“İstanbul Uluslararası Finans Merkezi” projesi Long Finance Group’un çalışmasına göre İstanbul uluslararası finans merkezleri sıralamasında 74’üncü sırada. Aynı grubun 2014 yılında yaptığı araştırmada 44’üncü sırada geldiği düşünülürse İstanbul'un son yıllarda konumunu kayda değer derecede yitirdiğini görüyoruz. Finans gelişmiş ülkelerin ekonomilerinin çok önemli bir parçasıdır. Ülkelerin gelişmesi, sürdürülebilir büyümesi, ve global ekonominin önemli bir paydaşı olabilmesi için finans sektörünün ve finans kurumlarının güçlü olması gerekir. Ekonomi büyüdükçe, geliştikçe çeşitli finansal araçlara duyulan ihtiyaç artmaktadır, iyi yetişmiş insan gücü ve modern hukuk ile desteklenmiş bir finansal ekosisteminin önemi ortaya çıkmaktadır. Finansın Mekke’si New York ve Londra’dır. Onu yine Anglo-Saxon dünyasının katkıları ile gelişmiş Hong Kong, Singapur gibi Asya’daki finans merkezleri ve Zürih, Frankfurt gibi kıta Avrupa’sından finans merkezleri takip eder. Son on yılda Çin finans merkezleri de gelişmiş ülkelerin önemli finans merkezleri arasına girmiştir. Finans ve ekonominin önde gelen aktörleri tarafından global finans merkezleri değerlendirilip nasıl geliştikleri takip edilir. En çok itibar gören çalışmalardan biri olan Long Finance ve Z/Yen Group’un yaptığı “The Global Financial Index” (Global finansal indeks) çalışmalarıdır. Z/Yen Group değerlendirdiği finans merkezlerini iş ortamı, finansal sektör gelişimi, finansal altyapı, insan kaynakları ve repütasyon faktörlerini formüle ederek değerlendiriyor. Kurum, finansal merkezlerin profillerini de diğer finans merkezleriyle bağlılık, uzmanlaşma ve çeşitlilik kategorilerine bakarak değerlendiriyor. 2021 yılnda yapılan en son çalışmaya göre New York birinci sırada, Londra ikinci ve Şangay üçüncü sırada yer almıştır. Bunları Hong Kong ve Singapur takip etmektedir. Aşağıdaki tabloda ilk 50 uluslarası finans merkezi tablosunu göreceksiniz. Long Finance Group’un çalışmasına göre İstanbul uluslararası finans merkezleri sıralamasında 74’üncü sırada yer almıştır. Long Finance’in, aynı grubun 2014 yılında yaptığı araştırmada İstanbul’un 44’üncü sırada geldiği düşünülürse son yıllarda kayda değer derecede konumunu yitirdiğini görüyoruz. Global pazarlardaki, komşu Avrupa ülkerindeki ve diğer gelişmekte olan ülkerdeki finansal istikrarsızlığı da göz önünde tutarsak İstanbul’un uluslararası finansal merkezi olarak son yıllardaki performansının maalesef gelişeceği yerde önemini kaybetmiştir. Ekonominin birçok alanında olduğu gibi finans sektöründe de ekonomi yönetimleri geçen on yılda çuvallamıştır, Türkiye’nin yumuşak gücü (soft power) olacak önemli bir asseti harcamıştır. Yukarıdaki tablodan da anlaşılacağı üzere geleneksel global finans merkezleri (New York, Londra, Hong Kong, Tokyo, ve Frankfurt gibi), ve ekonomisi güçlenen Çin’in finans merkezleri (Şangay’dan Pekin’e) listede üst sıralarda yer bulmuştur. Bu süreçte İstanbul’un rakibi olan Dubai, Abu Dhabi, Tel Aviv gibi bölge ülkeleri global konumunu güçlendirip tablodan da görüleceği üzere ilk 50’de yer alırken, Doha 55’inci, Moskova 57’inci, Varşova 61’inci, Bahreyn 