İletişim Emekçileri Dayanışma Ağı kuruluş toplantısına dair

Abone Ol
Mesai saatinin belirsizliği, yetiştirilmesi gereken işler, güvencesiz çalışma koşulları… Ne zaman işten çıkartılacağını bilmeden çalışırken senin yerine çalışacak birçok meslektaşının olduğunu bilmen, çalışma koşullarının dayanılmazlığını dayanılır kılıyor. Pazar günü bir toplantıdaydım. İletişim bölümünde okuyan öğrencisi de vardı, sosyal medya uzmanı da. Hakkın olan için ses çıkarttığında, arkadaşlarınla birlikte mücadele ettiğinde, patronun çok çabuk geri adım attığı deneyimlerle, örneklerle anlatıldı. İletişim sektöründe ilk akla gelenler görsel ve yazılı basının çalışanları oluyor. Bu sektör çok fazla görünür olmamakla birlikte içinde çok fazla mesleği içinde barındırıyor. Yazılımcısı, sosyal medya uzmanı, spikeri, dizgicisi, uzayıp gidecek bu mesleklerin evde çalışmaya da çok müsait olması sebebiyle mesai saatinin belirsizliği, bitmek bilmeyen talepler ve yetiştirilmesi gereken işler, kendi içinde yalnızlık barındıran bu durum sonucunda ise bir çaresizlik hissi uyandıran bu sektörün, çok da fazla örgütlü deneyim biriktirdiği söylenemez. Her sektörün olduğu gibi bu sektörün de en büyük sorunu güvencesiz çalışma koşulları. Ne zaman işten çıkartılacağını bilmeden çalışırken senin işten çıkartılman durumunda senin yerine çalışacak birçok meslektaşının olduğunu bilmen, çalışma koşullarının dayanılmazlığını dayanılır kılıyor. İşsizlik mi? Yoğun sömürü mü? Tercih edilmesi istenen bu seçenekler dışında bir seçenek daha yaratılabileceği iddiasını taşıyanların düzenlediği bir toplantıya katıldım geçtiğimiz pazar günü. Toplantı Ankara’da yapıldı. İletişim emekçilerini mesleğine göre ayırmadan yan yana gelmeye çağıran ve başarıya ulaşmış bir çağrıcı ekip vardı. Patronların Ensesindeyiz İletişim Emekçileri Ağı kuruluş toplantısıydım. Üniversitelerin İletişim bölümünde okuyan öğrencisi de vardı, sosyal medya uzmanı da. Toplantı salonunda birbirinden haberi olmayan aynı meslekleri yapan, aynı kaygıları taşıyan birçoğu genç iletişim emekçileri ve adayları vardı. Bu ağın bundan sonrasında iletişim emekçilerinin hem mücadelesini hem de dayanışmasını sağlayacağı bir birlikteliğe dönüştüğünü de hatırlatayım. Aslında bu mesleğin diğer bir özelliği de içerisinde çok sayıda genç emekçiyi barındırıyor olması. Gamze Yücesan hocanın yazdığı İnatçı Köstebekler kitabında çağrı merkezi çalışanlarının hikâyesini anlatıyor. Bu sektörde çalışanların da birçoğunun genç olması mesai saatlerinin belirsizliği ve pandemiyle birlikte evden çalışmanın yaygınlığının artması farklı sektörlerde çalışanların benzer sorunlarının ne kadar da çok olduğunu gösteriyor. Toplantıda aktarılan deneyimlerde aslında iş yerinde hakkın olan için ses çıkarttığında, arkadaşlarınla birlikte mücadele ettiğinde, patronun çok çabuk geri adım attığı ve sonucunda hakkın olanı alabildiğin gerçeği örnekleriyle anlatıldı. Gamze Hocanın kitap ile ilgili yaptığı röportajda söyledikleriyle bitireyim. ” 21. yüzyılı genç ve inatçı işçiler belirleyecek” Facebook: https://www.facebook.com/patronlarinensesindeyiz Twitter: https://twitter.com/pensendeyiz E-posta: iletisim@patronlarinensesindeyiz.org