Kaymakama örnek bürokratlar

Abone Ol
Fahri Korutürk'ün oğlu Salah, SBF'den mezun olduktan sonra Dışişleri Bakanlığının sınavını kazanamamıştır. Dışişleri Bakanı Çağlayangil ona "zatıaliniz uygun görürlerse, bir formülünü bulup bu işi halledecekler" der. Bu sözlere Korutürk'ün cevabı sert olur. Ah canım Z Kuşağı bu yazım sizlere. Olur da kafanızın bir bölümünde çalışarak bir şeyler elde edemeyeceğiniz, ahlaklı ve nazik olmanın geçer akçe olmadığı günlerde olduğumuzu düşünüyorsanız, sırtınızı dayayacak bir dayınız, mülakatınıza onay verecek bir büyüğünüzün olmadığından şikayetçiyseniz bu yazıyı iyi okuyun. Çünkü tarih herkesi yazar, güç dengeleri değiştiğinde de yazar, hem de olduğu gibi yazar... Harika bir bilimdir etimoloji. Mesela Osmanlıca "kaim makam" ne demektir bir bakalım. Lügatta "kaim" demek "birinin yerine geçen" demektir. Kaim makam ise makamda duran kişiyi ifade eder. Yani günümüzde kaymakam, "birinin yerine geçen kişi" anlamında kullanılmaktadır. Makamlar sabit kalırken kişilerin değişeceğinin en güzel etimolojik örneğidir. Artvin Kemalpaşa Kaymakamı, 1993 doğumlu Mehmet Faruk Saygın bulunduğu konumun etimolojik anlamını unutmuş olsa gerek ki girdiği bir okulda kendisine "hoş geldiniz" demek için elini uzatan öğretmene "haddini bil" diyerek sınıftan kovmuş. Siz ilk değilsiniz Mehmet Faruk Bey sizden önce de Konya valisi Cüneyt Orhan Toprak öğretmenler gününde bir muhabiri öğretmen sanarak azarlamıştı. Şimdilerde kendisi Mülkiye Başmüfettişi olarak görev yapmakta. Cüneyt Orhan Bey bir muhabiri öğretmen sanmış ve "Sen öğretmen misin birader? İndir ayağını karşında vali konuşuyor" demişti eli ayağı titreyerek... Mehmet Faruk Saygın'ın da daha görevinin 1,5 ayı bile dolmadan Cüneyt Bey'i örnek almış olsa gerek... Benden Mehmet Faruk Bey'e tavsiye; bir büyüğünü örnek almak isterse Recep Yazıcıoğlu'nu örnek alabilir. Hani senelerce kaymakamlık yapmış Türkiye'nin en genç valisi ünvanını almış, dürüst ve mütevazi söylemleriyle tanınan valimizi... Recep Yazıcıoğlu'nun eğitim konusunda yaptığı hizmetlerden dolayı "Yılın Bürokratı" seçilmesini de örnek alabilirsiniz mesela... Recep Yazıcıoğlu'nun bir programdaki sözlerini dinledim ben çok etkilendim size de aktarmak istedim. "Bürokrasi hastalığı kompleksten, aşağılık duygusundan kaynaklanır. Bu insanlar işi yokuşa sürmekten zevk alır. Bunun örnekleri de vardır. Bir gün birisi eli cebinde langır lungur konuştu. 'Ya çıkar elini cebinden' dedim. 'Biz Almanya'da dairelere böyle giriyoruz.' dedi. Sonra düşündüm demek ki Almanya'da insanlara, askerlik yaptırmak gibi bir ihtiyacı yok orada çalışanın. Bu, geri kalmış ülkelerin özelliğidir. Bu tabii yönetim ve demokrasi anlayışıyla değişecektir." Yazıcıoğlu'nun ölümü üzerinden tam 18 yıl geçti. Hala bu sözler geçerliliğini koruduğuna göre demokrasi anlayışını getirememişiz. Mehmet Faruk Saygın'a bir de üst bir bürokratı örnek göstermek isterim. 6’ncı Cumhurbaşkanımız Fahri Korutürk'ü. Korutürk'ün oğlu Salah, Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun olduktan sonra meslek memuru olmak için Dışişleri Bakanlığının sınavlarına girmiştir ve sınavı kazanamamıştır. Dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil sınavı Salah'ın kazanamadığını Korutürk'e üzgün ve tedirgin bir şekilde anlatırken şu sözleri söyledi; "Efendim az önce konuştuğum Dışişleri Müsteşarı Salah'ın sınavları kazanamadığını söyledi. Ancak zatıaliniz uygun görürlerse, bir formülünü bulup bu işi halledecekler." Bu sözlere Fahri Korutürk'ün cevabı sert oldu; "Sayın Çağlayangil, devleti yönetenler hayatının her anının hesabını verebilmeli, bütün tutum ve davranışlarıyla da vatandaşlara örnek olmalıdırlar. Salah bir sonraki imtihana daya iyi hazırlansın üzülmeyin ne yapalım?" Cumhurbaşkanı oğlu olmanın bile liyakatin önüne geçemediği bir anıdır bu. Devletin her kademesinden insanlar, halk için çalışmak ve onlara hizmet etmek için vardırlar. Öyle ya liyakat demek "ar liyaka" kelimesinden gelmekte ve Arapçada "layık olmak" anlamında kullanılmaktadır. Herkesin işini layıkıyla yaptığı bir dünyada yaşamak dileğiyle...