İnovasyon Durağı: Uzaktan tıp uygulamaları

Abone Ol
Teletıp olarak da adlandırdığımız uzaktan tıp ve sağlık uygulamaları COVİD-19 pandemisi ile yaygınlık kazandı. Hiç şüphe yok ki bu deprem felaketi nedeniyle yaşanan ve yaşanacak sağlık sorunlarında çok büyük yarar sağlayacak.

Loading...

6 Şubat’ta çok büyük bir felaket yaşadık, milletimize geçmiş olsun. Hayatını kaybeden insanlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diyoruz. Depremin ilk anından itibaren canla başla çalışan, yardım sağlayan görevlilerimize, gönüllülerimize binlerce kere teşekkür ediyoruz. Teletıp olarak da adlandırdığımız uzaktan tıp ve sağlık uygulamaları COVİD-19 pandemisi ile yaygınlık kazandı. Hiç şüphe yok ki bu deprem felaketi nedeniyle yaşanan ve yaşanacak sağlık sorunlarında çok büyük yarar sağlayacak. Depremin ilk saatlerinden itibaren sosyal medya ve internet üzerinden binlerce, on binlerce konsültasyon gerçekleştirildi, hasta ve yaralıların sorunlarına çözüm arandı. Bundan böyle teletıp, dijital sağlık teknolojileri ve yapay zekânın sağlığa damgasını vuracağını söylemek kehanet olmaz. Bilgi, bilişim, internet ve iletişim teknolojilerinin sağlıkta kullanılmasını Dijital Sağlık Teknolojileri olarak tanımlıyoruz. Eskiden sadece teletıp sözcüğü dijital sağlığı tanımlamak için yeterli olurken şimdi daha geniş bir tanıma ihtiyaç duyuyoruz ve teletıp, arttırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik, robotik veya nanoteknolojik uygulamalar, giyilebilir teknolojiler, yapay zekâ, biyoteknoloji, hatta genetik tanı ve tedavi yöntemlerini bu kavram dahilinde ele alıyoruz. Çünkü bunların hepsi adeta birbirinin içinde, kesin sınırlarla ayırmak zor. Örneğin arttırılmış gerçeklikle yapay zekâyı eğitiyor ve onu temel bilim araştırmanızda kullanıyorsunuz. Giyilebilir bir teknolojiden aldığınız verileri yapay zekâ ile işliyor ve teletıp uygulamasıyla hastaya geri dönüş sağlıyorsunuz. Bugün size tanıtacağım iki başarılı girişim teletıp ve dijital sağlık uygulamasına güzel örnekler. SALUS Salus iki kurucu ortağından biri olan Alperen Adikti’nin anlatımıyla, Roma mitolojisinde esenlik yani sağlık ve mutluluk içinde bulunma hâli tanrıçası imiş. Alperen güçlü eğitim hayatının ardından 10 yıl kadar önemli bir uluslararası danışmanlık firmasında çalışmış. Çeşitli şirketlere danışmanlık verirken mental sağlığı koruma ve geliştirmenin önemini ve hem kurumların hem de kurum çalışanlarını sigortalayan şirketlerin bu konuya yeterince eğilmediğini fark etmiş. Covid-19 pandemisi patlayıp dijitalleşme “tsunami” gibi gelince de aynı kurumda çalışan yakın arkadaşı teknoloji sihirbazı Dinçer Karaduman ile birlikte girişimi kurmaya karar vermişler. 1970’li yıllarda Hacettepe’deki tıp eğitimimiz sırasında koruyucu hekimliğin dünyada efsane ismi Prof. Dr. Nusret Fişek bütünsel sağlık anlayışını ve sağlığı koruma ve geliştirmenin önemini adeta bizim genlerimize kazıdı, ona ve bizi yetiştiren tüm büyüklerimize minnet borçluyuz. O yüzden Alperen aylar önce bana akıl ve ruh sağlığı konusunda sağlığı destekleyici bir dijital uygulama geliştirmekte olduklarını söylediğinde çok heyecanlandım. Çünkü ülkemizde hepimizin bildiği nedenlerle stres düzeyi çok yüksek, buna karşılık etkin bir psikolojik desteğe ulaşabilme şansı düşük. Hâlbuki mental sağlık, Covid-19’da mecburen başlayan online terapinin hızla yaygınlaşmasının da gösterdiği