Pazar Politik Gündem

Kılıçdaroğlu’nun seçimi

Abone Ol
Parti içinde iktidar olmayı parti içerisinde ilçe başkanı, il başkanı, milletvekili, belediye başkanı, PM üyesi olmakla sınırlı sananlar olabilir. Kılıçdaroğlu, parti içinde henüz iktidar yürüyüşünün farkında olmayanları gördü ve bunlara yönelik bir konuşma yaptı.

Loading...

Cumhuriyet Halk Partisi’nin İzmir Seferihisar’da süren kampında Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının son bölümündeki açıklamaları gündeme damgasını vurdu.  Kimileri CHP Liderinin Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda 2 Ekim’de yapılacak Altılı Masa toplantısı öncesinde pozisyon aldığını, kimileri parti içinde Cumhurbaşkanlığı adaylığı konuşulan isimlerin mevcut pozisyonlarında devam etmelerine  yönelik olduğu şeklinde yorumladı. Biz en sonda söyleyeceğimizi en başta söyleyerek görüşlerimizi ifade etmeye başlayalım. Sayın Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, parti içerisinde kendi adaylığına kıyasla farklı isimlere yönelik eğilim ve arzuları olan milletvekili ve belediye başkanları olduğunu, partinin yeknesaklıktan uzak bir görüntü sergilediğini ve özellikle önümüzdeki kritik seçimden çok seçim sonrası parti içi pozisyonlarına yönelik oluşan veya oluşması muhtemel gruplaşma ve adımları elbetteki görüyor. Uzun yıllardır devlette iktidar olamayan bir parti ve kadroları, elbette devleti yönetmenin, iktidar olmanın tadını ve gücünü unutmuş olabilir. Ve hatta iktidar olmayı parti içerisinde ilçe başkanı, il başkanı, milletvekili, belediye başkanı, PM üyesi olmakla sınırlı sananlar da olabilir. CHP Lideri parti içerisinde henüz iktidar yürüyüşünün farkında olmayanların bulunduğunu fark etti ve müdahalesini son derece sert ve etkili bir konuşma ile yaptı.
CHP Lideri olası adaylık ilanında muhakkak Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş dönemine/seçimine kadar partinin de başında kalacağını açıklamalı ve tam da bu süreçte partide bir yönetim ve paylaşım krizi yaşanmamasını  sağlamalıdır.
Önceki yazılarımızda da belirttiğimiz üzere, Sayın Kılıçdaroğlu Türkiye’nin nefes alması, ikinci yüzyılında Cumhuriyet’in demokrasi ile taçlandırılması, ekonomiden dış politikaya,eğitimden toplumsal barışa kadar en önemli sorunlarına derman olma çabası ile müthiş bir enerji ve özveri ile partisinin bile hiç alışık olmadığı bir efor sergilerken, örgütün katkısının yetersiz kaldığını, çağın gereklerine uygun bir yapılanma ve çalışma sistematiği ile yönetilemediğini, sağlanan katıkının istenilen düzeyde olmadığını görüyor. 4 Eylül tarihli yazımızda;  “sorumluluk sadece ve sadece Sayın Kılıçdaroğlu veya Millet İttifakı liderlerinin omuzlarına yüklenmemeli, tüm İlçe ve İl Örgütlerinin fiili olarak sahaya inmeleri sağlanmalıdır. İl Başkanlıklarının planlama ve koordinesinde, her İlçe Örgütünün bulunduğu İlçede birden fazla ve 4-5 kişilik ekipler halinde, kadın kolları ve gençlik kolları ve hatta gönüllüler ile birlikte seçim yasakları başlayana kadar, her mahallede, her gün bıkmadan, yorulmadan belirlenen sayıda evi ve işyerini kapı kapı ziyaret edip, ülkenin nasıl refaha kavuşturulacağını anlatması, umut aşılması gerekiyor.Şimdi değişim isteyenlerin daha fazla çalışma zamanı.” diye yazmıştım.
CHP Liderinin güçlü bir şekilde Cumhurbaşkanı seçildikten sonrada “Ben Buradayım” mesajını tüm örgüte, milletvekillerine ve bir sonraki yerel seçime hazırlanacak belediye başkanlarına vermesi gerekiyor.
Elbette 2019 Yerel Seçimlerinden büyük bir zaferle ayrılan partide son kongre takviminin 2019 yılı sonu ile 2020 yılının ilk aylarında gerçekleştiğini, bazı İlçe ve İl Yöneticilerinin mental olarak bir yorgunluk yaşamaları neticesinde arzu edilen efor ve çabayı gösteremeyebileceklerini de göz önünde bulundurmak gerekiyor kanımca. Böyle bir kanaat oluşmuş ise şayet, hedefi iktidar olmak olan bir partinin derhal görev değişiklerini yapması, kendisinde mücadele hırsı, heyecanı ve azmi olanlar ile yola devam etmesi gerekiyor. Sayın Kılıçdaroğlu’nun olası adaylık ilanında ise, partinin ve kadrolarının bir bütün olarak ve farklı algı ve yanılgılara kapılmadan, seçim sonrasına değil seçime konsantre olmasını sağlayacağını düşündüğümüz bir husus daha mevcut. CHP Lideri olası adaylık ilanında muhakkak Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş dönemine/seçimine kadar partinin de başında kalacağını açıklamalı ve tam da bu süreçte partide bir yönetim ve paylaşım krizi yaşanmamasını  sağlamalıdır. CHP Liderinin güçlü bir şekilde Cumhurbaşkanı seçildikten sonrada “Ben Buradayım” mesajını tüm örgüte, milletvekillerine ve bir sonraki yerel seçime hazırlanacak belediye başkanlarına vermesi gerekiyor. Aksi durum pozisyonunu koruma gayretine girecek kesimlerin farklı yapılanmalara odaklanmalarına, enerjilerini kendi ikballerine yönelik konulara harcamalarına sebebiyet verebilecektir. Millet İttifakı gemisini ve gemiye dışardan destek verenleri büyük bir kaptanlıkla birarada ve gerekli mesafede tutmayı başaran CHP Liderinin partisindeki birlik ve düzeni de aynı şekilde sağlayacağına,büyük bir sinerji ile daha emin adımlarla Çankaya istikametine uzanacağına inanıyoruz.