İyi değiliz ama iyi olmak istiyoruz!

Abone Ol
Belediyeleri kaptırmazsak Cumhur İttifakı’na fren olur. Zaman ve mevzii kazanırız! Bize de moral ve yeniden toparlanmak için güç gelir. Hadi uzatmayayım. Daha çok konuşuruz bu konuları, bir an önce toparlanın. Ya da kapatın o partileri, gidin kumda oynayın! Günaydın! İyi misiniz? Değilsiniz biliyorum, ama Türk adet ve göreneklerindendir, sabahları Günaydın denir, sonra da hâl hatır sorulur. Karşıdaki de iyi olmasa da önce şükreder, sonra da karşısındakine, siz de iyi misiniz diye sorar. Kaç kişisiniz bilmiyorum ama yaklaşık yüzde 48 olduğumuzu tahmin ediyorum. Bu yüzde 48’in bir tek ortak noktası vardı: hukuk ve demokrasiye uymayan, laikliği ve eşitliği önemsemeyen, ekonomiyi uçuruma sürükleyen mevcut iktidara ve onun başındaki TEK ADAM’ın yönetimine karşı olmak. Birbirimize pek benzemiyoruz, başarı gelmeyince darmadağın olduk. Başarı tutkaldır, birleştirir. Hele başarı, iktidar getiriyorsa. Çünkü iktidar nemalandırır! Ortaya çıktı ki bu yüzde 48’in bir bölümünün TEK ADAM’a karşı çıkma gerekçesinin özü vatan millet değilmiş. Yoksa parçalanma daha az kırıcı, kaybetmenin nedenlerini ve yanlışları araştırıcı, yaklaşan yerel seçimleri kazanmak için iyi niyetli ve birleştirici olurdu. Ne yazık ki ayrılan parçalar şimdilik birbirlerini imha etmekle meşgul! ÖNÜMÜZE BAKALIM Oysa 8 aydan daha kısa bir zaman sonra yeni bir seçim var: YEREL SEÇİMLER! İktidarın hedefi bu yerel seçimlerde başta İstanbul olmak üzere büyükşehirleri geri kazanarak rövanşı almak, böylece mutlak hakimiyetlerini ilan ederek muhalefeti tamamen yok etmek. Sonrasında da herhalde İslam Cumhuriyeti’ni ilan ederler. Ali Erbaş’ın ufak ufak atıp biz civcivlere yedirerek nabız ölçtüğü, “Günaydın demeyin, Arapça günaydın deyin”, Cuma namazına gitmek için okulları, işyerlerini tatil edin, eğitim cinsiyet ayırımcısı olsun gibi. Hassasiyetleri ölçerek, ne kadar tepki geldiğine bakıp ona göre ya soğutuyor ya uyguluyorlar! Meğer üç harfli zincirlerde zaten Cuma namaz saatlerinde market kapanıyormuş! Henüz namaza gitmek zorunlu değil, 90 bin camimiz cumaları biraz doluyorsa da diğer gün ve saatlerde bomboş! Asıl amaç, mutlak otorite. Hak, hukuk, adalet, protesto, yeşili koruma, ücret isteme, her türlü isteğe, tek yetkili ve tek otorite karar verecek. Bunu zaten yapıyor ama temkinli. Yerel yönetim seçimlerinde de zafer kazanırsa, İstanbul, Ankara, Adana, Antalya, Muğla ve hatta Eskişehir’i alırlarsa, siz ondan sonra görün, baskıcı rejimi! Seçmen tarafından ikinci kez onaylanmış, meşruiyetleri kabullenilmiş olur. İşte asıl bu nedenle bu kez yerel seçimler ölüm kalım seçimleridir, son seçimdir, laik, demokratik, hukuk devleti için! İşte bu nedenle, gün kavga etmenin değil, baltaları gömüp, yeniden birlik olup son şansımızı doğru kullanma zamanıdır! BELEDİYELER HEDEFTE İstanbul’da taksi ücretlerine yüzde 51 zam geldi. Umurumda değil, çünkü