üzere, en kolay ve hızlı dijitalleşebilecek sağlık alanı. Öncelikle belirtmeliyim ki Salus terapi yapmıyor, uzaktan sağlık hizmeti vermiyor; kişi hasta değilken mental sağlığına destek oluyor; yani tam anlamıyla bir dijital sağlık destekçisi veya asistanı. Hastalık şüphesi olduğunda kişi psikiyatriste veya klinik psikoloğa yönlendiriliyor. Bilimsel danışma kurulunun gözetiminde psikologları kullanıcılara online çeşitli stres, kaygı, depresyon testleri yapıyor ve bunların sonucuna göre kişiye özel, kapsayıcı ve bilimsel mental sağlığı geliştirici hizmetler sunuyor. Salus’u kullandıktan sonra insanların psikolojik testlerde ilerleme kaydettiğini görmek onlar için güzel bir ödül oluyor. Depremzedeler, onların yakınları, deprem bölgesinde görev yapanlar ile gönüllüler başta hepimizin ruhsal sağlığı bu süreçte derinden etkilenecek. Her sorun yaşayana bulunduğu yerde yardımcı olmak imkânsız ama dijital teknolojilerin getirdiği kolaylıktan yararlanmak lâzım. Hiç şüphesiz uzaktan psikolojik destek ve terapi önümüzdeki dönemde çok yararlı olacak. Salus her ne kadar şu anda sadece çalışanlarının mental sağlığını önemseyen büyük kurumsal firmalara hizmet veriyorsa da yakında isteyen herkesin kullanımına açılacak.
Depremzedeler, onların yakınları, deprem bölgesinde görev yapanlar ile gönüllüler başta hepimizin ruhsal sağlığı bu süreçte derinden etkilenecek. Her sorun yaşayana bulunduğu yerde yardımcı olmak imkânsız ama dijital teknolojilerin getirdiği kolaylıktan yararlanmak lâzım.
Beslenmenin sağlığı korumadaki önemini bildiklerinden şimdi uzman diyetisyenleri de bünyelerine katıyorlar. Esas hedefleri toplum sağlığını geliştirmek olduğu için fiziksel sağlığın en önemli destekçisi sağlıklı uyku ve egzersiz alışkanlığını kazandırmak dahil hastalanmamak için alınması gereken tüm önlemleri, yapılması gereken tutum ve davranış değişikliklerini insanlara kazandırmakta kararlılar. Haftada bir çıkardıkları Salus Communis bülteni ile bunu pekiştiriyorlar. Uygulamalarında veri bilimini, yapay zekâyı, analitik modelleri yaygın biçimde kullanıyorlar. Alperen Brezilya’da, Fransa’da, Meksika’da benzer uygulamaları geliştiren startuplardan köstek değil, bilakis hatırı sayılır destek aldıklarını söylediğinde hiç şaşırmadım. Bu yeni dönemin en önemli özelliklerinden birisi paylaşımcılık. Rekabet yerine işbirliğini simgeleyen “Rekaberlik” kavramını bu nedenle çok beğeniyor ve sıklıkla kullanıyorum. Bu kadar ağır krizlerle boğuştuğumuz bir çağda işbirliği yapmadan yıkıcı rekabet ile ayakta kalmamız ne kişi, ne de kurum olarak mümkün değil. Tüm Salus ekibi kendileri gibi düşünen, dijital sağlığa ve inovasyona gönül vermiş paydaşlarla işbirliği yapmaya hazır. Alperen’in dikkat çeken heyecanı, heves ve enerjisi takım çalışması ile birleşince Salus hızlı bir büyüme sürecine girmiş, yollarının açık olmasını temenni ediyorum. Kullanıcıların bütün sağlık dünyalarını dijital çağa uygun şekilde yeniden yaratıp hastalanmadan önceki aşamada tüm insanların dijital sağlık destekçisi olma hedeflerinin kolayca gerçekleşmesini dilerim. VİRASOFT Virasoft 2015’te KOSGEB ve Sanayi Bakanlığı desteği ile biyomühendis Gökhan Hatipoğlu ve bilgisayar mühendisi Samet Ayaltı tarafından kurulan bir dijital patoloji şirketi. Tıpta patoloji bilim dalının en önemli görevi hastaya tanı konmasını sağlamaktır. Hastadan alınan örnekler bazı işlemlerden geçirilir, hücreleri