Kağıt toplayıcısı çocuk

Abone Ol
Ekonomideki sorunları daha fazla genişletmeden geçenlerde bir sokak röportajında kâğıt toplayan bir çocuğun kendisine uzatılan mikrofona söylediklerini değerlendireceğim. Döviz kurundaki dalgalanmalardan dolayı düşen TL, yüksek enflasyon nedeniyle ücretlerdeki alım gücünün azalması, asgari ücretin açlık sınırın altında olması, EYT diye gündemimize giren emeklilikte yaşa takılanların sorunları, emekli aylıklarının düşük olmasından dolayı çalışmak zorunda olanlar… Ekonomist Erdoğan’ın kendine yeten ülke iddiasının karşılaştırmalı örneklerinin hepsi ekonomideki sorunlara işaret ediyor. Yukarıda saydığım her başlık ayrıca üzerine tartışılması ve çözülmesi gereken konular olsa da ben ekonomideki sorunları daha fazla genişletmeden, geçen gün sokak röportajında kâğıt toplayan bir çocuğun kendisine uzatılan mikrofona söylediklerini değerlendireceğim.
Salgın sürecinde yüz yüze eğitime verilen arayla birlikte yüz binlerce çocuğun adresi iş yerleri oldu. Erdoğan’ın 'yüz yüze eğitimden vazgeçmeyeceğiz' açıklaması normalde olumlu ancak...
Okula gidiyor musun? Bu soruya verdiği cevap, abim gidiyor ben çalışıyorum. Sorunu abisinin okula gitmesinde değil de kendisinin gidememesinde ararsak bir yol kat ederiz. Salgın sürecinde yüz yüze eğitime verilen ara ile birlikte yüz binlerce çocuğun adresi iş yerleri oldu. Bu konuya daha önceki yazılarda pek çok kez değindim. Pazartesi günü gerçekleştirilen bakanlar kurulu toplantısının ardından Erdoğan’ın yaptığı açıklamada yüz yüze eğitimden vazgeçilmeyeceğini dile getirmesi normal koşullarda olumlu bir durum. Ancak okulların açıkken hijyen koşullarının sağlanması, okul araç gereçlerinin tamamen ücretsiz karşılanması, okula erişebilirliğin engelli çocuklar için de sağlanması bu olumlu söylemin karşılığını bulması için şart. Birden fazla çocuğunu okula gönderemeyen yetişkinlerin ekonomi bilgisi derinlikli iktisadi eğitimleri olmasa da, ait oldukları sınıfın yani işçi sınıfının ortak ekonomik sorunlar karşısında ayın sonunu nasıl getireceğiz kaygısı, her birisini ekonomist yapacak boyutta. Karşılaştırmalı ekonomik tabloların oranları bir birlerine çok yakın sonuçlara işaret ediyor. DİSK’in araştırmalarına göre 14,3 milyon işçinin 7 milyonu açlık sınırın altında ücret alıyor. Sonuç işçilerin yarısı aç. Geçenlerde İstanbul’da katı kağıt işçilerinin arabalarına devlet el koydu. Gerekçe haksız kazanç sağlamalarıydı. Kağıt toplayan çocuğun üzerindeki yük sadece taşıdığı araba mı? Onun ve abisinin geleceğine dair sorumluluğu üzerine almayan devletin ekmek teknesine haksız kazanç sıfatı yakıştırması, devletin kendisine yapıştırdığı etikettir. Devletin başı sıfatını taşıyan ekonomistin etiketinde yazan ibarede şu ifadeler yazmaktadır. Benim ekonomiye bakışım zenginlerin daha fazla zenginleşmesi üzerine, bunu da başarıyorum. Geçmiştekiler gibi. Muhalefetteki partilerde benden daha iyisini yapacaklarını söylemiyor mu?  O zaman ekonomi tıkırında, itirazı olan sadece beni değil, ekonomideki etiketin kendisini değiştirsin.