Kılıçdaroğlu’nun bu ziyaretleri ne devlete meydan okuma ne de siyaseten gereksizdir. Tam tersine toplumun yaşadığı sorunlarda yapı olan kurumları seçerek o sorunlara dikkat çekiyor, o sorunların kaynaklarını kamusallaştırıyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu son dönemde tartışmalı devlet kurumlarından randevu isteyerek, bu kurumları ziyaret etmek ve müdürlerinden, bakanlarından bilgi almak istiyor. Amacı gördüğü sorunları muhatapları ile paylaşmak, onlardan doğru bilgileri almak ve bunları kamuoyu ile paylaşmak. Bu girişimlerden sadece Merkez Bankası (MB) ziyaretinde, başkan ile görüşebildi. Onun dışında hiçbirinde başarılı olamadı. Ne Millî Eğitim Bakanlığı’na ne TÜİK Başkanlığı’na ne de Et ve Süt Kurumu’na girebildi. Ne Milli Eğitim Bakanı ne TÜİK Başkanı ne de Et ve Süt Kurumu Başkanı ile görüşebildi. Kılıçdaroğlu bu kurumları ziyaret etmeden önce arayıp randevu istedi. Randevu verilmese de ana muhalefet partisi lideri olarak bu kurumlara gitti ve kapıda kaldı. Bu açıklamaların hepsinde, gittiği kurumla ilgili sorunları, gerçekleri kamuoyuna anlattı. BU KEZ FARKLI Ancak önceki gün Kılıçdaroğlu farklı bir şey yaptı ve önceden haber vermeden başka bir kurumu, resmi olmayan sivil bir kurumu, bir şirketi yani SADAT’ı ziyaret etti. Üzerinden pek çok şaibe bulunan bu kurumu ziyareti ve kurum kapısında ifade ettikleri çok çok önemli Kılıçdaroğlu’nun. Yakın zaman kadar Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın da danışmanlarından olan emekli bir askerin kurduğu bu şirketin, özellikle İslam Dünyasında bazı ülkelere verdiği askeri eğitimlerin o ülkelerin ihtiyaç ve talebinden ziyade ihraç edilmeye çalışılan bir anlayışın yaygınlaştırılması amacıyla yapıldığına dair pek çok duyum var. Kaldı ki Sedat Peker’in de bu kurumla ilgili ciddi iddialarını yayınladığı videolardan biliyoruz. Kılıçdaroğlu SADAT’ı, İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun Yargıtay tarafından onanan cezaları ve siyasi yasağının ertesi gün gitmesi de ilginçtir. Daha önemlisi de içeri alınmadığı kurumun önünde yaptığı açıklama, ziyaret nedenine ilişkin çok şey anlatmaktadır. Kılıçdaroğlu’nun açıklaması şöyle; “Önünde bulunduğumuz SADAT, bir paramiliter kuruluştur. Düne kadar Erdoğan’ın danışmanlığını yapıyordu bunlar. Hedefleri arasında gayrı nizami hak eğitimi de var. Dikkatini çekmek isterim kamuoyunun; yani sabotaj, baskın, pusu kurma, tahrip, suikast, ve tehdit. Arapça terör tedhiş olarak tanımlanıyor. Türkçesi de terör. Aynı zamanda terörist yetiştiren bir kuruluş. Suriyeli teröristlerin buraya gelişinde en büyük rol oynayan bu kuruluştur. Erdoğan’a şunu sormak isterim. Sen bu kuruluşla neden işbirliği yaptın, bu kurumu hangi gerekçeyle danışman yaptın? CHP demokratik yollarla bu ülkede seçimin yapılması için her türlü çabayı gösterecektir. Seçimin güvenliğini gölgeleyecek bir şey olursa bunun sorumlusu SADAT’tır” Bu açıklamanın özü, SADAT’ın ticari kurumdan ziyade ideolojik olarak Erdoğan rejimin organik bir parçası olduğunu ve bu rejimin devamı için her şey yapabileceğini söylüyor.
Kılıçdaroğlu’nun bu kurumları ziyaretleri devlete meydan okuma değil tam tersine siyaseten sahiplenme toplumsal dikkat çekme ve toplumu siyasete davet etme hamleleridir.
Bu açıklama bir anlamda suç duyurusu ve ifşaadır. Kılıçdaroğlu’nun bunu yapması ancak güvenilir kaynaklardan elde ettiği bilgi ve belge mümkündür. NE HEDEFLİYOR? Peki Kılıçdaroğlu’nun bütün bu ziyaretleri neden yapıyor? Bu ziyaretler devlete bir meydan okuma mı? Ya da siyaseten gereksiz mi? Kılıçdaroğlu’nun bu ziyaretleri ne devlete meydan okuma ne de siyaseten gereksizdir. Tam tersine Kılıçdaroğlu bu ziyaretleri, toplumun yaşadığı sorunlarda yapı olan kurumları seçerek yaparak; o sorunlara dikkat çekiyor, o sorunların kaynaklarını kamusallaştırıyor. Daha önemlisi kamusallaştırdığı ölçüde, toplumsal dikkatin çekilmesini hedefleyerek siyaseten önemli bir şey yapıyor. Yine Kılıçdaroğlu’nun elektrik faturasını ödemeyerek evinin elektriğinin kesilmesi ve 1 hafta elektriksiz evde kalması, o süreçte elektriği kesilmiş aileleri ziyaretiyle yaratmak istediği toplumsal duyarlılıktır. Bütün bu ziyaretlerin, içeri alınmamanın, elektrik faturasını ödememesi, elektriğinin kesilmesi tek bir şeyi hedefliyor; bu da bu kurumların liyakatle yönetilmedikleri kadar, gerçekleri sakladıklarıdır ve toplumsal sorunların daha geniş kesimler tarafından fark edilmesidir. İşte SADAT’a yapılan ziyarette de bu açıdan bir toplumsal dikkat çekme ve toplumsal algıyı uyandırmak açısından önemlidir. Bu kurum üzerinde var olan şaibelerin kamusallaşması ve daha çok insanın, kurumun ve hatta yargının devreye girmesi, seçim güvenliği konusunda dile getirilen hassasiyet, bizi yani toplumu en azından sandıklara sahip çıkarak siyasete davet etmesi açısından önemlidir. Kılıçdaroğlu’nın bütün bu hamleleri bir taraftan sivil itaatsizliğin unsurlarını taşırken esas olarak toplumsal kamuoyu yaratma ve farklı toplumsal kesimlerin bu kurumlara ve o kurumların yaptıklarına ve yapmadıklarına ve yapması gerekenlere dikkate çekmesi açısından önemlidir. Özetle bu kurumları ziyaret devlete meydan okuma değil tam tersine siyaseten sahiplenme toplumsal dikkat çekme ve toplumu siyasete davet etme hamleleridir.