Ne zaman Türkiye ile Hollanda arasında siyasi bir kriz veya bir karşılaşma olsa kimi zaman tanımlama kimi zaman ise küçümseme amaçlı "Portakallar" tabiri kullanılır. Siyasi krizler sonrası bazı protestocuların portakal bıçaklaması şeklinde trajikomik protestolara şahit olduk. Osmanlı'dan başlayarak Türkiye ile ilişkileri 400 yıldan fazladır var olan Hollanda maalesef Türkiye'de yeterince bilinmemektedir. Türkiye'den Hollanda ilk toplu işçi transferi 1964 yılında iki ülkearasında imzalanan resmi işgücü antlaşmasıyla olmuştur. Gelen bu kişilerin eğitim seviyeleri düşük olup misafir işçi olarak gelmişlerdi. Bununla birlikte 1960 darbesi sonrası bazı asker ve yüksek eğitimli kişiler de Türkiye'deki siyasi ortamdan kaçarak gelmişlerdir. Güncel veriler ışığında bakıldığında Hollandalılardan sonra ki en kalabalık grup Türklerdir. Bugün ilk Türk işçi grubunungelişinin üzerinden yaklaşık 60 yıl geçmesine rağmen maalesef Türk kamuoyunun Hollanda ile ilgili bilgileri bir kaç futbolcu, yel değirmenleri ve bir kaç klişeden öteye geçmemektedir. Şüphesiz bunda Hollandaya yerleşmiş Türklerin her ne kadar fiziksel olarak burada olsalar zihinsel zihinsel olarak Hollandaya bir türlü yerleşememiş olmasıdır. Bu konu elbette daha sonra uzun bir analiz konusu. Bu kadar uzun süreli ilişkileri, yerleşe,ik büyük ölçüdekiTürk nüfusu ve güçlü ekonomik ilişkilere rağmen toplumsal bilinirlik konusundaki bu eksikliğin giderilmesi ikili ilişkilerin gelişimi konusunda yardımcı olacaktır. Gelelim Hollanda portakal ilişkisine;Türkiyedeki bir çok insan Hollandayı portakala özdeşleştirir oysa Hollanda'da portakla yetişmediği gibi Hollandaca portakal sinaasappel yani Çin elması olarak adlandırılır. Peki neden bu tanımlama yapılıyor ve Hollanda'nın milli rengi neden turuncu? Bunun neden Hollanda tarihinde saklı ve 1533 tarihine gitmemiz lazım.Hollanda'nın kurucu babası olan Willem Van Nassau Almanya'nın Nassau kasabasında doğar. Daha çocukken Fransa'daki Orange bölgesinde bir derebeyliği olan kuzeninin ölmesiyle bu derebeylik kendisine miras olarak kalır ve prenslik ünvanına sahip olur. Daha önce Willem van Nassau iken bu mirastan sonra Williem van Orange-Nassau olarak adlandırılmıştır. "Orange" hem Frasızcada hem de Hollandacada "Turuncu" anlamına gelip Hollanda bayrağının üç renginden biridir ve Hollanda'nın milli rengi olarak kabul edilir. Willem van Orange İspanyol yönetimi altındaki Hollanda'da görev alır. Bu süreçte Katolik İspanya Protestan Hollandalılara karşı baskı ve eziyet politikası izler. Her ne kadar kendisi de bir Katolik olsa da Willem van Orange bu baskılara karşı direniş gösteren Hollandalıların yanında yer alarak direnişe katılır. Willem Hollanda ulusal direnişe katılmasıyla İspanyol yönetimine karşı büyük başarılar kazanılır. Bunun sonucu olarak İspanya Kralı II. Filip Willem'in ölüm emrini vererek başına ödül koyar. Willem her ne kadar tedbirli olsa da güvenini kazanan Balthasar Gérarad tarafindan düzenlenen bir suikastle öldürülür. Hollandalılar Kurucu babalarının ismini her daim yaşatmışlardı. 1932 yılından beri Hollanda Milli Marşı Willem van Orange'ın adını taşıyan "Wilhelmus"tur. Gelelim Hollanda'nın milli sebzesine. 17. yy'da Hollandalılar havuç çiftçileri olarak bilinirlerdi. Uzun zaman boyunca Hollandalı çiftçilerin Kurucu babalarının yüce anısına normalde beyaz ve mor olan havuçları turuncu olarak yetiştirmeyi becerdikleri efsanesi vardı. Hatta bu yüzden turuncu havuçlara "Hollanda Havucu" denilmiştir.Her ne kadar turuncu havucun çok uzun zaman önce var olduğu keşfedilse de bu efsane böylece devam etti. Hollandalılar tarihlerine ve kurucu babalarının anısını her daim korumuşlardır. Parlamenter Monarşiye sahip olan Hollanda her ne kadarKrallık olsa da demokrasi endeksinde ilk üçtedir. Bu yüzden olası bir Hollanda protestosunda Portakal bıçaklanması yerine havuç rendelenmesi daha doğru olacaktır.