İnovasyon durağı 2

Abone Ol
Önemli buluşlar yapmak için mühendisler, sağlıkçılar, sosyal bilimciler, tasarımcılar, projenin başından sonuna hep birlikte çalışmalı. Multidisipliner çalışmayı ve işbirliğini sadece inovasyonda değil, yaşamın her alanında ve siyasette temel almalıyız.

Loading...

İNOVATİF HEMŞİRELİK DERNEĞİ Ne zaman öğrenilmiş çaresizliğe karşı konuşacak olsam hemen aklıma İnovatif Hemşirelik Derneği gelir. Onların adını ilk kez yaptıkları çok başarılı bir hemşirelikte inovasyon kongresi vesilesiyle duymuştum. Derneğin kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Dr. Yeliz Doğan Merih, Zeynep Kamil Hastanesinin, benim kullanmayı sevdiğim eski tanımıyla, efsane başhemşiresiydi. Zeynep Kamil sadece İstanbul’un değil, Türkiye’nin en büyük kadın hastalıkları ve doğum hastanesidir yani derdi sorunu bitmez. Yeliz Hanım ve yakın çalışma arkadaşları sorunlardan yakınıp duracaklarına “İşi en iyi yapan bilir, sorunu da o çözer“diye yola çıkarak projeler geliştirmeye başlamışlar. Değer katan yenilikçilik demek olan inovasyon böylece fevkalade bulaşıcı bir kültür halinde tüm hastaneye yayılmış, hastaların, bakım verenlerin ihtiyaç duyduğu ürünler, yenilikçi cihazlar derken onları fark eden kurumlar, yönetim önlerini açmış ve muhteşem bir inovasyon laboratuvarına kavuşmuşlar. Burada kurum dışından da doktor, hemşire teknisyen, her çeşit inovasyoncu sağlık personelini eğitmişler. Bu yapı sonuçta İnovasyon Akademisine dönüşmüş, faaliyetlerini topluma yaymak için İnovatif Hemşirelik Derneği çatısı altında örgütlenmişler. İnovasyon ekosistemine yaptıkları eşsiz katkının yanı sıra, on yılda, hasta bakım kalitesini arttırıcı 900 tıbbi buluş gerçekleştirilmiş, bunlardan 120’si patent ve faydalı model ile belgelendirilmiş!  Bunlar arasında cerrahi aletler, çeşitli iğneler, doğum sonu kanama önleyici cihaz, yenidoğan yoğun bakım ürünleri, hasta konforunu destekleyici yatak ve malzeme, özellikli süt sağma cihazları sayılabilir. Şu anda bunların bir kısmı ticari ürün olarak piyasaya çıkmayı bekliyor. Sağlık sektöründe inovasyonun gelecekteki önemini ilk fark eden bir sivil toplum örgütü olarak binlerce hemşireye ve sağlık personeline farkındalık yaratmak amacıyla yaptıkları konuşmalar, inovatif ve yaratıcı düşünme eğitimleri, atölye çalışmaları, sempozyum ve kongre katılımlarına ilave olarak bilimsel düzeyi olağanüstü düzeyde yüksek inovasyon kongreleri ile de örnek oldular. Her yıl yaşlılık, kadın sağlığı gibi temalı yarışmalar düzenleyerek sağlıkçıların bu alanlarda yenilikçi proje ve ürün geliştirmelerine vesile oluyorlar, insanların sağlık hizmeti sunarken “Nasıl daha iyi yapabiliriz” kilit çalışma anlayışını içselleştirmelerini sağlıyorlar. Beni bunlardan çok daha fazla etkileyen faaliyetleri ise “Çocuk Mucitler İş Başında” yarışması. Amacı ilköğretim çağındaki çocuklarımızın inovasyon sürecine erkenden aşina olmaları sağlamak. Hevesli öğrenciler fikirleri ile başvurduktan sonra gayet özenli eğitimlerden geçiriliyor, projeleri olgunlaştırılıyor ve ciddi bir jüri değerlendirme yapıyor. 