İsrail’in antifaşist yüzü: Hapoel Katamon Jerusalem
KATAMON’UN ÖĞRETTİKLERİ
Katamon'u uzunca süredir bir taraftar olarak yakından takip ediyorum. Yıllar önce bu takımla ilgili dikkatimi çeken ilk fotoğrafta, tribünlerde ellerinde büyük devrimci Che Guevara ve Karl Marx’ın resmedildiği bayraklar sallayan taraftarları gördüğümde epeyce şaşırmıştım. İsrail gibi aşırı sağın ve paralelinde ırkçılığın oldukça güçlü olduğu bir ülkede, "bunlar kim böyle" diye düşündüğümü hatırlıyorum.
Merakım artınca araştırmaya başladım. İşçi sendikaları tarafından kurulan takımda; ırkçılık, homofobi, emekçi düşmanlığı, ayrımcılık, mezhepçilik kulübün kapısından içeri giremiyor. Kulüp taraftarları, yöneticileri ve futbolcuları, İsrail'deki LGBTİ+ Onur Yürüyüşü’nün değişmez katılımcıları arasında yer alıyor. Hatta Onur Yürüyüşü'nde yaşamını yitiren Shira Banki'nin anısını canlı tutmak için kulübe Hapoel Shira da deniyor.
Takımın Filistin meselesine yönelik bakış açısına gelince, tabii ki İsrail devletinin geleneksel tutumunun oldukça dışında bir tavır takınıyorlar. Örneğin, bundan birkaç yıl önce mülteci barınağı Holot Islahevi'nde kalanlarla ortak turnuva düzenleyen taraftarlara, kulüp ücretsiz maç bileti dağıttı. Maçlarında tribünlerde mutlaka Filistinli bir taraftar grubu sürekli olarak bulunuyor. Armasında orak ve çekiç sembolleri taşıyan kızıl-siyah kulüp bayrağı her maç öncesinde futbolcular tarafından sahada dalgalandırılıyor.
Takım ve taraftarları, bu yönüyle faşist/ırkçı Beitar taraftarları tarafından sıkça sözlü ve fiziki saldırıya uğruyorlar ama onlar direniyor ve medeniyet, insanlık, demokrasi adına tribünleri terk etmiyorlar. Bu yönüyle Hapoel Katamon ve taraftarlarıyla enternasyonal bir dayanışma içerisinde olmanın insani bir sorumluluk olduğunu düşünüyorum. Yüreğini ve kaderini başka insanların yüreği ve kaderine bağlayanlardan daha fazla kim hak edebilir ki saygıyı ve sevgiyi?
Silahlı çatışmalar başladığından bu yana sosyal medyadan İsrail vatandaşlarına yönelik olarak başlatılan küfür sağanağını izliyorum. İsrail-Filistin meselesinde o coğrafyada yaşayan herkesin tek tip düşünce içerisinde olduğuna inanmak ve buradan yola çıkarak, “İsrail’de katliam yapmak için yanıp tutuştuğunu” ilan etmek hangi bakış açısının ürünü acaba? Masum Filistinli sivilleri öldüren İsrail askerlerinden ne farkınız kalıyor?
Hanginiz Tel Aviv’in en işlek caddesinde, “Özgür Filistin” diye bağıran bir sosyalist Yahudi kadar yüreklisiniz? Sizin için ara sıra ihtiyacınız olduğunda hatırladığınız ve ahlâksızca yağmaladığınız politik bir argüman değil Filistin davası o insanlar için. Onlar birer İsrailli olarak gövdelerini koyuyorlar ortaya bu dava uğruna.
Buna ek olarak, İsrail Komünist Partisi ve Demokratik Görüş ve Eşitlik Partisi yaptıkları açıklamayı da burada hatırlatmakta fayda var. Her iki parti yaptıkları yazılı açıklamada özetle, İsrail devletini kınayarak, “İşgalcilerin (İsrail devleti) suçları, Filistin halkının cesaretini kıramayacak. Filistin halkı ile dayanışmayı yükseltin” diye tepki gösterdiler. Yani? Yanisi şu, siyasal İslamcıların arada sırada, lazım olduğunda, işlerine yaradığında hatırladıkları o doğruların ebedi sahipleri, sosyalistler var.
Sonuç olarak, Filistin için yaşamlarını ortaya koyan sosyalist İsrailliler için söylenecek tek bir şey var, “İyi ki varsınız, varlığınızla kalpleri ısıtıyor, vicdanınız, yiğitliğiniz ve temiz ruhlarınızla insanlığı aydınlatıyorsunuz.” Dayanışmayla…