HDP, Yargıtay Başsavcısı Bekir Şahin’in partinin Hazine yardımı bulunan hesaplarının bloke edilmesini talep etmesi üzerine Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. Yargıtay Başsavcısı Bekir Şahin, 7 Haziran 2021’de HDP’nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) dava açmış, AYM Genel Kurulu da 21 Haziran 2021’de iddianamenin kabulüne oybirliğiyle karar vermişti. Devam eden dava sürecinde savcılık ek deliller sunmuştu. Deliller arasında dokunulmazlığı kaldırılan ve tutuklanan HDP milletvekili Semra Güzel’in yargılama dosyaları da yer alıyordu. AYM, Şahin’e 10 Ocak’ta sözlü açıklama için tarih vermişti. Başsavcı bu tarihte Yüce Divan’a giderek HDP davasına ilişkin esas hakkındaki görüşü olan sözlü açıklamasını verecek, HDP’nin hazine yardımının kesilmesini ve 451 isme siyasi yasak getirilmesini de isteyecekti. Ancak Şahin 10 Ocak’ı beklemememiş ve AYM’ye ‘ivedi’ bir talep göndermişti: “HDP’nin terör örgütüyle organik bağı dava sürecinde de devam ediyor. Hazine yardımı bulunan hesaplarına ivedilikle bloke konulsun.” HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu, Şahin’in bu talebinin reddi için bugün AYM’ye başvurdu. Toplantıda konuşan HDP Batman Milletvekili Mehmet Rüştü Tiryaki, şunları söyledi: “Biliyorsunuz daha doğrusu basında yer aldığı kadar bizler de biliyorduk ve resmi bir tebligat bekledik ama biz henüz tebligat yapılmadı. Basın yayın organlarında bir dizi haber yer aldı, bize herhangi bir tebligat yapılmadı, biz doğrudan AYM’ye bir başvuru yaptık. Özü itibariyle yargıtay cumhuriyet başsavcısının bu talebinin AYM’nin kuruluş yasasına ve ceza yasasına aykırı olduğu yönünde tespitimiz var. Yargıtay cumhuriyet başsavcısının talebinin doğrudan siyasete müdahale anlamına geldiğini söyledik. Olağan koşullarda yapılacak seçimlere altı aydan kısa bir süre kaldı. Daha erken bir seçimin yapılması tartışması sürüyor. Bugün de iktidarın küçük ortağının böyle bir çağrısı olduğunu gördük. Yargıtay cumhuriyet başsavcısının seçimlere müdahale anlamına gelecek, seçim yarışının adil bir biçimde yürütülmesinin önüne geçecek bir talepte bulunmuş oldu. Bu talep de iktidarın küçük ortağının çağrısı üzerine yürütüldü. Hem siyasal olarak seçimlere müdahale hem de anti demokratik bir uygulama anlamına geldiğini söyledik. Hukuksal olarak dayanaktan yoksun olduğunu söyledik.”