İyi Parti’nin daha müspet ya da sivil bir milliyetçiliğin taşıyıcısı olan bir partiye doğru yol almasının tek koşulu ideolojik dönüşümler olmak zorunda değil. Reel politiğin getirdiği zorunluluklar da bunu doğurabilir. Meral Akşener, birkaç sene öncesinde attığı bir tweetinde şöyle demişti: ”Milliyetçilik ne bir parti aidiyetidir, ne de bir damgadır. Milliyetçilik, kendi vatanına, kendi toprağına kazandırmaktır. (...) Bu coğrafya ve tarihi geçmişe sahipken, turizmde bir numara olamıyorsan, avuç içi kadar Hollanda, tarımda bizden ilerideyse, kendine yerli ve millîyim demekle milliyetçi olamazsın!”  Akşener’in tweetindeki kalkınmacı-gelişmeci bir perspektiften tanımladığı milliyetçilik, onu merkez sağa bir pozisyona yaklaştırıyordu. Öte yandan Akşener’in önümüzdeki seçimin Türkiye’nin geleceği için önemine rağmen HDP’yle herhangi bir şekilde siyasi bir bağ kurmayı reddetmesi ya da Türk kimliğine yer yer yaptığı aşırı vurgu, partinin pozisyonuna dair tartışmalar yaratıyor. İYİ Parti’yi ve Akşener’in duruşunu bir merkez parti olmaktan ziyade MHP’nin devamı olan bir Türk milliyetçisi parti olarak nitelendirilmesine yol açıyor. Nitekim Akşener’in yine birkaç sene öncesinde attığı tweette de bu vurgu görülebiliyor. Milliyetçiliğe dil uzatıyorsan, cevabını da suratına suratına yiyeceksin! Yeter artık; Tek devlet değil, TÜRK devleti! Tek vatan değil, TÜRK vatanı! Tek bayrak değil, TÜRK bayrağı! Tek millet değil, TÜRK milleti! İYİ Parti, yakın zamanlarda kurulmuş ve siyasette tutunabilmiş son parti olmasının yarattığı heyecan bir yana, partinin oylarının yükselmesi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meral Akşener’i sık sık Cumhur ittifakına çağırmasıyla da gündemdeki yerini koruyor. İYİ Parti, varlığıyla AKP-MHP’nin domine etmek istediği milliyetçi sağa muhalif bir alternatif oluşturuyor. Hakeza, İYİ Parti’nin merkeze yürüyebilme kapasitesi/limitleri ve Erdoğan sonrasının yeni merkez-sağını oluşturup oluşturamayacağı şimdiden gündemimize girmiş durumda. Bütün bunların üzerine ise İYİ Parti milliyetçiliğinin, MHP ya da AKP milliyetçiliğinden farklı bir milliyetçiliği temsil ettiği anlaşılıyor. Peki İYİ Parti neden yükseliyor, nasıl bir milliyetçilik benimsiyor ve seçmen tabanı hangi kümelerden oluşuyor? İYİ PARTİ NEDEN YÜKSELİYOR? Artık sadece muhalif bloğun içerisinde değil, iktidar bloğu içerisinde de ülkenin en azından ekonomi, liyakat ve siyasal yönetim gibi konularda kötü gittiği düşüncesi yaygınlık kazanıyor. Fakat bu sorunlardan dolayı oluşan rahatsızlık, birçok seçmeni doğrudan Cumhur ittifakından ayırmıyor. Birçoğunu kararsız diye adlandırdığımız bir arada olma haline, bir düşünme sürecine itiyor. Bunun ilk nedenlerinden biri, seçmenin olayları kendi siyasi değerleri ve fikirlerine en uyumlu olacak şekilde değerlendirmesi. Yani birçok ekonomistin öngördüğü gibi seçmenler, siyasi partileri ve programları kendi çıkarlarını en maksimize edecek şekilde değerlendirmiyor. Hepimiz homo politicus’uz, homo economicus değiliz. Yani var olan olguları, siyasi değerlerimiz üzerinden değerlendiriyoruz. Enflasyonun temel müsebbibi olarak 3 harfli zincir marketlerini bulmak ya da faiz lobisinin Türkiye’ye operasyonu sonucu Türkiye’deki geçim sıkıntılarının başladığı düşünmek buna örnek olarak verilebilir. İktidarın ana akım medyayı tamamen kontrol altına alması ile Cumhur ittifakı seçmenlerinin Cumhurbaşkanı’na yüklediği karizma ve lider kültü şüphesiz bunu derinleştiriyor. Bunun neticesinde Cumhur ittifakı seçmeni, başta CHP olmak üzere muhalefeti en naif ihtimalle beceriksiz en kötü ihtimalle de terör destekçisi olarak görüyor. Bu polarizasyon, uzun bir süre Cumhur ittifakını oy kaybetmesini engelleyen temel mekanizmalardan biriydi.