daha kolay tanımak için birtakım özel boyalarla boyanır ve mikroskop altında incelenir. İşte dijital patoloji bu süreçleri kolaylaştırma ve hızlandırma amacı güder. Uzun yılların çabası sonucunda Virasoft’un geliştirdiği dört ürünü var. İlk ürün patolojinin iş akışı, yani parçanın hastadan alındıktan sonra hazırlanması, boyanması, tanının raporlanması aşamalarını tamamen dijitalleştirmiş durumda. İkinci ürünleri yapay zekâ karar destek sistemleri. Yüksek doğrulukla çalışan, hekime zaman ve konfor kazandıran, hasta açısından insan gözünün kaçırabileceği ayrıntıları saptayabileceği için daha güvenli olan, çeşitli organların patolojik incelemeleri için eğitilmiş bir yapay zekâ sistemi bu. Üçüncü ürünleri telepatoloji uygulaması. Hekimliğin her dalında olduğu gibi patolojide de sıklıkla konsültasyona, başka bir bakış açısına veya tanınızı onaylatmaya ihtiyaç duyarsınız. Özellikle bazı kanserlerde ayrıntılar çok önemlidir ve hastanın tedavi süreçlerini tamamen değiştirir. Örneğin bir grup hücrenin varlığı hastayı çok ağır kemoterapi ve radyoterapiye maruz bırakabilir. İşte bu ayrıntıları danışabileceğiniz üstün yetkinlikte bir uzmanı her zaman elinizin altında bulmanız mümkün değildir. Bazı patoloji raporlarının çok geç elinize geçmesinin bir nedeni de budur. Halbuki telepatoloji ile Türkiye’nin uzak bir bölgesindeki hekim hastasını dünyanın öbür ucundaki uzmanla bile konsülte edebilmektedir. Bu vesileyle ABD’de görev yapıp bu işi, üstelik ücret almadan, yapan Türk hekimlerinin bulunduğunu öğrendim, çok mutlu oldum. İnsanlar bu toprakları bir nedenle terk etseler de kalpleri burası için atmaya devam edebiliyor; ne güzel. Dördüncü ürünleri akademik bir ürün; Patoclass olarak adlandırmışlar. Bu bir eğitim platformu, Virasoft dijitalin getirdiği avantajları uzaktan eğitimde de başarıyla kullanıyor, böylece makroskopiden mikroskopiye tüm süreçlerde hekimlerin kendilerini geliştirmesine olanak sağlıyor. Virasoft’un yolculuğunu, kurucuların ve tüm çalışanların gayretini, özverisini yıllardır yakından biliyorum. Acıbadem Grubunun ve hekimlerinin bu güzel girişimin gelişmesine yaptıkları eşsiz katkıyı da burada vurgulamak istiyorum. Artık şirket bünyesine kattığı tam zamanlı görev yapan hekimlerle, yurtiçi ve yurtdışında aldığı uzman destekleriyle geleceğe emin adımlarla ilerliyor. Şirketin satış müdürü biyolog Özgür Teke’den aldığım bilgiye göre toplam 35 personel ile pek çok özel hastaneye, kamu kurumuna dijital patoloji hizmeti veriyorlar. 2022 sonu itibariyle 300.000 üzerinde normal raporlama, 20.000 üzerinde frozen raporlaması yapmışlar; bunlardan 3.000 kadarı yapay zekâ algoritması ile raporlanmış. Uzun vadede sadece ülke içinde hizmet sunarak başarılarını sürdüremeyeceklerinin bilincindeler, bu yüzden yurtdışına ve ABD’ye açılmak için çalışmalarını yoğunlaştırmış durumdalar. Hedefleri kanser tanısında ve patolojide bir mükemmeliyet merkezi haline gelebilmek. Bu yolculukta çeşitli organ kanserlerinde uzmanlaşmış, alanının en iyisi yerli yabancı patologlarla derin işbirliği yapıyorlar. Meme, akciğer, prostat kanserlerinde var olan yapay zekâ modüllerini geliştirmek ve yapay zekâyı başka organların, sistemlerin patolojilerinde de kullanmak diğer bir hedefleri. Yatırımcıların gözdesi olan Virasoft’a dijital patoloji yolculuğunda başarılar diliyor, dünyayı fethetmelerini canı gönülden arzu ediyoruz.