Kaybettik, başka türlüsü mümkün müydü?

Abone Ol
Biz muhalefeti en çok HAK HUKUK ADALET için destekledik. Hepsi bir başka bahara kaldı. İktidara oy verenlerin böyle bir talebi yok! Ekonomide sıkıntı vardı, iktidar şimdi kendi yarattığı enkazla boğuşmak zorunda kalacak ve daha da batıracak, hep beraber çekeceğiz, ama bir de oh olsun çekeceğiz! Ne yaşadık biz demeyelim, ne büyük hayal kırıklığı demeyelim, ilk şoku atlattıktan sonra düşünelim. Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı yüzde 4’lük, seçmen sayısına göre 2 milyon oy farkıyla kazandı seçimi. Yandaşları sonuç belli olur olmaz, sokaklara dökülüp konvoylar oluşturarak, medeni bir biçimde (!) kutladı bunu. Havaya silah sıkıp insan yaralamalar, adam bıçaklamalar. Sandıklarda müşahitlere saldırmalar. Gözlemci olarak görev yaptığım okulda ne kadar şanslıymışız meğer, kimse bize şiddet uygulamadı. Bağırış çağırış, avukat ve kolluk müdahalesiyle idare ettik hukuksuz durumları. SEÇMEN KİM? En canlısı bu olduğu için gözlemlerimi anlatmak istiyorum. Beyoğlu ilçesi Piyalepaşa İTO Kadınlar Çeşmesi Okulu, 44 sandığıyla 12-13 bin seçmenin oy kullandığı büyük bir okul. İlk seçimde de öyle olmuştu, bu seçimde de öyle; sonuçları Türkiye sonuçlarıyla birebir tutuyor, seçmenleri tam bir Türkiye mozaiği. Giresun, Ordu kökenli AKP’ye oy veren seçmenlerin yanı sıra Alevi seçmenlerin varlığı dolayısıyla CHP de güçlü. Üzerine bir de hiç azımsanmayacak oranda vatandaşlık almış Suriyeli seçmenleri de katarsanız, kara çarşaflı kadınların çokluğu açıklanıyor. Onların yanında dövmeli gençler, kırmızı saçlı genç kadınlar da yok değil. Ama özellikle nüfusun yaşlandığını da çok net gözlemlemek mümkün. Muhtemelen sokağa çıkmadığı için görmediğimiz yaşlılar, yakınları tarafından adeta sürüklenerek sandığa getiriliyor. Oy verme biçimini bırak, söyleneni anlamakta zorlananlar, bizzat yakınları tarafından demansta oldukları dile getirilip, getirenleri tarafından kontrol altında tutulmak, kendi istedikleri yere oy vermeleri sağlanmaya çalışılıyor. Gençler haklı olarak isyan ediyor; benim geleceğimi oyunu verme kapasitesi olmayanlar mı yönlendiriyor? Aklı erenlerin içinde de yaşları ve aidiyetleri nedeniyle sorgulamadan RTE’yi destekleyen bu kitle için ölümüne bir bağlılık söz konusu. Doğrusu AKP de bunu iyi bildiği için olsa gerek, onları sandığa taşımak için her türlü yardımı yapıyor. Oy vermek vatandaşlık görevi de bunun için asgari bir akıl sağlığı gerekli değil mi? SONUÇ HEZİMET Mİ? Kampanya süresince devletin bütün imkanlarını hukuksuz ve ahlaksız bir biçimde kullanan iktidar partisi ve ellerindeki kaderi liderlerine bağlı kadrolarla baş etmenin kolay olmadığı bu süreçte alınan sonuç iktidar olmaya yetmemekle birlikte rakamsal olarak başarısız değil. Tabii ki bu sistemde ya varsınız ya yoksunuz. Toplumun yarısını da temsil etseniz, yoksunuz. Üstelik de karşı tarafın oyları içinde yüzde 4’lük kesim yurt dışındaki seçmenler ve vatandaşlık verilmiş yabancılar olduğu için iyice öfkelisiniz. Üstelik de hala yüzde 6’lık fazla seçmenin kim ve ne olduğu bile açıklanmış değilken? Üstelik, Kılıçdaroğlu, İstanbul dahil, özellikle üç büyük kent başta olmak üzere tam 29 kentte Erdoğan’dan daha fazla oy almış ve bu illerin Türkiye’nin milli gelirine ekonomik katkısı yüzde 66 iken!  Evet, muhalefet, seçmen listelerinin ve sandıkları tam denetleyemediği ve milliyetçi muhafazakarlığın yüksek, özgürlük talebinin düşük olduğu kırsal bölgede kaybetti. Bunu tahmin ediyor muyduk, evet, ilk turda belli olmuştu, ama değiştirebilmek için zaman yoktu.