68’inci sırada yer alarak İstanbul’un önüne geçmiştir. İSTANBUL ULUSLARARASI FİNANS MERKEZİ PROJESİ: 2010’DAN 2021’E BİR BAŞARISIZLIK HİKAYESİ Türkiye 2006 yılında 2007-2013 yıllarını kapsayan Dokuzuncu Kalkınma Planını hazırladı. Bu planın amacı Türkiye’de ve dünyada yaklaşan ekonomik, sosyal ve kültürel dönüşümü ele almak ve Türkiye’nin daha verimli, etkili ve başarılı olmasını sağlayacak stratejiler geliştirmekti. Dokuzuncu Kalkınma Planı, “İstanbul Uluslararası Finans Merkezi (İstanbul-IFC)” projesi olarak bilinen bir projeyi  içeriyordu. Projenin hedefi İstanbul’un bölgesel ve global ekonomik ve finansal önemini güçlendirmekti. Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), 2009 yılı Ekim ayında “İstanbul Uluslararası Finans Merkezi için strateji ve eylem planı” adı altında bir rapor yayınladı. Bu rapora göre DPT’nin  vizyonu, İstanbul’un, öncelikle bölgesel ve en nihayetinde global bir finans merkezi olacağı yönündeydi. DPT bu vizyona ulaşmak için ekonomik, finansal ve yasal şartların mevcut durumunu değerlendirdi, bazı stratejiler geliştirdi ve bir eylem planı hazırladı. Bu eylem planında, İstanbul-IFC vizyonuna ulaşmak için gerekli yapısal, yasal, ekonomik ve siyasi değişikliklerin gerçekleştirilebilmesine yönelik öncelikler net bir şekilde ifade edilmiştir. İncelediğimiz uluslararası finans merkezleri tarafından yapılmış bir takım güvenilir araştırma sonuçlarına ve yaptığımız analizlere dayanarak  İstanbul’un uluslararası bir finans merkezi olmak için büyük bir potansiyel taşıdığını görüyoruz. Ancak İstanbul, önde gelen finans şirketleri ve uzmanları tarafından henüz uluslararası bir finansal merkez olarak görülmemektedir. Geçen onyılda bu alanda doğru stratejiler belirlense de uygulamalarda ve eylem planının aksine eylemsizlik ile bu potansiyel harcanmış, bu dönemdeki ekonomi yönetimlerinin vizyonsuzluğu İstanbul’un global finans merkezi konumunu eylem planı belirlediği zamanlardan daha kötü duruma getirmiştir. İstanbul-IFC vizyonunu gökdelenler yapmak, finans şirketlerine binalar tahsis etmek sığlığından kurtulamayan mevcut ekonomi yönetimi bu projeyi İstanbul Ataşehir’de bir emlak rantı projesine indirgemiş ve başarısız olmuştur. Uluslararası finans şirketlerini Ataşehir’de belirlediği bir merkeze çekme hedefi gibi gerçekçi olmayan bir hedef ve planlama sonucu bırakın uluslararası şirketlerini, Türk finans şirketlerini ve özel sektörü de Ataşehir konusunda ikna edememiştir. Türk şirketlerinin ve finans kuruluşlarının gözünde de İstanbul finans merkezi Levent-Maslak hattı ve çevresinde gelişecektir. Ataşehir’de yapılan gökdelenlere devlet elinde bulunan bazı kurumları zorlama bir strateji ile yerleştirse de bu konuda serbest piyasa makul olanı yapmış hükümetlerin dayatmasına rağmen Levent-Maslak’ta ısrarcı olmuştur, meselenin özünden kopuk bu emlak rant projesinin bir parçası olmamıştır. İSTANBUL ULUSLARARASI FİNANS MERKEZİ: FIRSATLAR VE YAPILMASI GEREKENLER İstanbul’un global bir finans merkezi olması yönündeki gelişmelere tekrardan ivme kazandırmak için Türkiye’nin ekonomik yönetiminin daha proaktif ve de gerçekçi bir tavır takınması