Gündem

KHK ile ihraç edilen Prof Dr. Tanör: Türkiye’nin ruh sağlığı bozulacak

Abone Ol
KHK ile ihraç edilen Türkiye’nin ilk nöropsikoloğu, 81 yaşındaki Prof. Dr. Öget Öktem Tanör, barış bildirisini imzaladıktan sonra “KHK ile ihraç edilir miyim?” diye düşündüğünü ama fikri komik bulduğunu söylüyor. Ülkedeki kamplaşmanın keskinleşmesinden endişe duyan Tanör, “Sürekli kaygıyla yaşamak hastalıklara davetiye çıkaracak” dedi. Yayımlanan son Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilen Türkiye’nin ilk nöropsikoloğu olan 81 yaşındaki Prof. Dr. Öget Öktem Tanör, yaşamını eğitime adamış bir bilim insanı. Tanör, barış bildirisine imza atınca, Bilim Üniversitesi’ndeki işinden geçtiğimiz yıl uzaklaştırıldı. Misafir öğretim üyesi olarak ders verdiği üniversiteler, Tanör’e kapılarını kapattı. Yaşadığı onca şeye rağmen, hastalarına sırt çevirmeyen Tanör’e, KHK ihracıyla yeni bir darbe daha vuruldu. İhraç kararını hasta baktığı sırada gelen telefonlardan öğrenen Tanör, Cumhuriyet’ten Sibel Bahçetepe'ye konuştu. Tanör; "Türkiye iç savaşa giderse diye korkuyorum. Kamplaşmalar müthiş keskinleşebilir, kimse birbirini sevmez. Herkes ben ve öteki olarak da kalabilir. Sürekli kaygı içinde yaşamak hastalıklara davetiye çıkaracak. Ruh, beden sağlığı bozulacak. Esas üzüldüğüm ve önem verdiğim nokta Türkiye’nin geleceği... Yeni yetişen nesiller ve bu nesillerin eğitimi. İş bilen öğretmenler, iş bilen akademisyenler, yerlerinden edildikçe, iyi öğretmenlerde kalmayınca çoğunluğu atılınca kötü yetişecekler. Üniversitelere gelince de iyi yetişmiş akademisyenler atılmış, onların yerine kimin geleceği belli olmayan bir durumda olduğumuz için iyi eğitim alamayacaklar. Türkiye’nin eğitim düzeyi zaten düşmeye başladı bile. Türkiye’nin eğitim düzeyi çok kötü olacak diye korkuyorum. Yetişmeyen, eğitilmeyen ve kendisine verilen orta karar bilgiyi alan, onunla yetinen, sorgulamayan gençler yetişecek diye korkuyorum. Sorgulayan ve sorgulamayı öğrenmiş insanlar, sorgulamaktan, hapse girme endişesinden korkan hale geldiği için sesini çıkarmayan bir ülke olduk. Ses çıkaranlar da hapse atılıyor. İçerisi ile dışarısının hapishane oluşu birbirine benzer hale geldi. Türkiye’nin geleceği için çok endişeliyim. Her şeye rağmen, uygar ve bilimsel düzeyi yüksek bir ülkeydi Türkiye. Giderek bir Ortadoğu ülkesi gibi, kültür düzeyi olmayan, düşünmeyen, sorgulamayan bir ülke haline gelirse diye korkuyorum." dedi. Röportajın tamamı için tıklayınız.