Bu sistemde ya varsınız ya yoksunuz. Toplumun yarısını da temsil etseniz, yoksunuz. Üstelik de karşı tarafın oyları içinde yüzde 4’lük kesim yurt dışındaki seçmenler ve vatandaşlık verilmiş yabancılar olduğu için iyice öfkelisiniz.
NİYE ÇOK ÜZÜLDÜK? Yaşadığımız şokun ve üzüntünün asıl nedeni, seçimi kaybetmiş olmaktan çok beklentilerimizin gerçekleşmeyecek olması: Adalet bekliyorduk, olmayacak. Balkon konuşmasında seçmenleri Selo’yu asalım diye bağırıyordu! HÜDA-PAR’lı katiller yaşlı diye cezalarını doldurmadan salıverilmiş ama hala demans geçiren generaller cezaevinde! Kavala ve KHK’lıların, askeri öğrencilerin durumları düzelemeyecek. Medyaya baskı ve otokrasi sürecek. Haberleşme kanalları tıkalı. Biz muhalefeti en çok HAK HUKUK ADALET için destekledik. Hepsi bir başka bahara kaldı. İktidara oy verenlerin böyle bir talebi yok! Ekonomide sıkıntı vardı, iktidar şimdi kendi yarattığı enkazla boğuşmak zorunda kalacak ve daha da batıracak, hep beraber çekeceğiz, ama bir de oh olsun çekeceğiz! KATILIM NİYE AZALDI? Kazanacağımıza bu kadar inandırılmışken yeniden bütün sorunlarımızla baş başa kalmanın sorumlusu, bu sonucu görememiş Kılıçdaroğlu mudur? Gerçi seçimlerden hemen önce akademisyen Ayşe Kadıoğlu’nun T24’de yayınladığı yazısında özetle, demokrasinin iktidarın seçimle değiştirilebildiği bir düzen olduğu, bizdeki gibi, özgür olmayan, çok uzun süredir değişmeyen aynı otoriter iktidar tarafından yönetilen ülkelerde hükümet değişikliğinin rekabetçi seçimler ile devrilmesinin hiç de kolay olmadığına dikkat çekilmişti. Yine de çok yaklaşmamış mıydık kazanmaya ve 2. Tur için heveslenmemiş miydik? Biz seçmenin kaybetmekte hiç mi suçu yok?  İlk turda 8,5 milyon seçmen oy kullanmaya gitmedi diye üzülür ve 2. Turda daha büyük katılım beklerken bu kez 10 milyon seçmen oy vermeye niye gitmedi? CHP’nin kalesi İzmir’de Kılıçdaroğlu’na oy niye yüzde 60’larda kaldı, 440 bin seçmen niye oy vermeye gitmedi de acaba Çeşme’ye gitmeyi mi tercih etti?  İstanbul’daki seçmenin de azaldığı ortaya çıktığına ve Bodrum, Ayvalık gibi yerlerdeki yazlıkların çoktan dolduğunu bildiğim için soruyorum, onlar da mı yazlıklarına gitti? Nasıl olsa kazanamıyoruz bıkkınlığı mı bu, yoksa nasıl olsa kazandık rahatlığı mı?  Ya ilk kez oy verecek olan 44 bin 18 yaşındaki genç, onlar gitti mi sandığa? Göreceğiz ve daha çok konuşacağız bunları.