İltisaklı Terörist-ler Dönemi
Yasamızı da oyumuzu da bilincimizi de savunuyoruz. Anti demokratik işlerle iltisaklı olanlar yaptıkları ettiklerine iyi dikkat etsinler.
Siyasi iktidar Kur garantili TL mevduat icat edip, paralel inanç evreninde fetvacıbaşı Hayrettin Karaman’a “devletin malı hibe” dedirtti.
Hemen akabinde ekonomide bire karşılık, siyasette milyon alma dönemi başladı.
PKK’den FETÖ’ye tüm İç; Yunan’dan Ermeni’ye tüm dış düşmanların baş banisi Birleşik Arap Emirlikleri ve Emiri ile barıştıktan sonra buna pek de şaşırmadık aslında.
Birleşik Arap Emirlikleri hamlesi “Bileşik Kaplar Teorisi” misali dış düşmanı azaltınca içeride düşman sayısı artmak zorundaydı.
https://www.paraanaliz.com/2021/yazarlar/veysi-dundar/bae-prensinin-kefiyesi-g-18589/
Döviz 8’den 18’e çıkıp, 11’e düşse de ithalat gayet pahalı.
Teröristin de ithali değil yerlisi makbul.
Sizi 2 defa yenen Ekrem İmamoğlu’dan ala terörist mi var!!!
Ne diyordunuz ? “Bize oy vermeyen zillettir.”
Size oy vermeyeni terörist ilan etseniz de, sıkıntı tamamen ortadan kalksa.
Tek bir sorun var. Yapılmışı var.
20. Yüzyılın neredeyse tamamı “bize oy vermeyen haindir” söylemi ile heba oldu.
Dünya bunu söyleyenlerin ismini cismini çok iyi anımsıyor.
Biz yine dönelim Emir’in kefiyesine…
Emir için söylemediği küfür kalmayanların, “ciğerli kuzu sarmalı, hoş geldin beş gittin” töreninden sonra, makas değil hat değil güzergah değiştirdiğini uzun uzadıya anlatmıştım.
Ülkenin minik hafıza kartında zerre kapasite olmadığı zannına güvenen yandaş güruhu için emirin kefiyesi, beyaz bayrak misali sadece Türkiye-BAE soğuk savaşına son vermedi.
İşin bir de Dubai’den yayın yapan Sedat Peker kanalının ses ve görüntüsünü kesme çıktısı oldu.
Süleyman Soylu’nun düştüğü ıssız adaya transatlantik yanaşmıştı. Suskun bakanımız adeta Çiçero’ya bağladı. Allah susturmasın! Ne diyordu Soylu? :
Erdoğan’ın ülkesinde; bla bla bla.
Bize göre Türkiye, ona göre Erdoğan’ın ülkesi.
Yorum size aittir.
Dönelim gelelim İBB’de işe alınmış iltisaklılara…
İltisakı Türkiye’nin keşfi 15 Temmuz 2016’ya tekabül eder.
Tanıl Bora malümat füruş (dolu) bir yazıyla bu sözcüğün hayatımızı kaplamasına kadar geçen hikayesini makalesinde detaylıca açıklıyor. https://birikimdergisi.com/haftalik/8087/iltisak
Denizcilikten tababete nadiren kendine yer bulan gariban bir kavramı, ülkenin tam orta yerine patlamaya hazır dinamit lokumu gibi yerleştirmek neyse, AKP’nin akıllılarının yaptığı bu oldu.
Muz gibi kahvaltıda öğün, öğleyin tatlı, akşam meze niyetine yiyebileceğiniz bir taam misali, birine “iltisaklı” dedin mi iş bitti. AKP cenahının çok sevdiği ama hiç anlamadığı Cemil Meriç’in deyimiyle bir kavramın, metafizik bir sergüzeşte dönüşümünün bundan ala emsali olabilir mi?
Yapıştırıyorsun suçu, paçasına, çırpındıkça gömlek yakasına erişiyor.
İltisak hayatımıza yeni girdi ama “Çamur at izi kalsın“ lafını anlamayana ne derler hepimiz iyi biliriz.
Adli sicilinde zerre leke olmayan insanların, kamuda çalışma hürriyetini kısıtlamak üstelik bunu geriye dönük kısıtlamak, bununla da kifayet etmeyip, bundan ilgili kamusal kurumun idaresine mesuliyet atfetmek, çok az siyasetin akıl edebileceği bir hinliktir.
Sosyal medyadaki trollerinize, havuzda beslediğiniz medya aparatına kadar, şişirttiğiniz balon ne kadar ince yüzeyli de olsa, şiştikçe hayatlarımızı daraltıyor.
Bir incecik “doğruluk, adalet ve izan” kıymığının dahi patlatacağı bu “yalan balonu”nun şişmesini, bir süre daha izleyebiliriz.
Arap Emirine en yakası açılmadık küfürleri eden gazete kılıklı propaganda broşürlerinin, tiksinti verici dönüşleri ve bu yapının içinde yer alanları tabii ki zerre etkilemez.
Türkiye ekonomisini anız tarlası misali alevlere düçar edip, ardından itfaiye hortumu ile köpüğe bulayıp, öncesine nazaran bayağı yanmış tarlanın övgüsünü düzen yüzsüzlük için, yapılanlar son derece makul.
Bütün bu operasyon içinde göz ardı edilense; Aydın ilimiz Selçuk ilçesi Efes köyünde ikamet etmiş, M.Ö 535-475 arasında yaşamış, Heraklit namındaki hemşerimizin vecizesi.
Ne diyor Heraklit özlü sözünde, kulak veriniz:
“Aynı Suda İki Kez Yıkanamazsınız.”
Erdoğan bile baktı “Nass” tutmuyor Nass’ı da dövize endeksli hibe sistemi ile yeniden dizayn etti.
Fakat Heraklit’in tek sözü bu değildir.
Yasalarla oyuncak gibi oynayanlara da iki çift lafı var. Bu da kıymetli :
"Halk yasayı kentin surlarını savunur gibi dirençle korumalıdır."
Yasamızı da oyumuzu da bilincimizi de savunuyoruz. Anti demokratik işlerle iltisaklı olanlar yaptıkları ettiklerine iyi dikkat etsinler.
Musa Eroğlu’nun türküsünde dediği gibi :
“Aşağıdan yukarıdan yolun sonu görünüyor”