Kiev’den Mektup Var

Abone Ol
Karanlık zamanlarda insanlığa uzanın

Loading...

Bizi kurtarmaya geldiklerine dair Rus propagandasını duymak ve aynı zamanda kendi evinizde öldürülüyor olmak çok zor. Sivillerin yaşadıkları yerlerde toplu gömülmeleri başladı bile. Aşağıda Ukraynalı bir aile arabulucusu olan Tatyana Bilyk’in 14 Mart 2022 tarihli bir mektubu yer alıyor. Mektuba ulaşmam -Adalet Bakanlığı’nın birçok projesinde yer almış- aile arabulucusu Lisa Parkinson aracılığı ile oldu. Bilyk, Rus işgalinden önce ülkesinde aile arabuluculuğunun öncüsü olmuş ve kriz yaşayan pek çok aileyle ilgilenmiş ve aile uyuşmazlıklarının çözümünde yardımcı olmuş bir uzman. Aynı zamanda, birçok meslektaşını eğitmiş bir arabulucu. Bilyk, Kiev’de kalmayı tercih etmiş ve şimdi hasta ve ihtiyacı olan insanlara yemek ve ilaç dağıtıyor ve kriz danışmanlığı yapıyor. Kendisinin pek çok dile çevrilmesi ve dağıtılması için yazdığı mektubu ben serbest şekilde tercüme ettim ve okumanızı dilerim. “Daha bugün bu satırları yazarken, Kiev mücadelesi devam ediyor. Geceleyin yüksek bir bina bombalandı. Tüm sabah bu binadan insanlar tahliye edildi. Bu bina bana çok yakın. Annemle babam ve ailesiyle beraber erkek kardeşim, o gece evlerinden ayrıldı zira köyleri zaten Ruslar tarafından ele geçirilmişti ve orada askeri operasyonlar devam ediyordu. Ailem, çocuklarım ve ben Kiev’de kalmaya ve birbirimize destek olarak, bu krizi beraber atlatmaya karar verdik. O zamana dek, akraba ve arkadaşlarımdan Kiev’den benim de acilen ayrılmam gerektiğini söyleyen birçok endişeli mesajlar aldım ve almaya devam ediyorum. Belçika’daki meslektaşım tarafından kurulmuş Facebook sayfası için yazarken içinde olduğum zor durum bu. Ülkemizde olan olaylarla ilgili bir sayfa yaratma inisiyatifi, herkeste bulunmayan insanlığın göstergelerinden birisi. İnsan olmak için iki kol ve bacaklarla doğmak yeterli değil, insan olabilmek için bir kişinin çok çaba harcaması lazım. Profesyonel arabulucu olarak Ukrayna’da ne olduğuna, aynı zamanda savaşın benim ve diğer arabulucuların hayatını nasıl etkilediğine ve arabulucu olarak hayatımı değiştirip değiştirmediğine dair bakış açımı paylaşma imkânı verildiği için müteşekkirim. Bugün savaşın 19. günü, herkes değişti hem ülkeden gidenler hem de ülkede kalanlar bir daha asla savaştan önceki gibi olmayacaklar. Bunu kabul etmek önemli. Bir uçurum, sis, belirsizlikle karşı karşıyayız, kimse bunun şahsen ve ülke için nasıl biteceğini bilmiyor. Sadece gerçeği olduğu haliyle kabul etmek bize çok önemli bir belirlilik hissi verebilir. Çok sayıda insan (bugün 2,7 milyon) ülkeden ayrıldı. Savaş birçok insanı evlerinden, kariyerlerinden, işlerinden uzaklaştırdı ve yüzbinlerce profesyonel, birçoğu dil bilmeden hayata yeniden neredeyse sıfırdan başlama ihtiyacında. Bu, ülkeden ayrılmış olan veya mücadelenin sürdüğü yerlerden tahliye edilmiş arabulucular için de geçerli. Hava saldırısı alarmı Ukrayna’nın birçok bölgesinde çaldığı için her gün evlerinden ayrılan profesyonel arabulucuların sayısı da artıyor. Ben de son ana kadar, Ukrayna’nın Rus birlikleri tarafından işgalinin mümkün olduğuna inanmayanlardandım. Bizi kurtarmaya geldiklerine dair Rus propagandasını duymak ve aynı zamanda kendi evinizde öldürülüyor olmak çok zor. Sivillerin yaşadıkları yerlerde toplu gömülmeleri başladı bile. Rus kuvvetleri hastaneleri, okulları, kiliseleri ve sivillerin evlerini bombalıyor. Bunu izlemek dayanılmaz ve olanları haklı kılacak kelime yok. Şimdi