Karanfil Devrimi

Abone Ol
25 Nisan köprüsünü yaptıran Salazar’ın kendisidir ve ilk açıldığında köprüye Salazar kendi adını koymuştur. O devasa köprü Portekiz siyasetinde ‘‘Gün gelir devran döner’’ sözünün adeta hayat bulmuş bir temsilcisidir. Tarihteki en ünlü diktatörlerden birisi Portekizli António de Oliveira Salazar’dır. Salazar Portekiz’i 36 sene boyunca tek başına demir yumrukla yönetti. Aslına bakarsanız görünürde bir demokrasi vardı. 1933 yılında bir anayasa bile yapıldı ve göstermelik seçimlere izin verildi. Ancak bu anayasa zaten diktatörlerin halihazırda yaptığı ve kendilerine hak gördükleri uygulamaların yazıya geçirilmesinden öteye gidemedi. Kısacası kişiye özel anayasa yapılmıştı. Parlamentoyu ise Salazar şöyle tanımlıyordu. ‘Meclis bir aileye benzer. Aile içinde herkes babaya fikrini söyleyebilir ama ne yapılacağına baba karar verir’. Zaten seçimlerde adil bir kontrol mekanizması ve sonuçlara itiraz edilebilecek bir makam yoktu. Salazar dönemi bu anlamda tipik bir otokrasi yönetimiydi. Bu kudretli siyasi figürün Portekiz yönetiminden çekilmesi de oldukça ilginç bir şekilde gerçekleşti. Salazar Estoril’deki evinde düşerek kafasını yere çarptı ve beyin kanaması geçirdi. Acilen hastaneye kaldırılan Salazar’ın sol tarafı tamamen felç kaldı. Kısa bir süre felçli olarak yaşasa da 1970 yılına gelindiğinde kendi eceliyle vefat etti. Salazar’ın felç geçilmesinden sonra yerine sembolik olarak yakın arkadaşı Marcello Caetano geçmişti. Salazar’ın vefatıyla birlikte siyasi erk tamamen onun eline geçmişti. Caetano ülkeyi Salazar gibi uzun yıllar kendisinin yöneteceğini umarken tüm umutları sadece birkaç sene sürdü. Halk artık tek adam rejiminden ve baskılarından bıkmıştı. İnsanlar da belirgin bir bezginlik ve mutsuzluk hakimdi. Böyle bir konjonktürde, tarihe Karanfil Devrimi (Revolução dos Cravos) olarak geçecek halk devrimi 1974 yılının 25 Nisan günü gerçekleşti. Halk cuntacı askerlere karşı toplumsal bir ayaklanma başlattı. Ordu içindeki demokrasi ve cumhuriyet yanlısı subaylar da halkın yanında yer aldılar. Bu yüzden sokaktaki askerler ve birçok yüzbaşı cuntacı generallerin emirlerini dinlemeyerek ayaklanan halka karşı müdahalede bulunmadılar. Adının Karanfil Devrimi olmasının nedeni ise halkın gerçekten cuntacı askerlere karanfil dağıtmasından gelir. Halk ‘‘ne siz bize kurşun sıkın ne de biz size! Biz size çiçekler verelim, siz de barış içinde çekilin’’ mesajıyla hiçbir şiddete başvurmadan ayaklanmıştır. Google’a yazarsanız, sokağa çıkan tankların namlularına halkın çiçekler koyduğu orijinal resimlere ulaşabilirsiniz. Aynı şekilde halk devrimini destekleyen ordu içindeki cumhuriyetçi askerler de taraflarını belli etmek ve diğer cuntacı askerlere zarar vermek istemediklerini göstermek için kendi tüfeklerinin namlularına karanfiller taktılar. ‘Size atacak kurşunumuz yok ama verecek karanfilimiz var’ demek istiyorlardı. Bu durum cuntacı askerlerde psikolojik olarak bir baskı yarattı ve işe yaradı. Sonuçta size çiçek veren masum halka ve meslektaşlarınıza kurşun sıkamazdınız. Portekiz'de bu devrimin yapıldığı 25 Nisan günü Özgürlük Günü (Dia da Liberdade) olarak kutlanır ve resmî tatildir. Kendinizi bir an San Francisco’da hissetmenize neden olacak Lizbon’daki metal asma köprünün adı bugüne atfen 25 Nisan Köprüsü (Ponte 25 de Abril) olarak değiştirilmiştir. İşin ilginç tarafı bu köprüyü yaptıran Salazar’ın kendisidir ve ilk açıldığında köprüye Salazar kendi adını koymuştur. O devasa köprü Portekiz siyasetinde ‘‘Gün gelir devran döner’’ sözünün adeta hayat bulmuş bir temsilcisidir.