Kapitalizmin çocuk yoksulluğu, ardından gelen çocuk işçi cinayetleri

Abone Ol
Eskişehir de açlıktan ölen Nur Elif ile İngiltere’de yaşadığın evin rutubetli oluşu nedeniyle ölen Awabb Ishak’ın faili yoksulluğu önemsemeyen kapitalist sistemin kendisidir. Çünkü yoksulluk emekçiler içindir. Yoksulluk kapitalistleri bağlamaz. AKP’li yıllarda sermayenin hep kazanıp emekçinin kaybetmesi, iktidardaki sermaye sınıfının hükümetteki siyasi partiyi her kriz döneminde yeniden ayağa kaldırmasının önemli bir gerekçesini oluşturdu. Ekonomideki özelleştirme politikaları geleneksel sermaye grupları dahil yeni sermayedarların oluşmasına, büyük karlılık ortamları oluşmasını sağladı. Merkezi bütçeden halkın sağlık, eğitim gibi temel ihtiyaçlarda Kemal Derviş politikaları olarak da bilinen ve devam ettirilen bu politikalar sonucu yapılan kesintiler, asgariye indirgenip devlet bütçesi tamamen sermayenin hizmetine sunulmuştur. ”AKP DÖNEMİNDE EMEK KAYBETTİ, SERMAYE KAZANDI! AKP döneminde ve başkanlık rejiminde bölüşüm ilişkileri kötüleşti. Başkanlık dönemi öncesinde milli gelir içinde emeğin payı yüzde 35,3 iken 2022’de yüzde 25,2’ye geriledi. Buna karşılık milli gelir içinde sermayenin payı başkanlık rejimi öncesi yüzde 48 iken 2022’de yüzde 56,7’ye yükseldi. (DİSK)” https://arastirma.disk.org.tr/wp-content/uploads/2023/05/AKP-Doneminde-ve-Baskanlik-Rejiminde-Isciler-Neler-Kaybetti-baski.pdf UNICEF’e göre Dünya’da 1 milyar çocuk beslenme ve temiz su gibi olanaklardan yoksun. Türkiye’de ise TÜİK’in 2020’de açıkladığı raporda 7,5 milyon çocuk yoksul. OECD verilerine göre ise Türkiye çocuk yoksulluğunda Dünya’da ikinci sırada. Yoksulluğa diğer aile fertlerini dahil ettiğimizde nüfusun en az üçte biri yoksulluk içerisinde yaşamını sürdürüyor. İşsizliğin yüksekliği, asgari ücretin normal ücrete eşit hâle gelişi ve bu ücretin de açlık sınırı altında kalıyor oluşu üretimin gelişimine, ücretlerin düşüşüne neden oluyor. Yine TÜİK’in 2022 yılında yaptığı Türkiye çocuk araştırmasında 6 ve daha yukarı yaştaki çocukların ekmek ve makarna tüketimi oranı %62,4 iken meyveyi her gün tüketen çocukların oranı ise %50,5, sebzeyi her gün tüketen çocukların orası ise %33. Evet bu oranlar sadece beslenmeyle ilgili birkaç veriyi yansıtıyor. Barındıkları ortamın fiziksel ve zihinsel gelişimlerine uygunluğu bir araştırma konusu mu bilemiyorum. Eskişehir de açlıktan ölen Nur Elif ile İngiltere’de yaşadığın evin rutubetli oluşu nedeniyle ölen Awabb Ishak’ın faili yoksulluğu önemsemeyen kapitalist sistemin kendisidir. Çünkü yoksulluk emekçiler içindir. Yoksulluk kapitalistleri bağlamaz. Yoksulluk sermaye sınıfı için tersine kazançlı bir durumdur. Neden mi? Sömürü, işçilerin koşullarının normalleşmesine neden olurken, ücretlerin belirlenimi örgütsüz bir işçi sınıfı ortamında hükümetlerine rahatça kendi istedikleri ücretin asgarisini tanımlatabilirler. Çocuk yoksulluğunun bu kadar yüksek oluşu, çocukların hızlı bir şekilde üretimin bir parçası olmaya doğru sürüklenmesine neden olur. Çalışmalarındaki anormal durum, çalıştıkları iş ortamında alınmayan tedbirler nedeniyle çalışırken ölümlerine neden oluyor. İSİG’in son açıkladığı rapor da son dört ayda 5 çocuk işçi çalışırken yaşamını yitirmiş. Evet Türkiye’de 7,5 milyon yoksul çocuğun 2 milyonu sokakta, işyerinde çalışıyor. Yaşanan bütün krizler sonrası sermayenin gelirin de herhangi bir düşüş söz konusu değilken emekçilerin on yıllardır gelirlerinde yaşanan düşüş ve sonucunda artan yoksulluğun üç beş sermaye grubunu hedef alarak çözülemeyecek büyüklükte olduğunun altını çizmek isterim. Devletçi, planlı ekonomik model Kapitalizmin panzehiri olmayı sürdürüyor. İyileştirilmiş bir kapitalist yönetim biçimi arayanlara İngiltere’nin konut sorunundaki krizine göz atmalarını öneririm. Yine Birleşik Krallık’ta 4.2 milyon çocuk yoksul, hiçte görülen hülyaların gerçek olmadığını kanıtlıyor.