gönüllülük yapıyorum ve her gün kendisini zor bir psikolojik durumda bulan herkesle kriz konsültasyonları yapıyor ve evinden çıkamayan veya yardıma ihtiyacı olanlar için yemek veya ilaç dağıtıyorum. Şu anda çocuklarını savaşın korkunçluğundan kurtarmak için gitmiş olan kadınlarla, ülkede kalmış ve sürekli gerginlik nedeniyle panik atak, korku ve depresyon yaşayan ve bodrumlarda ve bombalara karşı sığınma yerlerinde kalan kişilerle; kendilerini ve ailelerini kurtarma arzusu ile bulunduğu yerden ayrılamayanlarla ve ülkeye ve orduya karşı olan görevleri arasında kalmaktan bunalan kişilerle pek çok psikolojik görüşme yapıyorum. Bu insanlarla çalışırken, onların bir karar vermelerine, bir şeyi kendileri istemiyorlarsa yapmalarına veya yapmamalarına yardımcı olacak gücüm yok ama kesin bildiğim şey, insan ruhunun kaynaklarının çok büyük olduğu. Hayatta kalma ve berbat bir şeyi yaşama becerimiz korkunç. Şu anda, gözyaşları olmadan izlenmesi imkânsız, tahayyül edilemez bir şey meydana geliyor. Sadece bakmak ve hiçbir şey hissetmemek hatta ağlamamak mümkün değil zira gözyaşları zaten akıyor. Ama sonra tükürüp, ağlıyor, konsültasyonda fikrinizi söylüyorsunuz, aksi takdirde, bir insan birikmiş derin duygu fazlalığından dolayı içinden yırtılır. Bana başvuranlar gibi, ben de durumun içinde olduğum için, acının tüm basamaklarından geçiyorum, retten, gerçeğin kabulüne; korku, acı, kızgınlık, iğrenme, depresyon gibi duygularla dolu olmak başvuranlarla temas halinde olmamı, empati göstermemi ve yardım isteyenler için kaygılanmamı sağlıyor.
Şu anda, gözyaşları olmadan izlenmesi imkânsız, tahayyül edilemez bir şey meydana geliyor. Sadece bakmak ve hiçbir şey hissetmemek hatta ağlamamak mümkün değil zira gözyaşları zaten akıyor.
Duygularımın çok fazlasını tutmaya çalıştığımı anladığımda, yardım ve destek almak, dinlenmek veya hatta derin duygularımı yaşayabilmek için, dış dünyayla teması kesmek adına bana yakın ve benim için önemli kişilere geri dönüyorum. Başka zamanlarda bu anormal olurdu ama içinde olduğum anormal gerçeklik şartlarında bu tamamen normal. En zor anlarda, gerçekten sadece yok olmak ve tüm temasları kesmek ve sadece kendimle ilgilenmek istiyorum. Ancak, başka insanlar için olan empati ve sempati bir insanı dolduran ve onu tüketmeyen çok büyük bir değer. Bir krizde hayatın anlamı olmalı; işte o zaman şartlar dayanılmaz derecede acı verici ve zor olduğunda ruhun nasıl yaşanacağına dair bir cevabı oluyor. Psikolojik konsültasyon yaparken, aile ilişkilerinde değişiklikler gözlemliyorum. Karşılıklı anlayış ve ortak değerler olduğunda, bu ilişkileri ve aileyi güçlendiriyor. Ama evli taraflar içlerindeki çatışmayla kendi başlarına başa çıkmaya çalıştığında, birbirlerinden uzaklaşıyorlar ve bu da savaşla ilgili duyguları daha kötüleştiriyor. Ülkeden ayrılanları düşündüğümde, herkesin evlerinin yıkılmış ve aile ilişkilerinin bozulmuş olduğu yere geri dönmek istemeyeceğini farz ediyorum. Benim gibi, sınır ötesi dosyalarda çalışan bir aile arabulucusu için, bu durum yeni iş yaratabilir ama bunun yine en çok çocukların acı çekeceği bir iş olacağını fark ediyorum. Bu krizin içinde yaşayan ben ve başka aile arabulucuları, aile ilişkilerinde nelerin olduğuna dair yeni anlamları anlama ve bu tarz uyuşmazlıklarla çalışırken yeni araçlar yaratma şansına sahibiz. Şu anda yaşadığımız, bundan önce bırakalım çalışmayı aynı mekânda olmayı bile dayanılmaz kılarken şimdi bize güç ve temasta kalma imkânı verebilir.