İYİ Parti, CHP’nin Kemal Kılıçdaroğlu liderliği altında dönüştüğü daha kapsayıcı kimlikten rahatsız olan milliyetçiler ve partiden kopan ulusalcılar için de yönelebilecekleri milliyetçi bir parti konumuna geliyor.
Bu anlamda İYİ Parti’nin ortaya çıkışı ve siyaset sahnesindeki yerini sağlamlaştırması, AKP-MHP’den kopacaklar/kopmayı düşünen kararsızlar için yeni bir güvenli tercih alanı olarak karşımıza çıkıyor. İktidarın uzun süre CHP-PKK-HDP diskuruyla şeytanlaştırdığı CHP’den ayrı, milliyetçi ve devletçi reflekslerine sahip, muhafazakâr ve milliyetçi söylemin taşıyıcısı İYİ Parti, kendine yeni bir alan yaratabildi. Öte yandan AKP-MHP tipi milliyetçilikten de kendini daha özgürlükçü, Batıcı, seküler yaşam tarzını sahiplenen ve hukukun korunması ya da kadın haklarının sağlanması gibi somut konularda ayrıştırıyor. Ayrıca son bir yılda gözlemleniyor ki İYİ Parti, CHP’nin Kemal Kılıçdaroğlu liderliği altında dönüştüğü daha kapsayıcı kimlikten rahatsız olan milliyetçiler ve partiden kopan ulusalcılar için de yönelebilecekleri milliyetçi bir parti konumuna geliyor. Milliyetçiler ve ulusalcılar, doğrudan İYİ Parti’ye oy vermiyor dahi olsa (Memleket Partisi bir alternatif oluşturuyor olabilir) söylemsel olarak İYİ Parti’yi destekliyor. Peki İYİ Parti’nin seçmen kitlesinin temel sosyo-politik özellikleri nasıl ve hangi kümelerden oluşuyor? İYİ PARTİ’NİN SEÇMEN KİTLESİ HETEROJEN İYİ Parti’ye kapsamlı analizlerin sayısı henüz çok az. İYİ Parti seçmeni ve siyaseti üzerine derinlikli makaleler ve raporlar hala yazılmayı bekliyor. Fakat bu konuda çıkmış önemli çalışmalardan biri Toplumsal Etki Araştırmaları’nın (TEAM) Ekim 2019’da İYİ Parti seçmeni üzerine hazırladığı rapor. Rapor yazıldığında Akşener, 2018 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nde %7.29 oy almış ve 2019 Mahalli Seçimleri’ndeyse CHP’yle ittifak yaparak birçok büyükşehri -HDP’nin de yardımıyla- kazanmıştı. O dönem İYİ Parti’ye dair temel tartışma konusu siyaset sahnesinde uzun süre kalıcı olup olmayacağıydı. Raporun bulguları ise ilginç. Rapor, İYİ Parti destekleyicilerinin tamamının MHP kökenli seçmenlerden gelmediği, 90’larda bilhassa ANAP-DYP gibi merkez sağı ve SHP-DSP-CHP gibi merkez solu desteklemiş önemli bir seçmen grubunun da tercihini İYİ Parti’den yana kullandığını gösteriyordu. MHP kökenliler, partinin içerisindeki en geniş grup olsa bile partinin ezici çoğunluğunu oluşturmuyorlar. Yani İYİ Parti seçmen grubunun içerisinde milliyetçilik ve muhafazakarlık değerleri konusunda farklı kompozisyonlara sahip alt kümeler bulunuyor. DYP-ANAP gibi kentli küçük esnaf ve memur gibi milliyetçi ve muhafazakâr değerleri sahiplenen fakat bunlar konusunda aşırıya gitmeyen merkez sağ seçmenler de bulunuyor. Kentli orta sınıf, seküler ve milliyetçi eğilimleri olan merkez sol grup da bulunuyor. %10’luk bir grupsa İslami değerlere önem veren veya kent yoksullarından oluşan Fazilet Partisi’nden geliyor. Partinin ana damarınıysa %40’a yaklaşan eski MHP ve BBP’liler oluşturuyor. Türkçü kimliğini sahiplenen ve kendisini açıkça milliyetçi