Hukukçu akademisyen Kerem Altıparmak, 696 sayılı KHK'nın "Terör eylemi ve bunun devamı niteliğindeki eylemleri bastırma kapsamında hareket eden kişilerin idari, cezai ve hukuki sorumluluğu ileri sürülemeyecek" olmasını düzenleyen 121. maddesini yorumladı. KHK'nın 121. maddesinde “Resmi bir sıfat taşıyıp taşımadıklarına veya resmi bir görevi yerine getirip getirmediklerine bakılmaksızın 15/7/2017 tarihinde gerçekleştirilen darbe teşebbüsü ve terör eylemleri ile bunların devamı niteliğindeki eylemlerin bastırılması kapsamında hareket eden kişiler hakkında da birinci fırka hükümleri uygulanır” ifadeleri kullanılıyor. Düzenlemeyle "terör" olaylarını bastıran sivillere yargı muafiyeti getiriliyor. 121.Madde'yi kişisel Facebook sayfasında değerlendiren Altıparmak, "Terör kavramının kutsallaştırılmasının getirdiği noktada "ölüme terk edilen" değil en vahşi şekilde "kurban edilebilen" bir kategori yaratıldı. Ve kurban edilebilenler kategorisi de kurban etme yöntemi de o kadar muğlak ki, gerçekleşebilecek her türlü vahşet hukuka uygun bir eylem olarak değerlendirilebilir bundan sonra. İtiraf etmeliyim ki bu kadar ileri gidilebileceğini ben düşünememiştim." dedi.
KHK ile terör olayını bastıran sivillere yargı muafiyeti
Altıparmak'ın açıklamasının tamamı şöyle: "696 SAYILI KHK UYARINCA CEZALANDIRILMADAN İŞLENECEK EYLEMLERİN BİR SINIRI VAR MI? 696 KHK'nin 121. maddesi uyarınca "Terör eylemi ve bunun devamı niteliğindeki eylemleri bastırma kapsamında hareket eden" kişilerin idari, cezai ve hukuki sorumluluğu ileri sürülemeyecek. Peki nedir terör eylemi? Muhtemelen bunun tarifi için Terörle Mücadele Yasası'na bakacağız. Bu yasada terör eylemi diye bir eylem türü öngörülmüş değil. Ama iki farklı suç tipi öngörülmüş. Bir terör suçu diye bir kategori var. TCK'nin 302, 307, 309, 311, 312, 313, 314, 315 ve 320 nci maddeleri ile 310 uncu maddesinin birinci fıkrasında yazılı suçlar terör suçu olarak tanımlanmış. Bir de terör amacı ile işlenen suçlar var. Bu suçlar Yasanın 1 inci maddesinde belirtilen amaçlar doğrultusunda suç işlemek üzere kurulmuş bir terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlendiği takdirde, terör suçu sayılıyor. İkinci kategorideki suçlar TCK'nin 79, 80, 81, 82, 84, 86, 87, 96, 106, 107, 108, 109, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 142, 148, 149, 151, 152, 170, 172, 173, 174, 185, 188, 199, 200, 202, 204, 210, 213, 214, 215, 223, 224, 243, 244, 265, 294, 300, 316, 317, 318 ve 319. maddelerine uygulanabiliyor. Neredeyse herşey terör suçu olabilir yani. 1. Şimdi "terör eylemi" kavramı bunların tamamını kapsayacak mı? Kapsamayacaksa kapsamayacağına kim karar verecek? 2. 2 yıldır Barış için Akademisyenlerin ne suç işlediğine savcı ve yargıçlar bile karar verememişken, bir kişinin terör eyleminin işlenmesi konusunda yanılmış olduğunu nasıl ileri süreceğiz? Ben terör eylemi sanmıştım, o yüzden bastırdım derse yanıldın mı diyeceğiz faile? 3. Bastırmada ölçüye bakacak mıyız? Bastırmak için önüne geçmekle, kafasına sıkmak, ateşe vermek arasında nasıl bir fark olacak? Esas düzenlemenin Boğaz Köprüsündeki linç eylemi için çıkarıldığı düşünülecek olursa abarttığım söylenemez herhalde. Bu koşullarda ancak bu şekilde durdurulabilirdi bu vatan hainleri derse ne olacak fail? 4. Örneğin şu anda neredeyse tüm gazeteciler, milletvekilleri, belediye başkanları terör suçlarından yargılanıyor. Bunların işledikleri suçlar KHK'nin 121. maddesi uyarınca "suç olmadan bastırılabilir" eylem niteliğinde midir? Değilse "suç olmadan bastırılabilir" terör öylemlerinin nesnel tanımı nedir? Kim nasıl yapacak bunu? Bir siyasi toplantıda söylenenleri savcılar terör suçu diye soruşturuyorsa, orayı basıp bu toplantıyı durdurmak isteyenlerin "terör eylemini bastırma" nedeniyle cezasız kalmamasını hangi gerekçeyle savunacağız? Terör kavramının kutsallaştırılmasının getirdiği noktada "ölüme terk edilen" değil en vahşi şekilde "kurban edilebilen" bir kategori yaratıldı. Ve kurban edilebilenler kategorisi de kurban etme yöntemi de o kadar muğlak ki, gerçekleşebilecek her türlü vahşet hukuka uygun bir eylem olarak değerlendirilebilir bundan sonra. İtiraf etmeliyim ki bu kadar ileri gidilebileceğini ben düşünememiştim."
Yeni KHK ile Savunma Sanayii cumhurbaşkanlığına bağlandı