Muhalefetin imzaladığı Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem Mutabakat Metni, demokratik, özgürlükçü ve çoğulcu bir Türkiye sözü veriyor. Bu çalışmada İyi Parti’yi temsil eden Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Bahadır Erdem yazdı.
28 Şubat 2022 tarihinde altı siyasi partinin sayın genel başkanlarının imzalayarak Türk kamuoyuna sundukları Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ilkeleri, Türkiye’nin geleceği bakımından millete uzun yıllardan sonra yeniden ümit ve güven veren, ülkenin gelecekteki anayasal düzenini ve devlet yönetme anlayışını ortaya koyan hukuk metni olarak ülkenin siyasi tarihine yazılmıştır.
Türk siyasi hayatında örneğinin bulunmadığı altı partinin bir araya gelerek yaptığı hukuki çalışma, ülkenin içinden geçmekte olduğu tek adam rejiminin, başka bir deyişle Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ve önceki Parlamenter Sistemin yarattığı krizler, ülkede yarattığı siyasi ve toplumsal kargaşa ve yanlışlardan çıkarılan dersler ve parlamenter sistemin başarıyla çalıştığı diğer ülke anayasalarının incelenmesi neticesinde, temel insan hakları ve hukukun temel prensiplerinin ışığında oluşturulan çok güçlü bir hukuki metindir.
Altı siyasi partinin başkanları ve altı siyasi parti bir araya gelerek millete bir söz vermiştir. Bu söz, seçimlerin kazanılması ile derhal çalışmalara başlanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının değiştirileceği ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçileceğidir.
Hiç şüphe yok ki yeni Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, önümüzdeki seçimlerde TBMM’ne giren bütün partilerin ortak çalışması ile oluşturulacaktır. Anayasalar, toplumsal bir sözleşme olarak ancak, ülkedeki bütün siyasi partilerin, bütün sivil toplum kuruluşlarının, üniversitelerin, yargı mensuplarının ve ülkenin bütün kesimlerinin katıldığı ve mümkün olduğunca ortak görüş birliği ile hazırlanarak, olabilecek en yüksek oranda milletin temsilcileri ve eğer referandum gerekiyorsa, milletçe kabul edildiği müddetçe, ülkeye ve topluma faydalı hukuki metinler olur.
Bunun aksi, şu anda yarattığı krizlerle her gün milletçe boğuştuğumuz son anayasa değişikliğine benzer. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, sadece Adalet ve Kalkınma Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi tarafından, kendileri dışında kimsenin görüşüne başvurmadan hazırlanan, muhalif ve eleştirel hiçbir değişiklik önerisi göz önüne alınmadan ve milletin yarısının yapılan referandumda hayır oyu vererek karşı çıktığı bir anayasa değişikliği olarak, kabul edildiği ilk günden itibaren, kendisine yöneltilen bütün eleştirileri maalesef ki haklı çıkararak, devlet yönetimine, siyasi yaşama, toplum barışına ve yargı sistemi ile ülkenin hukukuna büyük zarar vermiştir. Geçen her gün de vermeye devam etmektedir.
İYİ Parti Genel Başkanı sayın Meral Akşener, 2019 haziran ayında kamuoyuna, ‘ülkenin bu tek adam rejimi ile devam etmesinin mümkün olmadığını ve en kısa zamanda İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçilmesi gerektiğini’ ilen etmiştir. O tarihten sonra İYİ Parti kendi anayasal ilkelerini hazırlama çalışmalarına başlamıştır. 2021 Nisan ayında İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ilkeleri sayın Meral Akşener tarafından milletimize açıklanmıştır. Yukarıda da açıkladığımız nedenlerle İYİ Partinin yaptığı bu çalışma anayasa metni ve anayasa maddeleri çalışması değil, anayasa ilkeleri çalışmasıdır.
İYİ Parti’nin açıklamasından sonra Cumhuriyet Halk Partisi ve DEVA Partisi kendi ilkelerini kamuoyuna açıklamışlardır. GELECEK Partisi ise İYİ Parti’den daha önce anayasa ilkeleri olarak değil anayasa maddeleri şeklinde yaptığı çalışmayı kamuoyuna sunmuştur.