olarak adlandıran bu grup, İYİ Parti’nin MHP’den koparken geldiği kemik kitleyi de oluşturuyor. İYİ Parti seçmeninin sosyo-politik özellikleri ise tam olarak MHP ile CHP arasında olduğu anlaşılıyor. İYİ Parti tabanı; MHP tabanından daha seküler ama CHP tabanından daha dindar, CHP tabanından daha milliyetçi ama MHP tabanından ise kendini daha az milliyetçi olarak tanımlıyor. Sosyo-politik özelliklerine yansıyan bu arada olma hali; alkol kullanma, başörtüsü, ibadet gibi pratik yaşam tercihlerine de yansıyor. Örneğin, İYİ Parti tabanı, sekülerlik-muhafazakarlık ikileminde CHP-MHP arasında olma halinin bir göstergesi olarak da CHP’lilerden daha az ama MHP’lilerden daha fazla alkol kullandığını belirtiyor. Bu anlamda İYİ Parti’nin seçmen tabanı daha şehirli ve daha seküler bir yaşam tarzını sahip olan bir kimliğe oturuyor. Öte yandan, otoriter pratikleri daha az destekleyen ve kadın, hukuk, demokrasi gibi nosyonları MHP’li seçmenden daha çok benimseyen özellikleri de taşıyor. Akşener'in de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partisini Cumhur ittifakına yönelik daveti reddetmesi bu kimlik analizlerinden sonra daha iyi anlaşılıyor. İYİ Parti Cumhur ittifakına katılsa bile seçmenin ezici bir çoğunluğu benzer bir değişimi göstermeyecektir.
İYİ Parti’nin seçmen tabanı daha şehirli ve daha seküler bir yaşam tarzını sahip olan bir kimliğe oturuyor. Öte yandan, otoriter pratikleri daha az destekleyen ve kadın, hukuk, demokrasi gibi nosyonları MHP’li seçmenden daha çok benimseyen özellikleri de taşıyor.
Öte yandan TEAM’in raporundaki ilginç iki veriyi, KONDA’nın MHP’li seçmen üzerine yaptığı raporla birleştirdiğimizde İYİ Parti’yi oluşturan kimliğin ve milliyetçiliğin temelini oluşturan diğer yüzünü daha iyi anlıyoruz: HDP ve Kürt siyasetine olan mesafe. Nitekim TEAM raporuna göre (üstte) İYİ Partililerin %95’i HDP’yi uzakta buluyor. HDP’ye ne kadar yakın hissediyorsunuz diye sorulduğunda ise HDP’yi neredeyse en uzakta işaretliyor. Konda’nın 2015 yılında MHP’li seçmenlerle anket ve derinlikli görüşmelerden oluşan raporuna baktığımızda ise İYİ Parti seçmenine benzer şekilde MHP’li seçmenlerin de %93 oranında HDP’ye hiçbir şartta oy vermeyi düşünmediğini görüyoruz. Elimizde başka bir veri seti olmadığı için aynı olmayan sorular üzerinden yaptığımız bu değerlendirme, yine de MHP’den daha seküler ve kentli tabana hitap eden İYİ Parti’nin HDP ile mesafeyi korumasını anlatıyor. Akşener’in demokratik rejim, hukuk devleti, güçlendirilmiş parlamenter sistem, laiklik ve kadın hakları gibi konularda MHP’den daha seküler ve demokratik bir milliyetçilik çizerken HDP ve Kürt siyaseti konusunda benzer söylemleri devam ettirmesi, yeni milliyetçiliğin MHP’yle paylaştığı mirasla da ilgili. Bu anlamda İYİ Parti milliyetçiliğinin ve Akşener'in siyasal manevralarının, tabanını milliyetçiliğiyle de kesiştiğini görüyoruz. Resmi derinleştirmek: Seküler milliyetçiler, kentli milliyetçiler ve iktidardan kopanlar Yukarıdan verilerin ışığında İYİ Parti milliyetçiliğinin temel dinamikleri; iktidar karşıtlığı, sekülerlik, Kürt