Ancak aynı zamanda, canavarlara karşı kendimizi savunurken, bu canavarlara dönüşmemek önem taşıyor zira bu her birimizin uğrunda mücadele ettiği değerlerimiz ve özgürlüğümüz dahil etraftaki her şeyi mahvedecektir.
Şahsen benim için, aile arabulucusu olarak çalışırken sınırlarımdan birisi uyuşmazlığın taraflarından birisinin diğerine yönelik çok fazla nefretle dolu olmasıydı, bu benim bu tarz dosyalarda tarafsız olmamı ve arabuluculuk sürecinde etkin olmamı oldukça zor hâle getiriyordu. Ülkemiz sakinlerinin neredeyse hepsine karşı duyulan saldırganlık ve nefret, bu savaşta hepimizin karşı karşıya olduğumuz inanılmaz korku, gerilim ve çaresizlikle ilgili. Bu kızgınlık işgalcilerin saldırısına karşı savunma yapmamıza ve toprağımızı kurtarmaya yardımcı oluyor. Ancak aynı zamanda, canavarlara karşı kendimizi savunurken, bu canavarlara dönüşmemek önem taşıyor zira bu her birimizin uğrunda mücadele ettiği değerlerimiz ve özgürlüğümüz dahil etraftaki her şeyi mahvedecektir. Ülkemizdeki arabulucuların karşı karşıya olduğu en büyük görevlerden birisi şu: Bu acılardan geçtikten sonra, nasıl çaresizliğe kapılmayacağız? İçimizdeki savaşı nasıl bizden çıkacak bir barışa çevirebiliriz? Şu anda endişeyle yaşamayı öğrenmeye dair eşsiz bir fırsatımız var ki bu sayede sonra barış sağlayan kişiler olalım. Şimdi hepimiz bir uçurumun kenarında duruyoruz; her birimiz bu krizden geçerken kendi eşiğimizle karşı karşıyayız ve ancak bundan kendi başımıza geçerek, kendi insanlığımızı kurtararak, savaştan sonra arabulucuların yardımına ihtiyacı olacaklar için faydalı olma imkânımız var. Bu ölçülemez bir şeyin içimizde olması, dayanılmaz duygulardan geçmesi ve engin şekilde dışarı çıkması. Ama insanlık baki. Bu başka bir insan ama başkalarına faydası olacak yeterlilikte. Savaş, hayatımıza yönelik, kendimizi refleks olarak savunmak istediğimiz bir istila ama sadece etrafımızdakilerin insanlığı bize bir mucize için umut veriyor. “Karanlık zamanlarda yıldızları net şekilde görebilirsin”. Şu anda, savaşın karanlık zamanlarında, yanımızda kim, niye var; bizim için ne önemli ve kiminle hayatımızı paylaşabileceğimizi net şekilde görebiliyoruz. Başka ülkelerden meslektaşlarım arabulucular, benimle her gün temas halinde olup, gönüllü faaliyetlerimi duygusal ve mali açıdan destekleyenler, yıldız rolünde beni aydınlattılar. Bu kadar insani olma gayreti benim bu bazen felaket ve ölümcül krizde yürümeme, kalbimi takip etme cesareti bulmamı sağlamaya yarıyor ve barış ve iyilik gösteriyor. Bu yazı aileme, arkadaşlarıma ve meslektaşlarıma adanmıştır”. Tatyana Bilyk Arabulucu Kiev, Ukrayna 14 Mart 2022