Vergi sistemi sadece bir gelir kaynağı değil, aynı zamanda ekonomik dengeyi sağlamak, sosyal adaleti temin etmek ve yatırım ortamını desteklemek gibi çok yönlü bir rol üstleniyor.Dolaylı vergilerin ekonomik hayat üzerindeki etkileri, tüketici davranışlarını değiştirdiği için dolaysız vergilere göre daha karmaşıktır. Yüksek dolaylı vergiler, belirli mal ve hizmetleri tüketmeyi bırakmaya veya daha az tüketmeye neden olabilir. Bu da üretim ve satışları azaltır ve dolayısıyla ekonomik büyümeyi olumsuz etkiler. Toplaması kolay olan bu çeşit vergilerin gelir dağılımı ve büyüme üzerinde olumsuz etkileri mutlaka göz önünde bulundurulmalı. Bir de sistemi erozyona uğratan aflar var. Son 20 yılda 14 kez vergi affı çıktı. Getiriliş gerekçesi ne olursa olsun vergi afları, bir taraftan ekonomik ve sosyal etkiler açısından sisteme düşük olan güveni zedeleyerek vergi yükünü zamanında yerine getiren mükellefler açısından haksızlıklar yaratırken, diğer yandan bireyin adalet duygusunun zedelenmesine neden olur. Ekonomik ve teknik alt yapısı doğru oluşturulup hesaplanamayan vergi afları, siyasi iktidarların kısa vadeli çıkar hesaplarıyla siyasi bir tasarruf aracı olarak kullanılmakta… Aflar vergi gelirleri üzerinde olumsuz etki yaratırken bir de hiç sisteme girmeyenler var… Ülkemiz kayıtdışı ekonominin en yaygın olduğu ekonomilerden biri. Kayıt dışı ekonomi konusu ekonomik büyüme, gelir dağılımı, vergi gelirleri, rekabet, istihdam, kamu yatırımları vb. üzerindeki ciddi etkiler yaratır. Doğası gereği gerçek boyutunu tam olarak bilmek mümkün değil. Birçok çalışma bunun ülkemizde yüzde 30 civarında olduğunu gösteriyor. Vergi yükü, sosyal güvenlik primlerinin yüksekliği, sistemin kayıtdışılığı tespit edememesi ve denetimin eksikliği gibi birçok unsur buna neden olur. Kayıtdışılığa izin vermeyen, vergi aflarının sistemi bozmadığı, gelirin ve kazancın vergilendirildiği adil bir vergi düzenine ülkemizin acilen ihtiyacı var. Sonuç olarak, vergi reformu sanki bir parti davetiyesi gibi. Herkesi içeri alacak, herkese eşit davranacak ve herkesin masasına göz kırpan lezzetli birer vergi dilimi sunacak. Ülkenin gelişimi ve halkın refahı için vergi sisteminin ne kadar önemli olduğunu bilmeyen yok. Ancak vergi sistemi sadece bir gelir kaynağı değil, aynı zamanda ekonomik dengeyi sağlamak, sosyal adaleti temin etmek ve yatırım ortamını desteklemek gibi çok yönlü bir rol üstleniyor. Sevgi ve reform dolu günler dilerim.
Hadi reform yapalım!
Vergi reformu sanki bir parti davetiyesi gibi. Herkesi içeri alacak, herkese eşit davranacak ve herkesin masasına göz kırpan lezzetli birer vergi dilimi sunacak. Ülkenin gelişimi ve halkın refahı için vergi sisteminin ne kadar önemli olduğunu bilmeyen yok.
Bugün sizlere vergi beyannamelerinden daha karmaşık bir konudan bahsedeceğim: "Reform"! Evet, doğru duydunuz. Bugün ekonomi dünyasının labirentlerinde kaybolmak yerine vergi reformu konusunu irdeleyerek zihin jimnastiği yapalım istedim. Son günlerde bu sözcüğü daha çok duyar olduk... En son Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet YILMAZ bunu dile getirdi.
Reform nedir derseniz, işte size karmaşık cümlelerle dolu bir tanım yerine, basit bir şekilde açıklamaya çalışayım. Reform; bir şeyin düzeltilmesi, düzenlenmesi ve daha iyi hâle getirilmesi demek. Demek ki, vergi sisteminin düzeltilmeye ihtiyacı var. Peki neden?
Çünkü vergi sistemi, eskiden dedemizin anlattığı masallar gibi tıkanmış, karışmış ve günümüz gerçeklerine uymaz hâle gelmiş. İşin içinden çıkılmaz hâle gelen vergi yasaları, Einstein’ın kara delik teorileri kadar anlaşılmaz olmuş. Bir bakar mısınız şu dünyaya! Değişiyor, gelişiyor, hızla evriliyoruz. İşte bu yüzden vergi sistemini de güncellemek gerekiyor
Bakın, vergi her ülkede devletin en büyük gelir kaynağı. Vergi sistemi, adil olmalı, vergi kayıp ve kaçaklarını kontrol altına almalı ve tabii ki herkesin anlayabileceği bir dilde yazılmalı. Belki vergi vermeyi sevmeyiz, ama en azından anlayabiliriz!
Vergi sistemi dediğimiz kavram sadece vergi yasalarından oluşmaz. Bunun yanı sıra vergi idaresi, denetimi ve yargısı da bu sisteme dahil. Sistemin tamamının reforma tabi olması gerekir. Bu kısıtlı satırlarda sistemdeki 3 önemli kusuru irdelemeye çalışacağım. Dolaylı vergilerin yüksekliği, vergi afları ve kayıtdışılığın yaygınlığı..
Türkiye'de vergi sistemi, hem doğrudan hem de dolaylı yoldan cebimizi hafifletmeye çalışıyor. Çok uzun zamandır dolaylı vergiler, toplam vergi gelirlerinin yüzde 60 ile 70’i arasında bir tutarı oluşturur hâle geldi. 2022 yılı bütçe sonuçlarına baktığımızda toplam vergi gelirlerinin 2.35 trilyon TL olduğu, bunun 863,9 milyar TL’sini gelir ve kazanç üzerinden ödenen vergiler oluştururken, 26,5 milyar TL’sini mülkiyet üzerinden alınan vergilerden olduğunu görüyoruz.
Yani toplam vergi gelirlerinin yüzde 38’i dolaysız vergilerden oluşmuş. Burada çok ilginç bir konu var. Bu kalemde yer alan vergilerden olan gelir vergisi 356,4 milyar TL. Ancak bu verginin yüzde 92’si tevkifat (stopaj) yoluyla elde edilmiş. Beyan yoluyla elde edilen gelir vergisi sadece ve sadece yüzde 5. ÖTV, KDV gibi dolaylı vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payı ise yüzde 62 olmuş. 2023 yılında bu oran dolaylı vergilere gelen artış ve enflasyon nedeniyle daha yüksek olacak.
Dolaylı vergiler, doğrudan gelir veya servetten kesinti yapmayan, mal ve hizmetlere yansıyan vergileri ifade eder. Kısacası, tüketirken ödediğimiz vergiler. Dolaylı vergiler, her gelir seviyesine eşit şekilde yüklenir, bundan dolayı düşük gelirli kesimleri daha fazla etkiler. Bu da gelir dağılımını bozar.