siyasetine olan mesafe, devletçiliğin ve bireyciliğin birbirini ekseriyetle devlet nezdinde dengelediği bir karışımdan oluşuyor. Fakat, bu alaşımın içerisindeki hangi değerin daha fazla önem kazandığını İYİ Parti içerisindeki farklı gruplara göre değiştiğini düşünüyorum. Yani İYİ Parti seçmen grupları heterojen olduğu gibi içerisindeki milliyetçilikler de aynı değil. Birbirleriyle yer yer görünen mücadelelere giriyorlar ve başta Akşener olmak üzere siyasal elit de bu heterojenliği bir arada götürmeye çalışıyor. Bu gruplardan ilki İYİ Parti’nin MHP’den kopuşuyla İYİ Parti’ye gelmiş kemik kitle. Bu grup hem İYİ Parti’nin hem de muhalefetin içerisindeki güvenliğe dair konulara daha hassas muhafazakar-milliyetçi grubu oluşturuyor. Ayrıca İYİ Parti’nin kendisini Cumhur ittifakının bir alternatifi olduğunu hissettirmesi ile bu gruba dahil İYİ Partililerin sayısı artıyor. HDP ile muhalefetin yakınlaşması sonucu İYİ Parti’yi desteklemeyi bırakabilecek ve tekrar Cumhur ittifakına geçebileceklerin çoğunu bu grup oluşturuyor. Nitekim TEAM raporu da gösteriyor ki İYİ Parti seçmenine CHP ile AKP-MHP arasında bir tercih yapması istendiğinde seçmenlerinin ezici çoğunluğu (%70) CHP’yi tercih ediyor. Fakat kalan %30’un MHP ya da AKP’yi tercih etmesi de azımsanamayacak bir durum değil. Ayrıca seçmenlerin büyük bir bölümü de arada kaldığını belirtiyor. Geçtiğimiz günlerde Ömer Faruk Metin’in Türkiye’de Cumhur - Millet ittifakları arasındaki ayrımı ve medyanın otoriterleşmeyi katkısını analiz eden önemli bir makalesi çıktı. Makalenin ilk bölümü 2 milyon tweetlik büyük bir data üzerinden seçmenlerin sosyo-politik haritasını ortaya çıkarıyordu. Makalenin ortaya çıkardığı ilginç bir istatistiki tablo var. Bu istatistiki modele göre, Türkiye’de özgürlükçü değerleri benimseyenlerle otoriter değerleri benimseyenler arasındaki en önemli ayrımlardan biri Boğaziçi protestolarını destekleyip desteklememek. Konda’nın ise Boğaziçi protestolarını parti destekçiliği ve sosyo-politik karakteristikler üzerinden incelediği bir raporu bulunuyor. Bu rapora göre CHP’lilerin %96’sı öğrencilerin polisten gördüğü şiddeti haksız bulurken İYİ Partililerin %84’ü haksız buluyor. Bu iki oran oldukça yüksek. Fakat İYİ Parti içerisinde %16’lık kitlenin MHP’ye yakınsayan, devletçi ve milli güvenlik değerlerine önem veren milliyetçilikten beslendiğini yorumlayabiliriz. İYİ Parti içerisindeki diğer bir grubu ise orta yaşlarında bulunan ve zamanında merkez sağ/sol’u desteklemiş küçük esnaf, memur ve orta sınıf oluşturuyor. Bu grup 90’lardaki sağ ve sol siyasetin her iki tarafında da bulunabiliyor. Çünkü ANAP ya da SHP’nin içerisinde, partilerine göre milliyetçi hassasiyeti daha yüksek kesimlerden gelen seçmenler bunlar. Fakat ne TEAM raporunun ne de Konda’nın görebildiği bir grup var. TEAM, 90’larda kimi desteklediniz diye sorarken 90’lar döneminde doğmuş ve şu an oy verebilen, siyaset içerisinde görev alan ve bilhassa sosyal medyada tepkisini koyarak siyaseti şekillendirmeye çalışan genç milliyetçileri analizine dahil etmemiş.
