CHP’den Türkiye’de Kadın Cinayetleri ve Çocuk İstismarı Raporu
Tekin konu ile ilgili şunları söyledi:
20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’nde Türkiye’den gerçekler: Türkiye, çocuklara karşı cinsel istismar, taciz ve tecavüz olaylarında dünya üçüncüsüyüz. Yılda ortalama 10 bin çocuk istismara uğruyor. Adalet Bakanlığı verilerine göre ceza mahkemelerinde karara bağlanan davalarda ‘çocuğa cinsel istismar’ ile ‘reşit olmayanla cinsel münasebet’ suçlarının sayısı son on yılda beş kat arttı.
Ülkemizin taraf olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 34. Maddesine göre “Taraf Devletler: Çocuğu, her türlü cinsel sömürüye ve cinsel suiistimale karşı koruma güvencesi verirler” denilmektedir.
Ancak ülkemizde durum maalesef sözleşmelerde olduğu gibi değil, tamamen çocukların aleyhinde ve tümüyle suiistimallere açık bir şekilde süregelmektedir.
Çocuk işçilik, çocuklara yönelik cinsel istismar, çocuk gelinler, eğitim ve sağlık hakkından yoksun çocuklar, şiddet ve istismar gören çocuklar, sokaklarda, yurtlarda, ıslah evlerinde, cezaevlerinde yaşayan çocuklar ve mülteci çocuklar derken çocuklarımızın başı maalesef büyük beladadır.
Dünya Çocuk Hakları Gününü kutlarken ülkemizde, cinsel suçların yüzde 46' sının çocuklara karşı işlenmeye devam ettiğini, her ay en az 700 çocuğun cinsel istismara uğradığını ve her yıl gerçekleşen resmi evliliklerin beşte birini gene 18 yaş altındaki kız çocuklarımız yaptığını bilmek tüylerimizi diken diken ediyor.
Adalet Bakanlığı’nın Temmuz 2018 verilerine göre cezaevlerinde annesiyle birlikte yaşayan 0-6 yaş arası çocuk sayısı 743. 2017 itibarıyla dünya çapında 19 bin çocuğun, cezaevindeki ailelerinin yanında kaldığı biliniyor. Türkiye, 6 yaşa kadar bu uygulamaya izin vererek dünyada yaş sınırını en yüksek tutan ikinci ülke oldu.
Türkiye'de ne yazık ki çocuk istismarı suçlarında cinsel istismar suçları sistematik olarak artmakta ve giderek yaygınlaşmaktadır. TÜİK verilerine göre, son 10 yılda 482 bin 908 kız çocuğu devletin izniyle evlendirilmiş, 2002’den bu yana 18 yaşın altında 440 bin çocuk doğum yapmıştır. 15 yaşın altında cinsel istismara uğrayarak doğum yapan çocuk sayısı ise 15 bin 937 olarak kayıtlara geçmiştir. Bu korkunç bir durumdur.
Yukarıda vermiş olduğumuz rakamlar kayda geçen kamuoyunun dikkatini çeken olaylardan oluşmaktadır. Asıl sorun, hiçbir şekilde şikâyet mekanizmalarına ulaşmayan, kapalı kalan ve üzeri kapatılan olaylarda yaşanmaktadır.
Özellikle çocuk yurtlarında, ıslah evlerinde, çocuk cezaevlerinde ve mülteci kamplarında neler yaşandığını bilmiyoruz ama tahmin edebiliyoruz.
İstismarın en acımasız türünden biri olan çocuk işçiliği ise, İstanbul’dan Diyarbakır’a giderek artıyor. Çocuk istismarının yaşandığı en önemli konuların başında ise ülkemizde bulunan en az 800 bin okul çağındaki Suriyeli mülteci çocuklar gelmektedir. Bunların 500 binden fazlasının okula hiç gitmediği için her türlü istismara açık bir vaziyette yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlar.
Mevzu çocuk işçiliğinden insan ticaretine kadar akıl almaz işlerin döndüğü kamp dışına gelince üç maymunu oynuyoruz! Ölü bedenleri kıyıya vuran çocuklara üç gün üzülüyor, dördüncü gün güçlü Türkiye masalına kaldığımız yerden devam ediyoruz. Geleceksiz ve kimliksiz bu çocuklar ile hangi büyümeden, hangi gelişmişlikten bahsetmek mümkündür?
Başta Anayasamız ve Uluslararası sözleşmeler ışığında, devletin ve parlamentonun en önemli görevi her türlü istismara karşı çocuklarımızı korumak ve istismarları önleyecek düzenlemeler yapmaktır. Buna rağmen, yeni istismarlara yol açacak düzenlemeler yapılıyor olması Yüce Meclisin itibarını fazlasıyla zedelemektedir.