'FETÖ bütün planlarını yargı eliyle uygulamaya başladı'
Poyraz, Anayasa Mahkemesi'nin ‘örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyenlerin örgüt üyesi gibi cezalandırılmasına’ ilişkin düzenlemeyi iptal ettiğini anımsatarak, 1991'de yayınlanan Terörle Mücadele Kanunu’nu ile birlikte PKK için artık 'terör örgütü' tanımlamasıyla ceza uygulaması imkânının oluştuğuna işaret etti.
2002 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara geldiği dönemde ‘statüko’ ve ‘askerî vesayetin’ hakim olduğu bir dönem olduğuna dikkat çeken Poyraz, devamla şu ifadeleri kullandı: “Bir yandan statüko, bir yandan askerî vesayet, bir yandan kadro yoksunluğu derken AK Parti'nin yolu FETÖ’yle kesişti ya da kesiştirildi; o dönemin şahitleri bu konuya ilişkin detaylara da vâkıftır. Yetişmiş kadrolar sorunu FETÖ’nün insan kaynağı tarafından çözüldü. Bugünlere nasıl benziyor, değil mi? Bu kadrolar ilk zamanlar cevvallikleriyle AK Parti için vazgeçilmez olurken zamanla asıl ajandaları çerçevesinde önce kolluğu, sonra yargıyı teslim aldılar. Artık düğmeye basma zamanı gelmişti… Düğmeden kasıt, FETÖ bütün planlarını yargı eliyle uygulamaya başladı. 765 sayılı Türk Ceza Kanunu, 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleriyle Mücadele Kanunu mülga edilerek bugün yürürlükteki 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’yla birleştirildi. Bununla birlikte CMK da değişti, Ceza Muhakemeleri Kanunu da değişti. Yapılacak kumpasların hukuki altyapısı hazırlandı. Öyle ki eski kanunda örgüt olmayan ve farklı kavram olan teşekkül, artık yürürlükteki Ceza Kanunu’nda yok. Birden çok failin olduğu her olay bilinçli olarak, örgüt olarak, örgüt gibi soruşturuldu. ‘Peki, Uğur ne alaka?’ diyeceksiniz.”'FETÖ'nün memlekete mirasıdır'
“Bu örgüte üye olmamakla birlikte ‘örgüt adına suç işlemek’ dediğiniz kavram FETÖ’nün memlekete mirasıdır” diyen Poyraz, “Bu reform paketiyle örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişiye ayrıca beş yıldan on yıla kadar ceza vermek için toplandık. Şöyle izah edeyim: Yargının ve emniyetin olduğu yerde örgüt kuruluyor, nam salıyor, korkutucu bir güce sahip oluyor, vatandaş örgüte üye olmuyor ama tanımlanmamış, sayılmamış, belirsiz bir eyleminden dolayı örgüt adına işlenmiş suç ön kabulünü içeren bu maddeden dolayı ceza alacak. Vatandaşın yargıya güveninin kalmadığı bu dönemde, hâkim ve savcıların tarafsız ve bağımsızlığının iktidarın gölgesinde yok olduğu bu zamanlarda, isimlendirilmemiş örgütlerin kolluğu sardığı bu ortamda bu madde ve reform paketiyle örgüte üye olmayana örgüt üyeliğiyle aynı cezayı vermeyi oylarken vatandaşın akıbetini isimlendirilmemiş örgütlere mensup soruşturmacılara gelecek talimatlara, Bakanlığın emriyle hareket edecek savcının insafına, ‘Nereye sürülürüm?’ endişesi taşıyan hâkimin vicdanına bırakıp bırakmamaya karar vereceksiniz” diye konuştu.ü