Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Eyüpsultan Yuvamız İstanbul Kreşi’ni ziyaret etti.
Ziyaret sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan İmamoğlu, diploması için konuşan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’e “Özel konulara girmek istemem ama. Hani benim damarıma fazla değiyorlar, dokunuyorlar. Çok benim özel hususuma girdikleri zaman bu işlere çok girmem. Yani ben de derim sana yani. Seni oraya atayanın diplomasına bak önce derim ama o işe girmem” dedi.
Tekin’in bir kararname ile profesör ve rektör olduğunu belirten İmamoğlu “Pat diye profesör, pat diye rektör oldu. Nasıl oldu biliyor musunuz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle 48 saatliğine kararname yayınlandı. 48 saatliğine kararname yazıldı. Kararnamede 48 günlük. Profesör rektör olarak atandı. O atandıktan sonra o kararname tekrar iptal edildi. Bunlar kararname çocukları” dedi.
İmamoğlu şunları söyledi:
* Profesör olmak için 5 yıl doçent olmak gerekiyor. Yusuf Bey 5 yıl doçent olmadan profesör yapıldı. Rektör olmak için ise 3 yıl profesör olmak gerekiyor. Yusuf Bey 3 yıl profesör olmadan rektör yapıldı. Yusuf Tekin'e özel 48 saatliğine kararname yazıldı, Yusuf Tekin rektör yapıldı, kararname iptal edildi.
📌 Ekrem İmamoğlu, Yusuf Tekin'in profesör ve rektör olma sürecini anlattı
— PolitikYol (@politikyol) November 28, 2024
"Profesör olmak için 5 yıl doçent olmak gerekiyor. Yusuf Bey 5 yıl doçent olmadan profesör yapıldı. Rektör olmak için ise 3 yıl profesör olmak gerekiyor. Yusuf Bey 3 yıl profesör olmadan rektör… pic.twitter.com/kpgqO5aG73
'Allah kahretsin partizanlığı'
İmamoğlu şöyle konuştu:
* Bu tür hizmetler ülke içinde kurumlarda görev yapan her insan için alkışlanacak işlerdir. Bir belediye kreş yapıyor diye öbür belediye kıskanır mı? Yani hepsi devletin kurumu. Bir belediye yapıyorsa öbür belediye de gider der ki nasıl yaptın kardeşim? Ben de aynısından yapmak istiyorum der. Ben öyleyim. Yani bu ülkenin en küçük ilçesinde bir şey yapılıyor iyiyse ben bunu alırım İstanbul'da uygularım. İşte Eyüpsultan'da biz beş tane kreş açtık biz büyükşehir olarak. Niye? Eyüpsultan'da daha önce kreş yoktu. Biz kreş açtık bir tane varmış başkanımız söylüyor. Biz kreş açtık beş tane. Şükürler olsun. İstanbul'un 34 ilçesinde kreş açtık. Daha da açacağız. İnşallah Türkiye'nin her yerinde açacağız.
* Onu da söyleyeyim zamanı geldiğinde Türkiye’nin her yerinde biz açacağız bu kreşleri. E şimdi belediye başkanımız göreve geldi o da hızlıca dört tane kreşin şu anda hazırlığını yapıyor dört tanede o açacak. Yani kıskanılır mı iyi olan bir şeyi o da yapıyor. Başkası da yapsın hoşumuza gider. Mesele bundan ibarettir. Kamu kurumları iyilikte yarışır birbirini kıskanmaz. Kamu kurumları birbirinin ayağına basmaz birbirinin önünü açar. İnsanına daha çok hizmet gitsin diye birbirine yardımcı olur. Ama ben gördüm vallahi gördüm. Cami yaptım imam vermediler. Okul yaptım açılışını yapamazsın dediler. Ben bunları gördüm. Karakol yaptım karakolun açılışını yapmaya gittik polis yok ortada. Polis yok karakolda boş karakolu açtık. Ve bunları gördüm. Bu niye yapılıyor biliyor musunuz? Partizanlık. Allah kahretsin partizanlığı.