19 Mart 2022’de sonlanan yarışmayı ben de izledim ve her biri Nobel adayı olabilecek kapasitede çocuklarımızı tanımaktan dolayı çok heyecanlandım. Bu yıl Ses Kontrollü Yatak projesi birinci oldu. Ellerini kullanamayan, yatağa bağımlı bir yakınının sorunundan esinlenen mucidimiz hastanın “Başımı kaldır, ayaklarımı indir” gibi sesli komutlarıyla kimseye ihtiyaç duymadan yatak pozisyonu ile ilgili ihtiyacını gidermeyi amaçlıyordu. Bakalım seneye hangi güzel, yaratıcı örnekleri göreceğiz? Bazı okullarımızın inovasyon konusuna özel bir önem verdiğini görmek ne kadar mutluluk verici. Bütün bu başarılar eminim ki İnovatif Hemşirelik Derneğinin hızını kesemeyecek. Her zaman yeni projeler peşinde olacaklar ve ülkemize, insanlığa katkı sunmaya devam edecekler. Kendilerini yürekten kutluyorum. HELLO TOMORROW TÜRKİYE İnovasyon ekosistemimizin önemli bir parçası olan bu arkadaşları seviyorum. Misyonları ülkemizde bilime dayanan derin teknoloji girişimciliğini hızlandırmak ve onları yurtdışındaki ağları ile irtibatlandırmak. Derin teknoloji girişimleri çok yüksek katma değer üretebildiği ve ihracatla muazzam döviz kaybını önleyip gelir getirdiği için özel ilgi gerektiriyor. Ayrıca sağlıkta iç pazarımız inovatif bir ürünün finansal olarak tutunmasını sağlayabilecek büyüklükte değil, mutlaka ihracat ile eksiğin giderilmesi lazım. Yani siz bütün zorlu aşamaları geçip iç piyasaya bir ürün sunsanız bile girişiminizin finansal olarak ayakta durması ihracat yapmadıkça zor. İşte Hello Tomorrow size bu konuda destek sunuyor. Bu yıl da Meta (Bildiğimiz Facebook) işbirliği ile Akıllı Şehirler, Dijital Sağlık, Tarım Teknolojileri, Eğitim Teknolojileri ve Veri ve Siber Güvenlik alanlarında faaliyet gösteren seçilmiş girişimleri BAŞLAT Programı ile eğitecekler ve öne çıkanları yurt dışındaki yatırımcılarla, girişimci ağlarıyla bir araya getirecekler.
İnovasyona gönül vermiş birisi olarak sağlık dışındaki sektörlerde de arkadaşlarımızın yaptıklarını, başarılarını görmek moralimi ne kadar yükseltti anlatamam, ülkemize ve insanımıza olan inancım bir kat daha arttı.
İnovasyona gönül vermiş birisi olarak sağlık dışındaki sektörlerde de arkadaşlarımızın yaptıklarını, başarılarını görmek moralimi ne kadar yükseltti anlatamam, ülkemize ve insanımıza olan inancım bir kat daha arttı. Etkinlik sırasında oluşan müthiş enerjiyi hissetmenizi isterdim doğrusu. Ayrıca farklı alanlardaki girişimcilerin birbiriyle etkileşimi kısacık bir zaman diliminde dahi birçok yeni fikrin, projenin filizlenmesine yol açtı. Olumlu ortam, gelişme için çok önemli. TÜBİTAK Başkanı Hasan Mandal yaptığı konuşmada her zaman vurguladığımız “Bütünsellik” meselesine ayrı bir vurgu yaptı. Artık sadece teknolojiyi geliştirmekle yetinemeyeceğimizi, geliştirdiğimiz teknolojilerin insanlar tarafından kabul edilip kullanılabilmesi için sosyal bilimlerden yararlanmamız gerektiğini; bu nedenle bundan sonraki destek verecekleri büyük projelerde bu noktayı özellikle dikkate alacaklarını belirtti. Artık önemli buluşlar yapmak için mühendisler, sağlıkçılar, sosyal bilimciler, tasarımcılar, projenin başından sonuna hep birlikte çalışmalı. Bütünsel yaklaşımı, multidisipliner çalışmayı ve işbirliğini sadece inovasyonda değil yaşamın her alanında ve siyasette temel almalıyız.