Altı siyasi partinin ortak olarak Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem çalışması yapabilmesinin ve bu çalışmanın başarıyla sonuçlanarak kamuoyuna sunulabilmesinin en önemli nedeni hiç şüphesiz ki çalışmaya katılan partilerin ilkelerinin birbirine benzer olmasıdır. En önemli benzerlik ise Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına yeniden güçlü bir şekilde ‘kuvvetler ayrılığı ilkesinin’ getirilmesinin zorunlu olduğuna ilişkin tam inanç ve kararlılıktır. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ilkelerinin arkasındaki güç ise altı siyasi partinin sayın liderlerinin iradesidir.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi bütün kuvvetleri tek bir kişide, cumhurbaşkanlığı makamında toplayarak, demokrasinin olmaz ise olmaz kuralı ve hukukun üstünlüğünün ülkede geçerli olmasının temel ilkesi olan ‘kuvvetler ayrılığını’ ortadan kaldırmıştır. İçinden geçmekte olduğumuz dönem itibari ile yasama, yürütme ve yargı erklerinin cumhurbaşkanının boyunduruğunda olması Türkiye’yi yönetilemez hale getirmiştir. Ülkenin bütün kurumları bozulmuş ve devlet hafızası yok edilmiştir. Dış politikadan, ekonomiye, yargıdan, toplumsal barışa kadar ülkedeki bütün krizlerin sebebi bütün yetkilerin tek bir kişiye verilmiş olmasıdır. Milletin tek bir gün dahi bu rejimle yönetilmeye gücü kalmamıştır.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ilkelerine bir bütün olarak bakıldığında açıkça görülen en temel ortak payda, altı siyasi partinin tümünün demokrasiye, hukuka, adalete, insan haklarına ve eşitliğe olan inancıdır.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ilkeleri bir seçim birlikteliği değil ülkenin aydınlık geleceği ve ülkede yeniden hukukun tesisi için bir araya gelen altı siyasi parti arasındaki anayasal birliktelik ya da bir başka deyişle Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem İttifakıdır. Bu ittifakın içindeki dört parti, CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi ve Demokrat Parti, 2018 seçimlerine Millet İttifakı olarak girmişlerdir. Büyük bir başarı elde edilen son yerel seçimlerde ise Millet İttifakının iki paydaşı, İYİ Parti ve CHP’dir.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem İlkeleri ise bir araya gelen altı siyasi partinin, daha önceden kamuoyuna açıkladıkları kendi ilkelerinin içindeki farklı olanlardan değil ortak paydalardan yola çıkarak oluşturdukları, temel anayasal ilkeler ile demokratik ve laik devletin temel ilkelerinden oluşmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının; Yasama, Yürütme, Yargı düzenine uyulmuş, ikinci bölümde de Demokratik Hukuk Devletinin Güçlendirilmesi başlığı altında temel hak ve özgürlüklere ilişkin temel ilkeler kaleme alınmıştır.
AKP, yirmi yılı aşkın bir süredir aslında Türkiye’yi kendinden farklı fikir ve düşünceleri dinlemeden, muhalefet partilerini ve her muhalif görüşte olanı kendi seçmeni gözünde düşmanlaştırarak yönetmektedir. Bu tek adam anlayışı ile ülkeyi yönetme politikası son referandumla anayasal düzene kavuşmuş bulunmaktadır. Hiç şüphe yok ki Cumhur İttifakının diğer paydaşı olan MHP, tek adam rejimine büyük destek olmakta ve bu rejimi kendi siyasi bekası için zorunlu görmektedir.
Önümüzdeki seçimlerde milletimizin önüne iki farklı devlet yönetme anlayışı ve bu anlayışların hukuki rejimleri çıkarak, oy talep edeceklerdir. Tek adam rejimi ile Cumhur İttifakı ve Güçlendirilmiş parlamenter sistem ile devlet yönetiminde milletin temsilcisi olan TBMM yeniden gücünü kazandıran ve devletin hukuk ve adaletle yönetilmesi gerektiğine inanan, Millet İttifakı.
