başka; şimdi taşa tutulmam gereken bir başka konuya atlayacağım: LGBT şeytanlaştırmasına. Pazar günü Beyoğlu, Galata, Karaköy civarında yine bir kuşatma yaşadık. Cumartesiden metro çıkışlarına barikatlar yerleştirildi. Polisler ve çevik kuvvet konuşlandı. Sanırsınız çok büyük bir tehlike var. Meğer Pazar günü pride yürüyüşü yapılacakmış. Valilik büyük önlemler almış. Sonra da yeni vali tweet atıyor,
yermek için dahi olsa onları paylaşmayın, reklam olmasın diyor. E siz yapmayın o zaman reklamı? Bıraksalar kaç kişi yürüyecekse yürüsün, barışçıl, alt tarafı renkli, neşeli bir Pazar yürüyüşü olur, herkes eğlenir! İşin ciddiyeti bile kalmaz. Binlerce kişi olacak halleri de yok. Ama siz her tarafı ablukaya alıp sokağa çıkmaya cesaret etmiş insanlara eziyet edip, saçını yolup tekme atarak göz altına aldığınızda olay oluyor. Her tarafı kapattığınızda turistler gezemiyor, esnaf çalışamıyor, insanlar evlerine işlerine ulaşamıyor. Herkes bir biçimde olaydan haberdar olup şöyle ya da böyle bir tarafa kızıyor. Olayı siz çıkarıyorsunuz, onlar değil. Bu yanlış neden yapılıyor? Bilmediklerinden mi? Hayır, bilerek yapıyorlar.
ALGI OPERASYONU
Altın, döviz rekor kırıyor, enflasyon değil, korkunç bir ekonomik kriz yaşanıyor. Seçimler yakın. Kafa karıştırmak, gündem değiştirmek, yeni düşman yaratmak, birilerini şeytanlaştırmak lazım. Pride yürüyüşü tam da buna uygun. Bülent Ersoy’u iftar sofralarında baş köşeye oturtan iktidar LGBT’li bireyleri şeytanlaştırıyor. Aile yapımızı mahvedeceklermiş. Osmanlıya hayran bir kitlenin bu kültürü bilmemesine imkan yok. Zennesinden tut da saray oğlanlarına, neler neler. Geçmişinizde var. Kasetlerinizde var! Neyse sonunda kurban ben olacağım. Kesiyorum. Bir şey kesmiyorum canım, konuyu kapatıyorum. Olay budur. İyi tatiller hepinize, Bodrum, Çeşme’de yiyin kazığı dönün köyünüze!