İmamoğlu, Bakan Tekin'in profesör olma sürecini anlatttı
İmamoğlu, Bakan Tekin'in nasıl profesör olduğuna dair şu şekilde konuştu:
* Böyle bir şey olmaz. Binlerce akademisyen var siz boşuna uğraşın. Bak 48 günde profesör 48 günde rektör. Binlerce akademisyen üniversitelerde. Yazık değil mi? Burada bulunanların oğludur, kızıdır, abisidir, ablasıdır, kardeşidir, amcasının kızıdır, dayısının oğlu yazık değil mi onlara yani? Onlar akademisyen değil mi? Peki bu ülkede ben çalışırsam olur şiarını bir milletine vermeden olur mu bu işler? Olmaz. Onun için Sayın Bakan bırakın belediyenin kasasından para kesmeyi. Oturun belediyelerle konuşun. Biz de sizi alkışlayalım, size söyledim. Siz başarılı olun bu memleketin ekonomisi iyi olsun. En önde sizi alkışlamayan namerttir dedim ben yaparım bunu. Çünkü ben ülkenin ekonomisinin iyi olmasını istiyorum.
* Ama AK Parti düzeltmiş ama başkası düzeltmiş kim düzeltirse düzeltsin. Ama siz düzeltemeyeceksiniz çünkü bu kafayla düzelmez. Sayın Bakan, öyle çığırtkanlık yaparak Milli Eğitim Bakanı'na bu sefer söylüyorum öyle çığırtkanlık yaparak ben burada kamikazelik yapayım, beni atayan o 48 günde rektör yapana ya da bakan atayana şirin gözükeyim, biraz daha madalya takayım. Boş işler o işler. Boş işler. Pıt diye gidersin. Onun için bu memlekette nizam, intizam, kurallar, kurumlar kutsaldır. Bak bunlar çok önemli. Herkese eşit uygulanacak herkese. Allah bu memleketteki her insana adaletsizlikten korusun. Bu memleketteki her insanı eşit imkanlar alabildiği fırsat eşitliği çok eksiğimiz var çok kapatmamız gereken işler var. İnşallah her birisini tek tek başarırız. Hep beraber el ele başarırız.
'Ekonomi öyle hesap makinesiyle maliye bilmeyle de düzelmez'
“Cumhurbaşkanı kararnamesi var SGK borçları ile ilgili. Bu tartışması devam ederken o üstelik de bu kararnameyle birlikte belediyede borçları artık belediyelere ayrılan bütçeden kesilecek diye bir kararname çıktı. Ne söylemek istersiniz” sorusu üzerine İmamoğlu, şunları söyledi:
* Sayın Bakan Mehmet Şimşek artık bu konuda size sesleniyorum ortaya konuşmuyorum. Haksızlık yapıyorsunuz, hukuksuzluk yapıyorsunuz, hukuksuzluk yapıyorsunuz. Dedik ki size oturalım, bunları kararnameyle değil, belediyelerle oturun, konuşun, düzen kurun, sistem kurun. Kamu kurumu cezalandırılmaz. Türkiye'de 210 belediye CHP'liydi, şimdi 420’ye yakın. Bir günde bu borçlar olmadı, AK Partili de var, CHP'lisi de var, diğer partilerde var. Çağırın, böyle kararnameyle üç milyarın üzerinde para kestiniz İBB'den iki ayda. Ne oldu yani? Al bu cepten koy o cebe. Niye? Acaba İmamoğlu'na biraz daha zarar verebilir miyiz? Ayağına basabilir miyiz? Böyle saçma bir şey olur mu ya? Bu mu itibarlı?