Parlamentoların sahip olduğu dört işlevi olan; kanun yapma, milleti temsil etme, yürütmeyi millet adına denetleme ve bütçeyi kabul etme yetkilerinden, ikisi TBMM’nin elinden alınmıştır. TBMM, gensoru yetkisine sahip olmadığı için yürütmeyi ve bakanları ne kadar başarısız olsalar da, ne kadar hukuka aykırı işlemler yapsalar da düşürememektedir. İktidarın hazırladığı gelecek yılın bütçesini kabul etmede de muhalefetin elindeki bütün yetkiler alınmış bulunmaktadır. Cumhurbaşkanı göreve geldiğinden beri çıkardığı kararnameler ile TBMM ile yarışmış ve TBMM’nin kabul ettiği kanunlardan daha fazla cumhurbaşkanı kararnamesi çıkarmıştır. Cumhurbaşkanı ve bakanlar TBMM’ye karşı sorumlu değildir. Millet adına TBMM’nin hesap sorma ve denetleme yetkisi kalmamıştır.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile altı siyasi partinin vatandaşa verdiği sözler özetle şunlardır:
- Tarafsız, partisiz, tek bir kere ve yedi yıl görev yapacak olan, görev süresi dolduğunda da aktif siyasete dönmeyecek olan bir cumhurbaşkanı. Tam olarak tarafsızlığı sağlanmış bulunan Türkiye’nin 13. ve sonraki cumhurbaşkanları, devleti ve milleti temsil ile görevli olacak, yetkileri ve siyasi sorumlulukları da bu sınırla düzenlenecektir. Anayasadaki tarafsızlık yeminini ederek göreve başlamasına rağmen, partili olan, AKP’nin başı olarak tarafsızlığı kalmayan, bütün muhalefet parti liderlerini, siyasetçileri, muhalif akademisyen, yazar, çizer, gazeteci, öğrenci ve her vatandaşı gayri milli ve gayri yerli ilan ederek, bir de kimi zaman terörist olmakla suçlayan AKP lideri sayın Erdoğan’ın, milleti birleştiren bir tavır içinde olmadığı açıktır. Ülkedeki huzursuzlukların önemli bir nedeni olan partili cumhurbaşkanı sistemi değişecektir. Yeni anayasa ile Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanı, milleti birleştiren, bütün seçmenleri ve ülkeyi kucaklayan kimliği ile görev yapacaktır.
Kamu Yönetiminde liyakat temel ilke olarak uygulanacak, büyük haksızlıklara neden olan ve gençleri ülkeden ümitsizliğe sevk eden ve kaçıran, adil olmayan mülakat uygulamasına son verilecektir.
- Ülkeyi bakanlar kurulu yönetecek ve hem bakanlar kurulu birlikte hem de bütün bakanlar tek tek milletin temsilcisi olan TBMM’ne karşı sorumlu olacaklardır. TBMM, gensoru ile başarısız olan bakanı düşürebilecektir. Başarısız olan hükümet ise ancak başbakanın ya da bakanlar kurulunun, yapıcı/kurucu güvensizlik oyu ile düşürülmesi ile iktidardan düşecektir. Ancak yapıcı/ kurucu güvensizlik oyu ile hükümetin düşürülmesi demek, aynı işlem ile aynı anda yeni hükümetin de muhalefet tarafından kurulabilmesi demektir. Yani muhalefet, yeni hükümeti kuracak yeterli milletvekili sayısını bulmadan ve kendi arasında yeni başbakan hususunda anlaşmadan ve bu kararı cumhurbaşkanına sunmadan, görevde olan iktidarı düşürme imkanına sahip olmayacaktır. Böylece daha önceki dönemlerde siyasi krizlere neden olan ülkenin hükümetsiz kalması ihtimali Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemde engellenmiştir.
- TBMM’nde muhalefet bütçeyi kabul ya da reddetme yetkisine yeniden sahip olacaktır.
- Yasama kısmında ise mecliste karar alınırken, iktidar ve muhalefetin uzlaşma arayışını zorunlu kılan kurallar getirilmiş bulunmaktadır.
