Corinna Mitchell, geçtiğimiz günlerde vefat eden ve asıl odak noktası Türkiye'deki Helenistik dönem, Roma ve erken Bizans dönemi olan kardeşi Britanyalı Prof. Dr. Stephen Mitchell'i The Guardian için yazdı.

The Guardian'da yayınlanan ölüm ilanının Türkçe aynen çevirisi şöyle:

75 yaşında ölen ağabeyim Stephen Mitchell, tarihçi, arkeolojik araştırmacı ve özellikle günümüz Türkiye'sinde Helenistik, Roma ve erken Bizans dönemlerine ait yazıtların yorumcusuydu. Ders işlenen bir sınıfta olduğu gibi bir yamaçta da kendini evinde hisseden biriydi kendisi. Bir keresinde iki hafta içinde Anadolu'nun Toros Dağları'nın yükseklerinde Pisidia halkının üç kayıp şehrini keşfetmişti.

Stephen, 1976'da Swansea Üniversitesi'ndeki 'klasikler bölümü'ne (antik toplumları inceleyen bir bölüm) katıldı ve 1993'te profesör oldu. Almanya'daki Göttingen Üniversitesi'nde ve ABD'deki Princeton İleri Araştırma Enstitüsü'nde misafir araştırmacılık yaptı. 2002'den 2011'e kadar Exeter Üniversitesi'nde Leverhulme Helenistik kültür profesörüydü. Emekli olunca emeritus profesör oldu. Kitapları arasında 'Anatolia: Land, Men, and Gods in Asia Minor (1993)' (Anadolu: Toprak, İnsan ve Tanrılar), 'A History of the Later Roman Empire AD 284-641 (2006)' (Geç Roma İmparatorluğu Tarihi) ve daha geçen yıl tamamlanıp yayınlanan 'The Christians of Phrygia from Rome to the Turkish Conquest' (Roma'dan Türk fethine Frigya Hristiyanları) yer alıyor.

Stephen, Oxford Üniversitesi'nde akademisyen olan David Mitchell ve Barbara'nın (kızlık soyadı Davies) dört çocuğundan ilki olarak Oxford'da doğdu. Aynı zamanda bir jimnastikçi, eskrimci ve squash oyuncusuydu ve hayatı boyunca güçlü bir formda kalmayı sürdürdü.

Üniversiteden önce Birleşik Krallık'ta, Ortadoğu'da ve İtalya'da arkeolojik deneyim kazanmıştı. Daha sonra odak noktası Türkiye'ye yöneldi ve 22 yaşından itibaren neredeyse her yıl uzun dönemler burada bulundu. Profesyonel ilgisinin ötesinde ülkenin insanları ve kültürüyle derin bir yakınlık geliştirdi.

Stephen, Fırat vadisinde kadınların rolü üzerine araştırma yapan Matina Weinstein'la 1972 yılında Türkiye'de tanıştı. 1974'te evlendiler.

Stephen akıcı Almanca konuşuyordu, Türkçe'yi iyi konuşuyordu ve başka birçok dilde seminerler verebiliyordu.

Zaman zaman Ankara'daki British Institute'un ve Uluslararası Epigrafi Derneği'nin başkanlığını yaptı. Bir ateist için alışılmadık bir şekilde, erken Hristiyanlık üzerine yaptığı çalışmalardan dolayı Berlin Humboldt Üniversitesi'nden teoloji alanında fahri doktora aldı.

Akademik çalışmaları diğer insanlara duyduğu ilgiden kaynaklanıyordu. Sessiz sedasız bir şekilde gelirinin çoğunu hayır kurumlarına bağışladı. Bir keresinde bir topluluk geliştirme projesi olan Urafiki'yi ziyaret etmek için Kenya'ya uçtu ve bagajına sığmadığı için hediye etmek üzere birkaç ekstra kazak giydi.

10 yıl önce Stephen ve Matina Berlin'e taşındı. Yakın zamanda Varşova'da bir seminer verdikten sonra oraya dönmüştü ve aniden aort yırtılmasından dolayı öldü. Geride Matina, üç oğulları Lawrence, Daniel ve Samuel ve bir torunu kaldı.