İmamoğlu’nun İstanbul’u

Abone Ol
Mevsim uygun, İstanbulu geziyorum. Karaköyden Galata Kulesine çıkarken bir şey fark ettim. Murat Belge anlatıyor ama ben o binayı göremiyorum çünkü İmamoğlu çevirmiş ve restorasyona girişmiş.

Loading...

Biz Kadıköylülerin başı belediye başkanlarıyla pek hoş değildir, zira “çantada keklik” görüldüğümüzden midir nedir diğer semtler kepçeyle “hizmet” alırken biz çay kaşığına tamah ederiz. Sürekli de bir “ama büyükşehir bize bağlı değil” sakızı çiğnenir, yapılmayan her türlü işin suçu AKP’li İstanbul Belediyesi’ne atılır. Ama ne hikmetse imar rantları bitmez, kaldırımlar sürekli yenilenir, “villalar” yıkılırken Moda’da o heyula Hilton oteli yükselir… Neyse, Kadıköy’ü bir yana bırakalım da İstanbul Belediyesi’nin Kadıköylüye iade ettiği o pek sevimli Moda İskelesi’ni konuşalım. Benim ilkgençliğimde gittiğimiz, sonra yaşım yettiğinde karides güvecin yanında soğuk bira yudumladığım Moda İskelesi ölüme terk edilmişti, senelerdir atıl vaziyetteydi. Tamam, bizim belediye başkanları doğrudan iskeleye dair bir şey yapamıyorlar ama kamuoyu yaratma açısından da o kadar etkisizdiler ki gözlerimizin önünde çürüyordu canım iskele. Oysa, ben çok iyi hatırlıyorum, iskeleye vapur yaklaşırken çaktırmadan masadaki şişeleri, bardakları tutardık. Vapurun gelmesi, palamarların bağlanıp çözülmesi orada geçirilen vaktin belki de en güzel anlarını oluştururdu. Bir-iki kere de o iskelede vapurdan inip, artık nereden geliyorsam, Bahariye’ye çıkmışlığım vardır. Velhasıl, İstanbul’un pek çok iskelesi gibi bizim Moda’nınki de pek güzeldir. Kim ne derse desin, gün geçtikçe Ekrem İmamoğlu’nun elinin İstanbul’a değdini görüyoruz. Bunu Moda İskelesi’ne bakarak söylemiyorum yalnızca, henüz gezme fırsatı bulamadığım Yerebatan Sarnıcının fotoğrafları da çok etkileyici… Bir de, bu restorasyon faaliyetlerini ne bileyim Şile’deki kaleyle veya herhangi biriyle mukayeseli düşünün, aradaki farkın emsalsizliğini göreceksiniz. Bu yazın sonlarında İstanbul’u yeniden biraz dolaşmaya karar verdim, her haftasonu soluğu başka bir köşesinde alıyorum tabii elde Murat Belge’nin eşsiz İstanbul Gezi Rehberi -ve onun dört kardeşi: İstanbulun Sayfaları, Boğaziçinde Yalılar ve İnsanlar, Bu Şehr-i İstanbul ki ve İstanbulun Surları ve Kapıları. İstanbul’un Surları ve Kapıları, Ekrem İmamoğlu döneminde İBB Kültür’den çıktı. İmamoğlu’nun “İstanbul’un en âlim rehberine” böyle bir kitap yazdırması bence şehre yaptığı en büyük hizmetlerden biridir. Evet, elimde Murat Belge’nin kitaplarıyla şehrin ara sokaklarını dolaşırken bir yandan etrafa bakıyor bir yandan da okuyorum. İşte şuna bina neymiş, buradan nereye çıkılır, şuranın özelliği ne… Gezi Rehberi’nde okuduğum yerleri Surlar ve Kapılar’dan da okuyorum, aradan geçen zamanda neler eklemiş, neleri değiştirmiş diye… Geçen hafta Karaköy’den Galata’ya tırmandım. Azapkapı’dan başladık, Sokollu Camii, Arap Camii, hırdavatçılar, Bedesten, sinagogu kilisesi genelevi, Kamondo Merdivenleri… Kule’ye kadar çıkacakken bir şey fark ettim. Murat Belge anlatıyor ama ben o binayı göremiyorum çünkü İmamoğlu çevirmiş ve restorasyona girişmiş. Küçücük alanda altı-yedi farklı yapının restore edildiğini gördüm ve Moda İskelesi, Yerebatan örneklerine bakınca bunun ehil eller tarafından aslına uygun yapılacağını düşündüm. Dahası, İmamoğlu restorasyona girişirken asla Türklüktü, Müslümanlıktı bakmamış, şehrin değerlerinin hepsini adeta ihya etmeye girişmiş. Kültür alanındaki faaliyetler hayatımızı doğrudan etkilemediği için dikkati kolay kolay çekmiyor, işte mahallenize otobüs ya da metro gelmesinden veya hastane açılmasından hemen haberdar oluyorsunuz, bu yaşamınızı kökünden değiştirebiliyor ama bu restorasyonlar öyle bir şey değil. Bankalar Caddesinden yürüyüp Kamondo’yu geçip geri döndüm, sonra merdivenden çıkıp Maltalıların kilisesini, Okçu Musa okulunu geçtim. Gördüğüm kadarıyla, İmamoğlu, şehrin çok ihmal edilmiş altyapısıyla ve pek sorunlu üstyapısıyla uğraşmakla kalmıyor, tarihine de sahip çıkıyor. Mevsim İstanbul’u gezmeye çok elverişli şu sıralarda. Kelek de çıkmış, bir seyyar satıcıdan tuzlu bir kelek alın ve şehri Murat Belge’den okuyarak köşe bucak gezin. Yaşadığınız yerle ilişkinizin değiştiğini göreceksiniz.