gerekir. Bu bağlamda başlangıç olarak A.B.D., İngiltere, ve dünya finansal piyasalarına yön veren New York, Londra ve Frankfurt gibi etkili şehirlere ve bu şehirlerdeki finans, yatırım ve finans yönetim şirketlerine ulaşmak ve iyi düşünülmüş bir stratejik planla İstanbul’u finans çevrelerine anlatmak gerek ekonomik yonetimin, gerekse İstanbul Kalkınma Ajansı’ndan Borsa İstanbul’a İstanbul-IFC projesinin paydaşlarının önceliği olmalıdır. İstanbul’un başta bölgesel sonra global bir finans merkezine dönüşmesini hızlandırmak için yapılması gerekenlerden bazıları şunlardır:
  1. Ekonomi yönetimi ve İstanbul-IFC projesinin paydaşlarının mevcut durumu değerlendirmesi, hangi hedeflere erişildiğini tespit etmesi, potansiyel kalkınmanın desteklenmesi ve İstanbul’un uluslararası bir finans merkezine dönüştürülmesi için eylem planında gerekliliği öngörülen yasal, yapısal ve politik çerçeveyi oluşturmak için ekonomi yönetiminin neler yapması gerektiğinin belirlenmesi.
  2. Özellikle aşağıdaki maddeler esas alınmak kaydıyla global ve bölgesel finans merkezlerinin karşılaştırmalı analizinin yapılması:
  • New York, Londra, Zürih, Cenevre, Hong Kong, Tokyo, Chicago, Paris ve Frankfurt’u kapsayan köklü uluslararası finans merkezlerinin finans ve yatırım şirketlerini kendilerine çekme yeti ve bilgilerini ortaya koymak.
  • Seul, Dubai, Doha, Şangay, Singapur ve Kuala Lumpur’un da aralarında bulunduğu 2000 yılından beri çok hızlı gelişmiş uluslararası finans merkezlerini inceleyip gerekli dersleri çıkarmak.
  • İstanbul’la doğrudan rekabet içinde olan Dubai, Doha, Moskova, Varşova ve Kuala Lumpur’un içinde bulunduğu yeni gelişmekte olan finans merkezlerini analiz etmek ve onlarla etkin rekabeti getirecek ya da onlarla simbiyotik gelişmeyi getirecek fırsatları tespit etmek.
  1. İdare merkezleri New York, Londra, Şikago, Zürih, Paris ve Frankfurt’u kapsayan köklü finans merkezlerinde yer alan önde gelen finans firmalarının (yatırım firmalarından, özel girişim sermayesi gruplarına, aile yatırım ajanslarından finans sektörine hizmet veren global avukatlık ve danışmanlık şirketlerine) incelenmesi, bu firmaları İstanbul’a gelmeye hangi şartların teşvik edeceğinin tespit edilmesi.
  2. İstanbul finans merkezini diğer global ve bölgesel finans merkezlerinin konumuna göre stratejik bir sekilde konumlandırabilmek için stratejiler ve gerçekçi hedefler belirlemek.
  3. Yasal düzenlemeler ve vergilendirme gibi temel konularla ilgili politikalar geliştirmek için özel sektörle iş birliği yapılması ve görüşlerinin alınması.
  4. Türkiye’nin en önemli asseti olan insan kaynaklarının değerlendirilmesi, yetişmiş iş gücünün başka finans merkezlerine son onyılda hızlanan göçünü durdurmak ve tersine çevirmek.
  5. İstanbul yerel yönetimlerinin aktif bir şekilde bu projeyi sahiplenip İstanbul’un kalkınmasına ve global bir marka olarak gelişmesine katkı sağlayacak bu projeye yerel yönetim olarak paydaşlığını ortaya koyması, İstanbul-IFC projesini gerekli liderliği sergileyemeyen Ankara bürokratlarının elinden kurtarıp finans ve iş dünyası ile birliktelik kurup liderlik yapması.
Editör: TE Bilisim