İYİ Parti milliyetçiliğinin temel dinamikleri; iktidar karşıtlığı, sekülerlik, Kürt siyasetine olan mesafe, devletçiliğin ve bireyciliğin birbirini ekseriyetle devlet nezdinde dengelediği bir karışımdan oluşuyor.
90’lardan itibaren Türkiye’nin şehirlileşme sürecinde girdiği olgunluk, AKP’nin İslamcı politikalarının gençlerde ters tepmesi ve ardından MHP’nin AKP ile yakınlaşması; seküler eğilimi daha güçlü, hatta yer yer sekter bir milliyetçilik yarattı. Bu esnada Çözüm Süreci ve HDP’nin barajı açması gibi Kürt siyasetinde yaşanan gelişmelerse aynı genç milliyetçi grubun Türk kimliğine daha çok sarılmalarına sebebiyet verdi. Daha öncesinde PolitikYol’da “(Yeni) seküler milliyetçiliğin doğuşu” isimli serimde anlattığım seküler milliyetçiler, İYİ Parti’nin tabandan gelen seküler ve milliyetçi kanadını oluşturuyor. Yavuz Ağıralioğlu’nun ve Erhan Usta’nın İsmailağa şeyhi Mahmut Ustaosmanoğlu’nu anmasının ardından gördüğü büyük tepkinin kaynağı, bu seküler milliyetçi genç gruptan gelmişti. Parti eliti anlamında önemli bir temsiliyeti olmamalarına rağmen, sosyal medya üzerinden gösterdikleri tepkilerle İYİ Parti’yi özelde tarikatlar, geneldeyse daha seküler bir pozisyona doğru meyletme derdi içerisindeler. Benzer şekilde seküler milliyetçiler HDP’ye de epey mesafeli durduğu için İYİ Parti’nin böyle bir yakınlaşması içerisine girmemesini istiyorlar. Aynı zamanda Türkiye’de bulunan sığınmacıları ülkenin en büyük ve önemli problemlerinden biri olarak gördüğü için bu konuda partiye baskı yapan ilk milliyetçi grup onlardı. Nitekim seküler milliyetçilerin bir bölümü, İYİ Parti’nin bu konuda fazla yumuşak kaldığını söyleyerek Zafer Partisi’ni desteklediğini bile açıklamıştı. İYİ Parti’nin içerisindeki AKP-MHP’ye yakın milliyetçi ve muhafazakâr milliyetçiler; orta yaşlı eski merkez sağ ve sol partisi taraftarları, kentli ılıman milliyetçiler ile seküler milliyetçiler birbirinden farklı milliyetçilik anlayışlarıyla ilerliyor. Akşener ise yavaş yavaş sekülerizme meyleden, Kürt siyasetiyle diyalog kurmak istemeyen ve göçmenler konusunda net fakat Zafer Partisi kadar da radikal pozisyon benimseyen bir milliyetçiliği şimdilik benimsemiş durumda. Kendisini içinde olduğu bu farklı milliyetçilik tartışmalarından ayırmak ve Cumhur ittifakından oy koparmak için de daha somut sorunlara eğilmiş gözüküyor. SEÇMEN VE ELİTLER ARASINDAKİ AYRIM Öte yandan İYİ Parti kadrolarının, İYİ Parti seçmeni içerisindeki milliyetçi çeşitliliği pek yansıtmadığını görüyoruz. Parti elitlerin çoğunu 90’lar ve 2000’ler boyunca MHP’de siyaset yapmış şehirli ülkücüler oluşturuyor. Fatih Şeker gibi İslamcılığa yakın olanlar daha başta tasfiye olurken Yavuz Ağıralioğlu gibi muhafazakarlık yönü tepki oluşturan 70’ler dönemi ülkücülüğüne uygun elitlerse ilerleyen süreçte tasfiye oldu. Partinin içerisindeki önemli damarlardan biri olan eski merkez sol/sağ grubu tam temsil edecek biri yok. Bu anlamda, Akşener’in