- Yargı tam olarak bağımsızlığına kavuşacak, yargıçlara coğrafi teminat getirilecektir. Anayasa Mahkemesi’nin üyelerinin seçiminde TBMM’nin yetkisi arttırılacak ve iktidarın Anayasa Mahkemesi üzerindeki baskısına son verilecektir. Hakimler ve Savcılar Kurulu ikiye ayrılarak, Hakimler Kurulu ve Savcılar Kurulu olarak iki kurul oluşturulacaktır. Kurulların seçiminde TBMM’nin etkisi artacaktır. Hakimler Kuruluna Bakan ya da müsteşar katılmayacaktır. Özetle iktidarın yargıyı etkilemesine izin verilmeyecektir. Hâkimler, Anayasa Mahkemesi kararlarına ve İnsan Hakları Mahkemesi Kararlarına uyacaktır.
- Temel Hak ve Özgürlüklerin sağlanması hususunda da altı siyasi parti tam bir mutabakat içindedir. Çoğulcu, katılımcı ve özgürlükçü bir demokrasinin hâkim olduğu bir sistem oluşturulacaktır. Düşünce ve ifade, toplantı ve gösteri yürüyüşü ve örgütlenme hakkı, laik ve demokratik toplumun gerekleri, din ve vicdan özgürlüğü, basın hakları, özgür ve güçlü sivil toplumun oluşması, sosyal hakların eşit şekilde devlet tarafından sağlanması ve çevre haklarının korunması için gerekli her hukuki değişiklik yapılacak ve bu hakların güçlü bir şekilde vatandaşlar tarafından kullanılmasından taviz verilemeyecektir.
- Kadın-erkek eşitliğinin her alanda, eğitimde, iş dünyasında, siyasette, aile içinde ve sosyal toplumda, devlet ve yargı uygulamasında tam olarak sağlanması, altı partinin tartışmasız anlaştığı diğer bir önemli insan hakkıdır. İlkokul birinci sınıftan itibaren çocuklara insan hakları ve kadın-erkek eşitliği dersleri konulacaktır. Kadına karşı şiddetin sıfırlanması için uluslararası ve ulusal mevzuat tam olarak uygulanacaktır. Kadına karşı şiddette indirim halleri kaldırılacak, cezaların önleyiciliği arttırılacaktır.
- Kamu Yönetiminde liyakat temel ilke olarak uygulanacak, büyük haksızlıklara neden olan ve gençleri ülkeden ümitsizliğe sevk eden ve kaçıran, adil olmayan mülakat uygulamasına son verilecektir.
- Akademik özgürlük tam olarak sağlanacak, üniversiteler bilimsel, idari ve mali özgürlüğe kavuşacaktır.
- Yerel yönetimlerin yetki ve sorumlulukları arttırılacak, merkezi yönetimin yerel yönetim üzerindeki idari denetiminin sınırları açıkça belirtilecek, yeni bir merkez-yerel dengesi oluşturulacaktır. Demokrasiye uymayan kayyum uygulamalarına son verilecek ve seçimle gelen, seçimle gider ilkesi güvence altına alınacaktır.
- Siyasi Etik Kanunu çıkarılarak, devlet ve bütün kurumlar yolsuzluktan ve rüşvetten arındırılacaktır.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, ilkeleri altı siyasi partinin milletimize, seçimleri kazandıktan sonra hayata geçirmek üzere verdiği sözüdür.
Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ilkelerine bir bütün olarak bakıldığında açıkça görülen en temel ortak payda, altı siyasi partinin tümünün demokrasiye, hukuka, adalete, insan haklarına ve eşitliğe olan inancıdır. Eşit vatandaşlar olarak seksen dört milyonun ülkenin refahından ve gelirinden eşit bir şekilde yararlanmasıdır. Hiçbir vatandaşın bir diğerine üstünlüğünün olmaması, bütün vatandaşların devletin ve hukukun karşısında eşit olmasıdır. Kimsenin dilinden, dininden, mezhebinden, inancından, ırkından, cinsiyetinden, yaşam tarzından, siyasi ve sosyal aidiyetinden dolayı ayrım yaşamayacağı bir ülkeye ve bunları sağlayan anayasal sisteme olan inanç ve kararlılıklarıdır.
İYİ Parti bu inanç ve kararlılık ile kendi ilkelerini hazırlamış ve kamuoyuna sunmuş, bu inanç ve kararlılık ile altı parti ile birlikte Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ilkelerini hazırlamıştır. Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem, ilkeleri altı siyasi partinin milletimize, seçimleri kazandıktan sonra hayata geçirmek üzere verdiği sözüdür.