Kadın sorunu: Devrimci siyasetten rol çalma girişimi

Abone Ol
İktidarı arayan devrimci partiye öncelik sıralaması dayatmak, hayır bugünün sorunu kadın cinayetleridir ve kadına yönelik şiddettir demek kasıtlı ya da bilmeden karşı sınıfın burjuvazinin değirmenine su taşımaktır. Sınıflı toplumlarda kadının üretimdeki yeri her zaman erkekten bir adım geride olmuştur. Üretim sürecinde işin fiziksel ağırlığından kaynaklı ayrımın olduğu iddiası kapitalizmle birlikte değişen üretim modeli ile erkek kadın arasında çalışma yaşamında durumu eşitlemiştir. Burjuvazi siyasi iktidarı ele geçirdikten sonra, toplumsal devrimini de kadınları eve doğru ittirerek çekirdek ailenin içerisinde kadına roller biçerek gerçekleştirmiştir. Çocuk büyütmek, erkeğin ertesi güne işe hazırlanması için tamamlayıcı işler, yemek, çamaşır vb. gerektiğinde de yedek iş gücü olarak çalışmaya hazır durumda beklemesi görev olarak dayatılmıştır. Baktığımızda savaşlarda da cephe arkası işler çoğunlukla kadınlara veriliyor. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra hazırlanan afişlerde kocalarınız çocuklarınız evlerine dönüyor haydi siz de evlerinize afişleri aslında durumun kendisini özetliyor. Burjuvazinin bu durumdan muradı az iş gücü, yoğun emek, azami kar odaklı ekonomi modelinde ortaya çıkan işsizliğe bir de fazladan kadınların dâhil olması yönetilmesi zor bir işçi toplamının ortaya çıkması anlamına geliyor. Kadının bir iş yerinde çalışmadığı sürece görünmez kılınan emeği Kapitalizmle kendisini görünür üreten emeğe dönüştürse de hala erkeklerin iş yerlerindeki sayısı fazladır. Kadınların iş yerinde uğradıkları taciz, mobing ve kriz koşullarında ilk onlara kapının önünün gösterilmesi tartışmayı zorla her sorun sınıfsaldır dayatması yapmak isteğimden değil tam da öyle olduğundan yazı kendiliğinden oraya doğru evrilecek. Bugün kadına yönelik şiddetin hayatın her alanında görünür ve gündemde olması, bu sorunun kapitalizm içerisinde bir hastalıklı bölgeymiş gibi temizlenmesi için mücadele yolları aranması, kadın hakları savunucularını ve hareketlerini liberalizmle yan yana getiriyor. Kadının bir özne olarak toplumda var etme mücadelesi, cinsiyet farklılıklarını ön plana çıkartması, tam da patronların istediği gibi, kadının emeğiyle değil de cinsiyetiyle gündem olması patronların sınıf çıkarlarıyla uyumlu bir durumu oluşturuyor. Kadını eve doğru ittiren bir sistemde eski yüzyıl gericiliğinin toplumda karşılığını bulması hiçte şaşırtıcı değil. Devrimi gerçekleştiren burjuvazi toprak ağalarını patron yapmaya çalışırken eski düzenin toplumsal yapısıyla hesaplaşmaya girmek yerine onunla birlikte yol yürümeyi tercih etmiştir. Türkiye’de bu durum daha görünür. Atılan ilerici adımların yanında göz ardı edilen eski düzenden miras kalan toplumsal kalıntılara göz yumulmuştur. Kadınlara seçme seçilme hakkı tanınırken bir sınıfa, bir zümreye ait parti kurulamaz yasağı uzunca yıllar sürmüştür. Sömürü olacak ama karşısında sömürüye karşı çıkan bir işçi sınıfı partisi olmayacak. Sömürü olacak ama karşısında işçi haklarını savunan sendika olmayacak. İşte kapitalizm kadın erkek işçilerin bir araya gelmesini engellemek için cinsiyetine, milliyetine, memleketine, tuttuğu takıma kadar işçileri ayırmak ister. Kriz dönemleri haricinde büyük bir hünerle bunu başarır. Bu başlıklarda çıkan kavga çok hoşuna gider. Çünkü kendi yarattığı ana sorun yerine işçiler, başka konularda kavga eder, kendisi azami karını artırarak yoluna devam eder. Yol alırken ideolojik yardımcıları vardır. Liberaller, milliyetçiler, dinciler, sosyal demokratlar sistem sıkıştığında logar temizlemek sosyal demokratlara düşer. İşler normalinde ise dinciler, liberaller ittifak halindeyken değişiklik gerektiğinde liberallerle milliyetçiler yer değiştirir. Olağanüstü koşullarda hepsi aynı trene biniverir. Yenikapı ruhu dedikleri birliktelikleri gibi. Kadına yönelik şiddetin hiçbir gerekçesi yoktur. Çocuk istismarının da, nesli tükenen hayvanların avlanmasının da, dere yataklarına apartman yapılmasının da… Devrimci parti kapitalizmde sadece birkaçını yazdığım sorunlar ile mücadele eder. Ancak mücadelesindeki merkezi tektir. Sömürüyü ortadan kaldırmaktır. Kapitalizmin ürettiği ekonomik toplumsal sorunlar sistemin bir bölümünden kaynaklı değil öldürücü ur sistemin bütünün sarmıştır. Hasta yaşam belirtisi ya da umudu vermiyor. Türkiye’de 2021 yılında 367 kadının yaşamına mal olmuştur. İktidarı arayan devrimci partiye öncelik sıralaması dayatmak, hayır bugünün sorunu kadın cinayetleridir ve kadına yönelik şiddettir demek kasıtlı ya da bilmeden karşı sınıfın burjuvazinin değirmenine su taşımaktır. Siyasi iktidar ele geçirildikten sonra toplumsal devrimi gerçekleştirecek olan işçi sınıfı eski sistemin hiçbir aygıtıyla yola devam etmeyecek. Toplumun baştan aşağı değişimi olmadan cezalandırıcı önlemler sorunların çözümünde geçicidir.