İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Halk TV’de İsmail Küçükkaya'nın sorularını yanıtlayarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. İmamoğlu, Suriyelilerin geri dönmesi için belediyelerin de yetki alması gerektiğini ifade etti. İmamoğlu "2011'den beri süren Suriye ile ilgili dış politika sürecimiz, tarihin en kötü yönetilen süreci" diye konuştu.
Suriye'de Beşar Esad yönetimini deviren cihatçıların yönetimi ele geçirmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan İmamoğlu, "Suriyelilerin dönmeleri için elimizden geleni yapmalıyız. Bizim anahtar ülke olmamız için sağlam bir duruş sergilememiz gerekiyor. Geçmişe dair hataları net olarak görüyorum. Suriyelilerin kendi ülkelerine dönmeleri konusunda belediyeler de yetki almalı. Suriye'de yaşanan yeni ortam hayati bir meseledir" diye konuştu.
"Şu an bir coşku havası var ama çok temkinli davranmamız gereken bir dönemdeyiz" diyen İmamoğlu, "Türkiye Cumhuriyeti devleti güçlü bir devlet ve öyle de olmak zorunda, ama konumu gereği komşularının iyi bir yönetiminin olmasına yardımcı da olmalı. İç çatışmalar ve otoriter aklın sonuçlarını Libya'da yaşananlardan gördük" dedi.
'Esad da yüzde 90 oy alıyordu, bugün yok'
İmamoğlu, şöyle devam etti:
*Zafer narası atılırcasına naralar atılıyor. 82, 83 plakaları yazılıyor. Ama bölgede olmanın bazı koşulları var. Suriye’de yaşanan olaylar, Libya’da Kaddafi, Irak’ta Saddam’ın yaşadığı süreçlerden farklı değil. Yüzde 90 oy alsanız ne olur? Esad da yüzde 90 oy alıyordu, bugün yok. Bizim çok temkinli, tedbirli ve oluşan ortamın yarınlarda nasıl gelişmesi gerektiğini unutmamamız gerekir. Suriye'nin bir hukuk devleti olarak yönetilmesi çok elzem. Meseleyi tek yanlı ele almamalıyız. 2011'den beri süren Suriye ile ilgili dış politika sürecimiz, tarihin en kötü yönetilen süreci.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın "Şam'da Emevi Camii'nde namaz kılacağız" ifadesini isim vermeden hatırlatan İmamoğlu "Bu bizim kültürümüzde yok. Biz her zaman başka halklara saygılı ve onları koruyan bir anlayışı olan bir milletiz" diye konuştu.
'Ahmak davası, ahmakça bir dava'
Hakkında hapis cezası ve siyasi yasak istenen 'ahmak davası' ile ilgili değerlendirmelerde bulunan İmamoğlu, "Ahmak davası, ahmakça bir dava. Çok ciddi bir iş. Bunu bana yurtdışından gelip ya da başka bir yere gittiğimde sorularlar. Anlatmaya utanıyorum" ifadelerini kullandı.
İstanbul'da kaç Suriyeli yaşıyor?
İstanbul'daki Suriyelilerin sayısını da açıklayan İmamoğlu, "Bize göre İstanbul’da 2 milyonun üzerinde Suriyeli var. Resmi sayılar 1 milyon 300 bin ila 1 milyon 400 bin arasında gösteriliyor; ancak bize göre bu rakam 2 milyon civarında" ifadelerini kullandı.
Eşi Dilek İmamoğlu'nın hedef gösterilmesine tepki
Sosyal medyada eşi Dilek Kaya İmamoğlu’nun bir videoda arkadaşlarıyla şarkı söylediği görüntülerin eleştirilmesi hakkında konuşan Ekrem İmamoğlu, eşi Dilek İmamoğlu'nun hedef alınmasına tepki gösterdi.
"15 yıla yakındır siyasetteyim., 11 yıla yakındır belediye başkanlığı yapıyorum. Bir kez dahi bir insanın ailesini, yuvasını ya da özel yaşamını hiçe alan ya da bir meselenin parçası yapan tek bir kelimemi dahi bulamazlar" ifadesini kullanan İmamoğlu şu ifadeleri kullandı:
*Şu güzel ülkemizde öyle çamura batmış, öyle dibe vurmuş bazı insanlar hala iktidarı temsil eden kelimeler, cümleler kurabilen ya da o temsiliyetle bazı siyasi görevlere gelmiş olması o kadar acı ki. Çamura batmış. Ve onların yani rakip diye gözlerinin önüne koydukları bir insanın ailesini, eşini dahi bu tarz bir gündeme oturtmanın, ne kadar büyük ayıp, ne kadar büyük çirkinlik olduğunu görmemek mümkün değil.
*Benim eşim sonuçta,, işte bir süre önce, haftalar önce bir yurt dışı seyahatinde, İtalya'da yeğeninin çektiği bir video ve kendi özel gruplarında, oluşan bir videonun sonrasında bu şekilde yayılmasıyla buradan kendine bir siyasi fayda üretme çabası.
Benim eşim iyi yetişmiş bir Türk kadını. Yani akademik kariyerini yapmış bir eğitim görevlisi. Üç vatansever evlat yetiştirmiş bir anne.
*Daha ben buradan ne okuyabilirim? Şunu okuyabilirim yani. Biz de şehirlerimizi böyle yapabildik mi? Yani kadınların mutlu, özgür bir biçimde eğlenebildikleri bir şehir var edebildik mi?
*Sokakta yürürken bu şekilde güler yüzle, belki bazen yüksek sesle de olsa şarkı söyleyen bir haliyle olabilmelerini sağlayabildik mi? Türkiye'nin en doğusundan en batısına, en güneyinden en kuzeyine. Bunu yapabildik mi yani? Bunu yaptıktan sonra Türkiye daha huzurlu olur.
*Ben meseleyi böyle ele alırım. Buradan siyasi ayrımcılık yapmak, siyasi kutuplaşma üretmek, buradan Ekrem İmamoğlu'na nasıl saldırırız, yani bir politikacının eşi üzerinden saldırıya, bu süreci oturtmak kadar ayıp bir şey yok.