Bilge Yılmaz ya da Ümit Özlale gibi isimler üzerinden yeni yeni merkeze açılabilecek kadrolar yarattığını görüyoruz. Akşener’in partiyi Türk milliyetçiliğini merkeze alan bir partiden merkez sağa taşıması parti içerisindeki bu damarın daha çok temsil edilmesiyle olacaktır. Öte yandan tabandan öfkeli bir şekilde gelen seküler Türk milliyetçiliğiyse daha az tavizkar ve daha Türkçü bir ideolojiyle İYİ Parti’yi şekillendirmeye çalışacaktır. Burada Buğra Kavuncu ya da İYİ Parti içerisinde LGBTİ+ gruplarıyla görüşen teşkilat üyeleri gibi sivil milliyetçiliğe daha yakın aktörlerle seküler milliyetçiler arasında bir mücadele olacağına benziyor. İYİ PARTİ’NİN MİLLİYETÇİLİĞİ NEREYE? Kürt siyaseti ve Kürt sorunu İYİ Parti’nin yumuşak karşı olarak karşımıza çıkıyor. Akşener’in HDP’yle resmi bir ittifak kurmasa bile başta Selahattin Demirtaş ve HDP yöneticiliğinden dolayı cezaevinde bulunan diğer siyasi tutsakları desteklemek, HDP’li belediyelere atanmış kayyım uygulamalarını eleştirmek gibi bu konuda hâlâ adım atabileceği alanlar var. İyi Parti’nin daha müspet ya da sivil bir milliyetçiliğin taşıyıcısı olan bir partiye doğru yol almasının tek koşulu ideolojik dönüşümler olmak zorunda değil. Reel politiğin getirdiği zorunluluklar da bunu doğurabilir. Fakat burada diğer belirleyici nokta bu gelişmelere yönelik İYİ Parti elitinin nasıl tutum alacağı olacaktır. İYİ Parti Nurettin Kalkan’ın Vaziyet’te belirttiği üzere dinamosu milliyetçilik olan yeni bir sağ parti modeli benimseyebilir. Öte yandan Prof. Dr. Murat Somer’in müspet milliyetçilik tartışmaları da İYİ Parti’ye yol gösterebilir. İYİ Parti’nin yaşayacağı temel gerilimin Cumhuriyet’in kuruluş döneminde ve ilerleyen dönemde Kemalizm’in yaşadığı gerilime benzeyeceğini düşünüyorum. Vatandaşlığa bağlı daha modern ve hümanist bir milliyetçilik anlayışı ile devletçi refleksleri güçlü ve etno vurguları yüksek bir Türk milliyetçiliği arasında gidip gelme. Bir sonraki yazımda bu gerilimleri ve farklı Türk milliyetçiliklerinin analizlerini konu alacağım. Kaynakça: -Toplumsal Etki Araştırmaları Merkezi, İyi Parti Seçmen Analizi http://www.teamarastirma.com/wp-content/uploads/2019/11/İYİ_Parti_Seçmen_Analizi.pdf -Konda, Seçmen Kümeleri: MHP seçmenleri https://konda.com.tr/uploads/konda-secmenkumeleri-mhp-secmenleri-mayis2018-84c4f8eae7f81009213ecf56438dc4439fe0377e619246d3377e765fcb397cf5.pdfParty Politics, -Konda, Boğaziçi Olayları https://konda.com.tr/uploads/konda-bogaziciunivolaylari-mart2021-673397e0b2308025bea66694ea0fdee6ee90868fcf0503319f708dffd5991ed7.pdf -(Yeni) Seküler Türk Milliyetçiliğinin Doğuşu https://www.politikyol.com/yeni-sekuler-turk-milliyetciliginin-dogusu/ -Nurettin Kalkan, Hayat mı Akide mi? https://www.vaziyet.com.tr/analiz/iyi-partinin-tercihi-hayat-mi-akide-mi-30950.html -Murat Somer, Bir olay, iki Türkiye ve müspet milliyetçilik https://www.politikyol.com/bir-olay-iki-turkiye-ve-muspet-milliyetcilik/