* Ekonomiyi böyle mi düzelteceksiniz yani? Ben olsam ekonomiyi yöneten ve bir program yöneten siz bugün bu ülkede yapılan hukuksuzluklar, boş gündemler güven kaybına uğratılan birtakım hamlelere de dahi laf ederim, edin. Ben itibarlı bir Maliye Bakanıyım ve bu ülkenin ekonomisini düzeltmeye çalışıyorum diyorsanız size sesleniyorum. Belediyelerin ayağına basmayın. Bu ülkenin itibarsızlığını büyüten birtakım hamlelere müdahale edin. Ekonomi öyle tek başına hesap makinesi değildir. Ekonomi mahkemeden başlar, okullardan devam eder. Ve başka noktalara doğru gider. Ekonomi öyle hesap makinesiyle maliye bilmeyle de düzelmez.
Ne olmuştu?
Belediyeleri denetleme yetkisine sahip olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın, kreşi olan belediyeler için valiliklere 18 Kasım'da talimat gönderdiği ortaya çıkmıştı. Talimatta, belediyelere bağlı 'kreş' adı altında açılan yerlerde 'okul öncesi eğitim kurumlarının programında yer alan etkinliklerin ve eğitim-öğretim faaliyeti yapıldığının tespit edildiği' belirtilmiş, valiliklerden belediyelerin açtığı kreşlerin kapatılması ve yeni yerlerin açılmasının önüne geçilmesi talep edilmişti.
İmamoğlu: Böyle bir işin siyaseti olmaz
Yerel seçimde AK Parti'nin İstanbul adayı olan Murat Kurum'un başında bulunduğu bakanlığın talimatına en sert tepkilerden biri İmamoğlu'ndan gelmişti. İmamoğlu, kreşlerin kapatılmasını akıl tutulması olarak nitelendirip "Kreş niye açmadınız o zaman. Bu akıl tutulması, ne yapacağınızı şaşırmak. Allah bunlara akıl versin" demişti.
Kreşlerin kapatılma kararının siyasi olduğunu belirten İmamoğlu şöyle konuşmuştu:
* Bizim kreşlerimiz sizin Kanal İstanbul'u yendi. Kent lokantalarımız sizin vicdanınızı alt üst etti. Şimdi diyorsunuz kreşlerinizi kapatın. Şu anda açtığımız 100 kreşte 1500 kişi çalışıyor. Bu kreşlerde çalışanların yüzde 97'si kadın. Şimdi 20 bin annenin yararlandığı kreşleri 'kapat' diyorsun. Bu akılla millet önümüzdeki sandıkta git başımdan diyecek. Böyle bir işin siyaseti olmaz. Senin yazın vız gelir, tırıs gider. Hadi gel de kapat. Bana her şeyi soran, sorgulayan çocuk lazım kardeşim. Sorgulamayan değil. Bugün bin tane çalışanımız varsa yarın 3 bin tane olacak. Siz bu yazınızı alın çöpe atın.
Yusuf Tekin ne demiş?
Tekin, AK Parti Grup toplantısı öncesi gazetecilerin sorusuna şu yanıtı vermişti:
* Sayın İmamoğlu’nun Türkçe okuduğunu anlama yetisi olsaydı iyi bir üniversite kazanırdı. Hiç böyle bir katakulliye kalmadan doğru dürüst bir üniversite bitirirdi. Demek ki okuduğunu anlama problemi var, bu net. Zaten üniversite tercihiyle ilgili yaşadığı süreçte de yaşananlar bunu gösteriyor. Türkçe okuduğunu anlama konusunda özürlü bir arkadaş. İyi bir Türkçe kursu almasını tavsiye ederim, bu birincisi. İkincisi, birlikte hareket ettiği terör gruplarının dilinden esinlenmiş olacak ki, hukuk devletinin kurallarına meydan okuyor. Bu anladığım kadarıyla Ekrem İmamoğlu’nun yönetim tarzı, takdir kendisinindir. Biz hukuk devletinin prensiplerine göre yaşıyoruz. Hukuk devletinin gerektirdiği şeyleri de yapıyoruz.