zaten biz Türkler İstanbul’da taksiye binemiyoruz! Ama İstanbul Taksiciler Esnafı Odası değişmez başkanı Eyüp Aksu toplantıyı terk etmiş, öfkeyle İBB’yi istedikleri yüzde yüz, hatta iki yüz oranında zammı yapmamakla suçluyor! O bilmiyor mu, bu kararı İBB’nin almadığını; İBB’nin UKOME’de karar alma oy sayısının kalmadığını? Alabiliyor olsa, önce taksi sayısını arttıracağını? Biliyor tabii ama seçmen bilmiyordur, saldırabilen herkes saldırsın İBB’ye! İstanbul, Erdoğan’ın Aşil topuğu!  Bulunduğu noktaya buradan geldi.  İstanbul aynı zamanda bir dünya kenti, Türkiye’nin de kalbi. İmamoğlu’nu çalıştırmamak için her engeli koydu. Kazandığı seçimi bile iptal ettirdi. Tepki büyük olunca Belediye Meclisi seçimini değil ama belediye başkanı seçimini yenilemek zorunda kaldılar. Meclis onların çoğunluğunda olunca her kararı veto ettiler, kredi verdirmediler, soruşturmalar, müfettişlerle boğdular, yetmedi, saçma sapan bir suçlamayla mahkemeye verip siyaset hakkını engellemeye kalktılar.
AKP’nin göz diktiği 11 büyük şehir belediyesinin çoğuna sahip olan CHP’nin aklını başına toplayıp belediye seçimlerine hazırlanması lazım. Seçmenler, bir kez daha ne Ekmeleddin vakası yaşamak istiyor ne benim seçmenim tıpış tıpış gider oyunu verir rahatlığı!
Ekrem İmamoğlu ve ekibinin bütün engellemelere rağmen İstanbul için iyi çalıştığını düşünüyorum. Seçmene sorsanız, İstanbul ve Ankara’yı yeniden seçer. İzmir, Antalya, Muğla konusunda çok eleştiri duyuyorum. Geçen yazdığım yerel yönetimler yasası eleştirisinde değindiğim gibi AKP’nin yaptığı düzenlemeyle ilçe belediye başkanlarının yetki ve olanakları o kadar sınırlandırıldı ki, ilçelerden de örneğin Bodrum konusundaki eleştirilere katılmıyorum. Ne yapsın Ahmet Aras, ilçe belediyesi yetkileriyle gerek yüzölçümü gerek yapılaşması gerek yazın üçe beşe katlanan nüfusuyla dev bir sorun yumağına dönüşen Bodrum’da? YEREL SEÇİMLERİ ALMALIYIZ! AKP’nin göz diktiği 11 büyük şehir belediyesinin çoğuna sahip olan CHP’nin aklını başına toplayıp belediye seçimlerine hazırlanması lazım. Seçmenler, bir kez daha ne Ekmeleddin vakası yaşamak istiyor ne benim seçmenim tıpış tıpış gider oyunu verir rahatlığı! Geçen İstanbul seçimlerinde Beşiktaş, Kadıköy, Bakırköy, Adalar belediyelerine seçmenin sıcak bakmadığı isimleri koydunuz. Bir tek kadını içinize sindiremediniz bu çantada keklik ilçeler için? Bunların hesabı duruyor daha, ne de milletvekili listelerinin hesabına sıra geldi! Ama bir 8 ay daha öfkemizi içimize gömüp belediyelerimizi kaptırmamak zorundayız. Ondan sonrası zaten tufan. Çünkü mesele sadece belediye değil! Mesele sadece ağaç olmadığı gibi! KAZANIRSAK NE Mİ OLUR? Belediyeleri kaptırmazsak Cumhur İttifakı’na fren olur. Zaman ve mevzii kazanırız! Bize de moral ve yeniden toparlanmak için güç gelir. Hadi uzatmayayım. Daha çok konuşuruz bu konuları, bir an önce toparlanın. Ya da kapatın o partileri, gidin kumda oynayın!